Gece karanlığında bin bir dualarla, melekleri çağırıyorum dört bir yanıma; kendim için güzel vatanım ve insanlık için iyi dilekler diliyorum.

İncinen ruhumu kandırıyorum; “yarın dünden güzel olacak!”

Korkularıma; “yarın kimseler haksız yere ölmeyecek!’’

Kaygı dolu düşüncelerime; terör bitecek.

İnsanlar ters köşe olmayacak. Ekonomi düzelecek.

Hayat; bana ve bütün insanlara hüzün seslerini duyurmayacak.!

Karda kışta evsiz kalan nice çocukların yüreği ısınacak, kaderleri birden değişecek. Hayvanlar kar altında kalmayacak.

Doğudan doğan güneş “sevgi” ile aydınlatacak sabahı, akşam batınca güneş umutlarımızı batırmayacak, ertesi günün sabahına daha fazla sevgiyle doğacak diyorum.

Gece karanlığın sabahı hepimizi barış ile huzurla aydınlatacak, gün içinde kavgalar, öfkeler hatta başıboş çekiştirmeler olmayacak. Herkes yaptığı işten hoşnut olacak. “Emek vermek ne de güzelmiş” denilecek. Hiç kimse bir başkasının sırtına basıp haksız kazanç sağlamayacak.

Adil olacak her şey…

Vicdan yerinde mutlu kalacak, ızdırap çekmeyecek diye imgeliyor, olum lamalarla zorda olsa uykuya dalıyorum.

...

Sabah bir gri güne uyanıp, bir umutla hayata koşarken;

Yine terör can almış.

Yine şehitlerimiz var.!

Patlamalar, koşuşturmalar, ambulans sesleri, çığlıklar ve kayıp acılı bir gün daha başlıyor.

Mutsuzum, keyifsiz insanlar…

Asık suratlar… Çaresiz, ışıksız gözler..

Kalemim yazamıyor eskisi gibi; şiirleri, aşkları, sevdaları..

Bedenim yorgun, aklım karmakarışık.

Türküler, ağıtlar kulağımda arabesk bir gün deyim yine..

Gördükçe, paramparça duygu durumlu insanları, kızıyor kalemim sitem ediyor hayata ve hayatın cilvelerine.

Konuşamıyorum, suskun satırlarım…

Düşünemiyorum dün deki acıları, düş kuramıyorum yarınlara…

Anlamıyorum cani oyunları,hatırlamıyorum bile; sevgiyi ne vakit kaybettiğimizi.

Yanımdan bir dost geçiyor ve fark ediyor,dalgın ve üzgün oluşumu soruyor;

-Nasılsın?

İçimden derin bir ah çekiyorum…

- Hiç ama hiç iyi değilim.!