Haber: Mert Osman Erman
Cinsiyet ücret açığı ve cinsiyete dayalı şiddet karşı protesto olarak çağrılan "kvennafrí" veya kadınlar günü, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi kadınların çoğunluğunun çalıştığı alanları özellikle etkiliyor.
Planlanan grev, 1975'ten bu yana gerçekleşen ilk tam gün kadın grevini işaret ediyor.
Kadınlar ve non-binary insanlar, salı günü ödenmiş ve ödenmemiş işleri, ev işleri dahil, reddetmeleri konusunda teşvik edildi.
İzlanda Başbakanı Bayan Jakobsdóttir, protesto öncesinde mbl.is web sitesine şunları söyledi: "Ben de kadınlar kabindeki herkesin yapacağını beklediğim için bu gün çalışmayacağım."
Bayan Jakobsdóttir, hükümetinin kadınların hakim olduğu mesleklerin, geleneksel olarak erkeklerin hakim olduğu alanlarla karşılaştırıldığını nasıl değerlendirdiğine baktığını söyledi.
İzlanda Öğretmenler Sendikası'na göre, kadınlar eğitim sisteminin her seviyesinde, anaokulu öğretmenlerinin %94'ünü de içerecek şekilde öğretmenlerin çoğunluğunu oluşturuyor.
Ülkenin en büyük hastanesi olan İzlanda Ulusal Üniversite Hastanesi'nde çalışanların yaklaşık %80'i kadındır. İzlanda, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından 14 yıl üst üste cinsiyet eşitsizliği açısından dünyanın en iyi ülkesi olarak sıralandı. Ancak ülke tam anlamıyla eşit değil, WEF ona genel bir puan olan 91.2 vermiştir.
En seyrek nüfuslu ülkelerden biri olan bu volkanik ada, ekonomik katılım açısından dünyada 14. sıradadır, Liberya, Jamaika ve Norveç gibi ülkelerin altında yer alır.
1975 yılında İzlanda'nın kadın işgücünün yaklaşık %90'ı, kadınların ekonomi için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak amacıyla greve gitmişti. Grev, ülkenin parlamentosunun bir sonraki yıl eşit ücret yasasını geçirmesine neden oldu.
Eski İzlanda Cumhurbaşkanı Vigdís Finnbogadóttir, 2015 yılında BBC'ye verdiği bir röportajda, 1975 grevinin "İzlanda'da kadınların özgürleşmesinin ilk adımı" olduğunu ve 1980 yılında dünyada demokratik olarak seçilen ilk kadın devlet başkanı olmasının yolunu açtığını söyledi.
