Beşiktaş aldığı bu mağlubiyetle sezonun en kötü saha içi performansını sergileyerek en ağır sonucunu aldı. İlk 45 dakika Konyaspor kalesine isabetli şutu yok Beşiktaş'ın. Alınan bu ağır sonuçla siyah beyazlılar ilk yarı kaybedilebilecek tüm puan kaybı hakkını tek bir maçta kullandı desek abartmış olmayız. 

Konyaspor karşılaşması Beşiktaş için bir dönüm noktası olacak. Bu maçtan sonra Beşiktaş çıktığı hiçbir maçı bu şekilde kaybedemez. Nasıl bir antrenman ve disiplin uygulanacak bilemiyoruz ama yönetim, takım ve teknik ekibin bir araya gelerek bazı noktalarda devam eden kronikleşmiş sorunları tamamen kesip atması şart. 

Konyaspor karşısında benim gördüğüm en büyük sıkıntı esame listesinde yer alan 11'di. Bu maçta da gördük ki Beşiktaş hala ideal 11 arayışında. Lig başladı ve 3. haftayı bitirdik takımın omurgasını oluşturacak bir muhtemel 11'i maç öncesi yazamıyoruz. Çünkü yok! Anlaşılan o ki; Sergen hocanın da bu konu kafasında henüz netlik kazanmış değil. 

Geriden başlayacak olursak savunmanın merkezinde yer alan Vida-Welinton tandemi yetersiz. Her ikisi de rakibin hızlı çıkışlarında geriye dönüşlerde oldukça yavaş ve müdaheleleri yersiz. Üstelik bu oyuncular geriden oyun da kuramıyor. Özellikle Beşiktaş'ın kalesinde gördüğü iki golün nedeni Vida. Yapmış olduğu pas hataları ve gereksiz müdahaleleri ortada. Bu oyuncunun durumunun bir an önce netlik kazanması lazım. Daha önce de belirtmiştim transfer illa almak değil bazen göndermek de gerekir. Tandemde ve kadroda radikal bir değişiklik gerekli.

Oyunun esas şekil aldığı takımın ve rakibin mücadelesinin görüldüğü yer olan orta sahaya baktığımızda; Beşiktaş her hafta başka bir kombinasyon deniyor. Bu kez Mensah, Ljajic ikilisini deneyen Sergen hoca, Ljajic'in takım oyunundan uzak performansı nedeniyle istediği verimi alamadı. Ljajic özellikleri açısından yetenekli bir oyuncu fakat geçtiğimiz sezondan bu yana yapamadığı her şey Beşiktaş aleyhine skora dönüşüyor. Ljajic merkezde oynayan bir orta saha oyuncusu ve haliyle rakip ceza sahasına yakın bir yerde sık sık topla buluşuyor. Fakat oynadığı tüm maçlara baktığımızda içeriye (hedefe) etkili bir top çıkardığını ya da şut çektiğini henüz göremedik. Bu bölgede Mehsah, Atiba, Oğuzhan üçlüsünde ısrar edilmeli. 

Üçüncü bölgede ise; ilk maçlarda Larin'le başlayan Sergen hoca, bu kez Avrupa maçında iyi bir performans sergileyen Güven Yalçın'la oyuna başladı. Güven, çalım ve şut konusunda yetenekli bir ayak Beşiktaş'ın sol açığında muhteşem işler yapar. Ama şu net ki Beşiktaş'ın sezon boyunca skor yükünü çekecek forveti, Güven değil. 

Kenarda bekleyen Aboubakar'ın ve Gökhan Töre'nin oyuna girmesiyle Beşiktaş birkaç gol pozisyununa ancak girebildi. Siyah beyazlılar ideal 11'ni bulmak zorunda yoksa Aboubakar ve Gökhan transferleri de etkili olmaz. Her iki oyuncu da oynadıkları süre itibariyle takım için gerekli ve doğru hamleler olduklarının sinyalini verdi. Bu ikilinin milli aradan sonra üçüncü bölgenin dolayısıyla Beşiktaş 11'nin vazgeçilmez parçası olacağı açık. Neden mi? 

Siyah beyazlıların üçüncü bölgedeki en büyük handikapı oraya kadar etkili gelen topun ceza sahasına girince etkisizleşmesi. Oyunda sıkıntı var. Hızlı bir şekilde hedefe ulaşması gereken pozisyonlar yan toplarla, gereksiz paslarla boşa çıkıyor. Aboubakar ve Gökhan mevkileri gereği topla buluştuğunda direkt şut çekebilen veya etkili ara pas, asist yapan oyuncular ve Beşiktaş'ın son iki sezondur en çok ihtiyacı olan şey bu. Şut ve gol. 

Not: Beşiktaş omurgasının henüz oturmamış olmasının nedeni yönetimdir. Yönetimin bir an önce kendi eksikliklerini görerek, Sergen Yalçın'ın üzerindeki yükü alması şart!!! Aksil halde kongre çok yakın.