Borçlar Kanunu Tasarısı’nı görüşen TBMM Adalet Komisyonu "Haksız fiilden doğan manevi tazminat" maddesini kabul etti. Peki bu maddenin kabulü tam olarak ne demek? Komisyondaki uzmanlar ilgili maddeyi , "Başta trafik kazaları olmak üzere, kişilerin gözünü, kolunu, bacağını kaybettiği olaylarda yakınlarına tazminat isteme hakkı getiriliyor. Beraber olup aralarında resmi nikah olmayanlardan birisi, birlikte olduğu kişinin zarar görmesi dolayısıyla mahkemeye başvurabilir. Yakınlığını tanıklarla kanıtlayabilir. Nişanlısının gördüğü zarardan dolayı da tazminat istenebilir" şeklinde açıkladılar. İşte bu değişiklik ile beraber imam nikahlı eşe tazminat yolu açıldı. Tabii ki bu da imam nikahının meşru olmasını sağlıyor. O zaman bu maddenin kadını koruduğunu mu yoksa imam nikahını teşvik mi ettiğini açıklamamız gerekiyor. Öncelikle imam nikahının hukuken yasak olduğunu bilmeliyiz. Eğer bunu bilirsek yukarıdaki soruların cevabını daha kolay verebiliriz. Bu düzenlemeyi “Kadını korumak” olarak savunanlar zaten toplum içinde böyle bir uygulama olduğunu ve yaptıklarının kadınların aleyhine olmadığını söylüyorlar. İmam nikahı yani bir erkeğin birden fazla kadına sahip olması topluma örnek olabilecek bir durum değildir. Bu topluma kötü örnek olan yasa dışı evliliğin önlemesi gerekirken tam tersinin yapıldığını görüyoruz. Yani imam nikahını teşvik ediyorlar. Öyleyse imam nikahlı kadın kimdir sorusuna bir yanıt bulmalıyız. Evet, imam nikahıyla evlenmiş olan bir kadın “ikinci kadın” dır. Ve hiçbir kadın öteki olmayı kabul etmez. Her kadın “Esas” olmak ister. Doğasında yoktur çünkü… Bana göre, hoca nikahını isteyerek tercih eden bir kadın haksızlığa uğramış değildir. Paylaşmayı baştan kabul ettiğine göre yanlışından dönene kadar korunmaya muhtaç değildir. Eğer, bir kadın imam nikahını zorla kabul etmek durumunda bırakıldıysa acilen güvence altına alınması gerekir. Çünkü Medeni Kanunda belirtildiği gibi imam nikahı yasaktır. Zaten insanlarda sadakatsizliğe doğru bir eğilim varken bunu meşru bir duruma getirirsek toplumda çözülmeler başlayacaktır. Dolayısıyla da kadınlar arasında kin ve nefreti körükleyecektir. Ayrıca “Aile” kavramını da ortadan kaldıracaktır. Eğer aile; kadın, erkek ve çocuklardan oluşuyorsa diğeri nedir? Kabile midir? Sonuç olarak; ilgili değişiklik imam nikahını kolaylaştıracak ve teşvik edecektir. Bu düzenlemeyi “Reform” olarak görenler Toplumda çıkacak kargaşanın da sorumluluğunu üzerlerine almalılar. 21. Yüzyıl Türkiye’sinde kocasının başka biriyle imam nikahlı olduğunu duyan bir kadının vereceği tepkinin büyüklüğünden çekinmeyenler, toplumu nereye götürmeye çalıştıklarını bilmiyorlar. Türk kadını geçen yıllar ardından çok değişti. Artık uyumuyor, başkaldırıyor, sorguluyor ve gerekirse reddediyor. Yeni düzenlemenin de ne getireceğini, aslında ne götüreceğini yaşayarak öğreneceğiz…