İsrail son dönemde özellikle normalleşme adı altında bölgede nüfuzunu attırmaktadır. Bu konuda hamleleri önceden planlayan ve virüs ile beraber oluşan ortamdan da faydalanarak güç göstergesi ile önemli ve derin hamleler yapmaktadır. Bu hamlelerini bölgede en çok destekleyen ülkelerin başında da Körfez Ülkeleri gelmektedir. BAE, Bahreyn, Suudi Arabistan, Umman gibi ülkeler de İsrail yanlısı önemli gelişmeler tek tek sıra sıra yaşanmaktadır. Normalleşme adı altındaki anlaşmalar da İsrail’in bölgedeki Truva atı olan Muhammed Dahlan ismini de unutmamak lazımdır. Zaten İsrail’in bölgedeki üç Muhammed projesinde (Muhammed bin Selman, Muhammed bin Zayed) en önemli yeri Muhammed Dahlan oluşturmaktadır. Muhammed Dahlan’ın ve yakın arkadaşı olan Mossad Başkanı Yossi Cohen’in önceden yürüttüğü diplomasi ve görüşmeler ile iki tarafta (BAE-İsrail) kolaylıkla masaya oturup anlaştı. Anlaşma zaten uzun bir süredir Abu Dabi merkezli gizli görüşmeler çerçevesinde vardı… Lakin bunun yakın zamanda iki devlet için atılacak ortak adımlar babında Uluslararası alanda resmileşmesi açısından önemliydi.

Bunun yanı sıra Bahreyn ve Fas derken şimdi de sırada Umman ve Güneydoğu Asya’nın önemli bir ülkesi olan Endonezya var. İsrail ile normalleşme konusunda Endonezya'da da bazı hazırlıklar var. Özellikle Güneydoğu Asya'da Muhammed Dahlan ve ekibinin güçlü olduğu bir ülkedir Endonezya... Dahlan BAE, Fas gibi ülkeler de olduğu gibi normalleşme koşullarını burada da hazırlayan isim olacaktır. İsrail’in Güneydoğu Asya açılımından sonra sıra Kafkasya ve Orta Asya’ya da gelecektir. Burada da var olan ilişkilerini daha da sıklaştırıp güçlendirecektir. Tam da bu noktada bölgenin kilit ülkesi olan Türkiye’de de son dönem de İsrail ile normalleşme konusunda kulağımıza ilginç bilgiler geliyor. 

Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme adı altında ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in de aracı olacağı kulağımıza gelen önemli bilgilerdendir. Zaten İsrail’in Kafkasya’daki en önemli müttefiki Azerbaycan’dır. Bunu son yaşanan Karabağ hadisesinde de gördük. Lakin Türkiye’nin bu noktadaki tavrı ve yaklaşımı çok önemlidir. Maalesef hükümet içinde de sözde İsrail ile normalleşme anlaşmasına can atanlar var. Türkiye’deki önemli isimlerin bu noktadaki duruşu, Türkiye’nin yakın gelecekte bölgedeki yerini ve konumunu da belirleyecektir. Türkiye, İsrail ile masaya oturduğu an kaybetti demektir. Çünkü İsrail, Ortadoğu’da her zaman bölünmüş bir Türkiye’den yanadır. Bunu ve Siyonizmin Arz-ı Mevud projesini bile bile böyle bir girişimde bulunmak intihardır. Milli çizgilerimiz ve Devletin Al-i menfaatleri böyle bir normalleşmede allak bullak olur. Türkiye Avrasya’daki konumunu güçlendirmeye bakmalıdır. Bölgede İsrail’in normalleşme adı altında nüfuzunu güçlendirme planlarına karşı çok dikkatli olmalıdır. Türk Milleti asla ama asla böyle bir normalleşmeye evet demez. Bunu bilen İsrail ise Türk Milletini buna hazırlamak için medyadaki satılmış kalemleri ve siyaset içindeki kuklalarını sahaya sürüp bu noktadaki istenilen ortamı oluşturmaya çalışacaktır. Zaten başladı da…

Ve son söz: ‘’Yaklaşan yeni dünya düzeninde Türkiye’yi ve Türk Milletini zor bir sınav beklemektedir. Türkiye bu sınavı güçlü strateji, akılcı analizler ve Liyakat sahibi kişilerin göreve getirilmesi ile geçebilir’’