Toplum kamplara bölünmüş, herkes birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul...

Trafikte karşılaştığımız, küstah ve saygısız tavırlar, insan kalitemizin ne hale geldiğinin önemli bir göstergesi...

Eskiler, "KUL HAKKINDAN" bahsederdi...

Eskiden kul hakkı dendi mi, tartıda ve ölçüde hile yapmak, mal ve hizmetleri fahiş fiyatla satmak, kul hakkının, önemli bir ihlali olarak görülürdü...

Üreticinin geçinemediği, binbir zorlukla ürününü aracıya satmaya çalıştığı ama, yok fiyatına satabildiği ürününün, 400 kat fiyatla tüketiciye ulaştığını görünce hayretler içinde kalmaktadırlar... Üreticiyi açlığa mahkûm ederek, sadece kapital sahibi olduklarından, fazla ve haksız kazancı, kendi hakları gibi gören, bu yozlaşmış ve hak gaspı yapan kişilere nasıl insan diyeceğiz???

Bu ve buna benzer sayısız olayı, her gün, her sektörde, bilerek veya bilmeyerek yaşamaktayız!!!!

ABD'nin ve dünyanın en önde gelen bilim kuruluşlarından Harvard Üniversitesi araştırma görevlileri tarafından yapılan araştırmalara göre, hoşgörüsüz, kendini beğenmiş ve asabiyet gibi özellikleri insanların EVRİM BASAMAĞI'ndaki zirve noktası olarak tespit etmişlerdir..

Her ne kadar, Allah'a inananlar Evrim teorisi'ni kabul etmeseler de, bilim adamları böyle bir sonuca varmışlar...

Garip olan şey ise şu: Bu zirve noktasının altında yer alan, yani evrim halkasının bir önceki basamağındaki insanlarda baskın olan değerler, sakinlik, yardımseverlik ve paylaşımcılık gibi hepimizde olması gerektiğini düşündüğümüz özelliklerdir...

İşte Harvard'lı bilim insanlarına göre, yardımseverlik veya paylaşma türünden duygular, "evrim olarak daha az gelişmiş insanlara" has olan duygular olarak tasnif ediliyormuş...

Prof.Dr.Victoria Wobber'a göre, paylaşmak ve iyi niyet, "evrimsel" anlamda türlerin birbirleri arasındaki bağların sıkılaştırılması dönemine denk gelir iken, bu bağlar sıkılaştıktan ve sosyal yaşam oturduktan sonraki aşama ise agresifliğin ve benmerkezciliğin hakim unsura dönüşmesi olarak şekilleniyormuş!!!

Evrim teorisini bir kenara bırakarak, insanlık tarihi açısından, bu sosyal yaşam tarzı hakkında bir değerlendirme yapacak olursak, insanlık (hümanizma) eskiden daha yaygındı, giderek insanlığımızdan ve hoş görümüzden uzaklaştığımızın resmidir...

İnsanlık ve acıma duygusu, pek az insanda varlığını sürdürmekte, çoğunluk acımasız birer canavara dönüşmüş durumda....

Siyasi inanç farklılığı nedeniyle, hakim güçler, karşı olarak veya kendilerine faydasız olarak gördükleri, kişi ve kurumları ortadan kaldırabilmek için, Kamu'nun gücünü sınırsız bir şekilde kullanmaktan çekinmemektedirler... Kurumları iflasa sürüklemek, orada çalışan insanların rızıklarının kesilmesi ve açlığa mahkûm edilmeleri, onların vicdanlarını asla rahatsız etmemektedir...

Allah toplumumuzu bu tür kontrolsüz ve insafsız güçlerin gazabından korusun !!!!