Yolcular, yolculuğu sevdiklerine vardığı için severler. Uzun sürse bile varacakları hazzı bildiklerinden zor gelmez bu yolculuk. Öyle ki soluksuz bir heyecan ile kavuşma anı beklenir. Okunan kitaplar ve izlenen filmleri düşününce final nasıl da merak uyandırır. Tepeden tırnağa hem de…

Bu heyecanın çoğunlukla sebebi kimin nereye koyduğunda gizlidir. Hayatta bu denklemde çalışır.Kişi bizde ne kadar yer kaplıyorsa bizi o kadar mutlu eder ya da o kadar üzer. Kimseye bu kadar geniş bir alan sunulmamalı.

Onların bizden fazla yer işgal etmesine müsaade etmemeliyiz. Kendimizden fazla değer verdiğimiz herkes sadece bize kan kaybettirir. Ve biliyorsunuz ki vücudumuzun %20 oranında kan kaybetmesi durumunda komaya girmemiz kaçınılmazdır. Kendimize bu kötülüğü yapamamalıyız. Hiç kimse bizden daha değerli olmamalı.

Annenin evladına merhametini düşünün; o anne ki evladı için her şeye göğüs gererek yeri gelir, en çekilmezi bile baş tacı eder. Ancak hayırsız ve duyarsız olması durumunda kırılıp dökülür. Kişinin kendi karmasını bu şekilde kirletmesi ne kadar da tehlikelidir. Kendisine verdiği zararı, gaflete düştüğü takdirde göremez. Ancak karması devreye girdiğinde, -Ben ne yaptım? – diyecektir. Ne acı…

Hayat dengeyi daima diri tutar. Yapılan her hata bedel ödeteceği anı bekler. Sahi kaç kişi farkında? Kim ayağı takıldığında kalbini sorguluyor? Cevabı açık aslında kendi öz benliğini sorgulayanların sayısı o kadar az ki inanamazsınız.

İster öneri ister ikaz ister tehdit olarak düşünülsün! Yeter ki bu anlamda farkındalık bilinci oluştursun. Kim kime ne yaşatıyorsa yaşayacaktır. Hem nasıl denir? “Kimse yaşattığını yaşamadan ölmez.” Ne kadar da güzel bir söz. Anlayana en güzel öğüttür.

Bir diğer müthiş detay ise ağzımızdan çıkan sözlerdir. Kim kimin için neyi temenni ediyorsa önce kendi hayatında ağırlıyor. Harika değil mi? Düşünsenize iyilik isteyen iyileşiyor. Üstelik her bir hücresine kadar. Bu muazzam dengenin farkına varmak gerek. Hani psikologlar -Affedin ve hafifleyin.- diyor ya hadise bu kadar basit.

Hayatınızdaki herkesi ve her şeyi affedin. Yola daha temiz bir şekilde çıkacaksınız. Bir noktada yolunuzdaki taşları temizleyerek ilerleyeceksiniz. Böylece ruhunuz arınacak ve size anın tadını çıkarmak kalacak. Kendinize bu iyiliği yapın…