Biz Millet olarak iletişim sıkıntısı çekiyoruz.. İnsanlar lafı hangi kulakta dinliyorlar belli değil. Birsi bir şey anlatıyor karşısındaki insan anlatılanı kendi düşündüğü gibi algılıyor Sağlıklı bir iletişim kurabilmek için önce karşımızdaki kişiyi duymak, duyduğumuzu da dinlemek gerekir.
Kendini yetiştirmiş bir insan önce dinler, düşünür sonra konuşur.  Ağızdan çıkan her sözün geri dönüşümü olmaz. Mevlana ne demiş; “Kulak eğer gerçeği anlarsa göz dür. 
Kişi önce kendini tanımalı Ben kimim? Bu sorunun yanıtını verebilen insan ne saldırgan davranabilir ne de pasif bir insan olur. Kendine güveni tamdır. Kişinin davranışları zaten geçmiş yaşantısında aldığı eğitimlerle ilgilidir. Ses tonunu inişlere çıkışlara dikkat edebilen bir insan saygılıdır
Karşımızdaki insanın konuşmaları hoşumuza gitmeyebilir. İnsanların hepsini seveceğiz diye bir kaide yoktur. 
Ama ona saygısız davranacağımız anlamına da gelmemeli. Her insan, kendine düşen bir konuda konuşma hakkına sahiptir. Onun konuşmalarını bölmeden dinlemek ta bizim ne kadar anlayışlı, eğitimli saygılı olduğumuzu gösterir.  
Yetişkin olarak çocuklarımız ile konuşmalarımızda onlara da sağlıklı kendine güven sağlayıcı mesajlar vermemiz gerekir.
Önce çocuk kimliğini bilecek kendini tanıyacak kendine güvenemeyen bir çocuk başkalarıyla iletişim kuramaz. Çocuklarımıza yüzümüze baktığında mimiklerimizi beden duruşu, yüz ifadelerini anlaması gerekir. Karşısındaki kişinin ne demek istediğini daha söz söylemeden çözmesi gerekir. İletişimde bu çok önemlidir. 
Saldırgan davranmak kadar pasif davranmak ta güçlü veya güçsüz olmamızı sağlar bu her iki davranışta iyi değil önemli olan ne demek istediğini ve buna güvenle daha önce ki birikimlerimizle yanıt vermek en uygunudur.