Ruh, maddeyle konuştu.. konuşmaya çalıştı..
Kadın maddenin dişlilerinde ki çark gibi yaşıyordu hayatı, zamanı, mekanı… gerçekçi, realist.. maddeydi, gerçekti yaşam kuramı..
Dünyaya geldiğinde verilmişti bu komut.. o da sorgulamadan aldığı komutu uyguluyordu. 
Yorulmadan, dinlenmeden, maddesel çarklarda bir değerli maden; yontulmamış, işlenmemiş bir büyük parça elmas..!!
Gözleri derin mavilikler deryası bir umman ve lakin baktımı ruhu uyandıran ve hatta KENDİNİ UYANDIR DÜŞÜ KURduran..!! sadece sekiz dakika KENDİNİ UYANDIR DÜŞÜ KUR'
Kadın---- derinsinsin dedi, derinnn..............!!!!! ‘'gözlerin gibi'' dedi..!! Adamın ruhunun susmayan dili.!!!!!!!! duymadı kulakları, haykırdı, ruhu.. GÖZLERİN GİBİ DERİNDİR ZİHNİM..!!
Ve belki de inanamadığı bu "kendini uyandır" düşüne kapılıp gitmeliydi kendi gerçekliğinin düzleminde.
Sonra kendi gerçekliğini, gerçek düşünün kendi gerçekliği olup olmadığı analizine ve takdirine bırakmalıyıdı, sekiz dakikalığına...
Acaba sonsuzcasına bir hayale mi, yoksa evrensel hakikate mi ulaşmış olacağını bilmeden sonunda. 
Ama sekiz dakikalığına aklını yitirmeliydi..!
Hareli mavi gözler buğulandı… 
Alevin maviliğinde parlak kızıl kıvılcımları içine topladı.. hafif bir tebessüm ve albeni bakışları.. sadece sekiz dakika ona KENDİNİ UYANDIR DÜŞÜ KURdurmaya çalışmıştı' nafile..!! ilham geçiş yapmak üzereyken; madde harekete geçmişti, adamın ruhunu duymadan;
Tamda “hissetti” diye düşünürken.. Neden? algılama tastamam oturmuşken gerçeğe dönüştürmeye çalışmıştı ki neden?
Sekiz dakikalığına yitirilen akıl gerisin geriye döndü, kulaklarında ruhun nidaları suspus oldu..!!
Makine hareketini kesmemişti, çarkın dişlileri dönüp duruyordu..
Ruh, maddeyle konuşamamıştı..!! konuşmaya çalışmıştı..
Selam ve saygılarımla