Mustafa Kemal ATATÜRK
Hekimlik mesleği üyeleri arasına katıldığım şu anda, hayatımı insanlık yoluna adayacağımı açıkça bildiriyor ve söz veriyorum.
Hocalarıma saygı ve gönül borcumu her zaman koruyacağıma, sanatımı vicdanımın buyrukları doğrultusunda dikkat ve özenle yerine getireceğime, hasta ve toplumun sağlığını baş görev sayacağıma, benden hizmet bekleyen kimselerin sırlarına saygılı olacağıma ve onları saklayacağıma, hekimlik mesleğinin onurunu ve temiz töresini sürdüreceğime, meslektaşlarımı kardeş bileceğime, Din, Milliyet, Irk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime, insan hayatına kesinlikle saygı göstereceğime, baskı altında kalsam bile tıp bilgilerimi insanlık değer ve yasalarına karşı kullanmayacağıma, açıkça, özgürce ve namusum üzerine and içerim.
Toplumumuzda son zamanlarda, ‘’AND‘’(yemin etme, söz verme) ilkelerinin değiştiği bir zamanda, TIP DÜNYASINDA değişmezliğini gösteren ve HİPOKRAT YEMİNİNDEKİ cümleler, hem hasta yakınlarını, hem de emekçi, sevgili doktorlarımızın tüylerini ürpertiyor…
Doğu, Batı, Güney ve Anadolu’da, ulaşılmaz kar ile yolları kapanan insanlara, “Gönül yollarını açan ve akademi bilgilerine sevgi ekip yardımımıza koşan Can Doktorlarımız..!’’
Görevine başlarken yaptığı yeminle hem kendisine hem insanlığa söz vermiş, söz sahibi, ‘’Doktorlarımız’’ görevlerini yaparken; olumlu, olumsuz hiçbir şeyden etkilenmeden, Türk, Kürt, Sünni, Alevi, Çerkez, Laz, diye gözetmeden, din, dil, ırk menfaat düşünmeden canla başla çalışan hekimlerimiz, bir siren sesi kadar her birimizin yanı başındalar…
Kutsal meslek sahibi hekimlerimiz, yaşlı, çocuk yetişkin olarak hepimizin can damarları…
Senelerce Sağlık Bakanlığı’nda görevini layıkıyla tamamlamış, UNICEF gönüllüsü bir babanın çocuğu olarak kardeşimin ve diğer aile yakınlarımın Sağlık kurumundan gelip geçmeleri ve hala çalışmalarına devam etmeleri ise; benim için apayrı bir onur…
Canım babam, Nedim Oskay, 78 yaşında. Duygusallığı yoğun yaşadığı evrede iken; Antalya’dan, telefonun diğer bir ucundaydı:
Sesi titrek ve gözyaşlarıyla kelimeleri zor anlaşılıyordu. Kendisinden 4 yaş büyük olan ağabeyinin trafik kazası geçirmesi ve yine canavar sürücü hatasıyla hastaneye kaldırılıp, yoğun bakımda bulunan acısından söz ediyordu.
Babamın yanına gittiğimde, senelerce sağlık sıkıntısı çeken yakın çevremize destek olan insan, aynı acıyı kendisi şimdi kardeşi için yaşıyordu. Bu arada fark ettiğim bir kaçınılmaz duygu durumu daha vardı:
‘’İnsanlar kaç yaşında olursa olsun, duyguları gözyaşları kardeşi, “Can tanesi’’ için yağmur sağanağı gibi dökülüyor. Diliyorum, kardeşler arası bağlara kimseler müdahale etmez, etmesinler…!’’
Akdeniz, Antalya Araştırma Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi Bölüm Uzman Doktoru, Niyazi Nefi Kara ve diğer bölüm uzman doktorları canla başla hastaya müdahale edip, sevgilerini emeklerine katıyorlardı.
Ve o gün, üzüntüden yakınlarımı, doktor arkadaşlarımı kutlamayı unuttuğum kutsi bir gündü: 14 MART 2014 TIP BAYRAMIYDI.!
Bu anlamlı günün kutlamasını; Antalya Araştırma Devlet Hastanesi Doktorları, hastalarıyla kutluyorlardı.! Benim yakınım gibi sayısız hastaların sağlığına kavuşmalarını sağlama çabasındaydılar. Hasta yakınlarına da, olabildiğince sevgi ile yanıt veriyorlardı.
Her ne kadar o gün, 14 MART TIP BAYRAMI’NIN kutlamasını unutsam da; Devlet yöneticilerinin ve Sayın Sağlık Bakanımız Mehmet MÜEZZİNOĞLU’nun, hasta haklarına, sağladığı imkanlar ve kalite eğitimli DOKTORLARIMIZI sadece Antalya kentinde değil, yolları kapalı, ücra bölgelerde, sağlık kurumlarında görevlendirmesini babam adına ve tüm halk adına saygıyla alkışlıyorum.
Tekrar; Antalya Araştırma Devlet Hastanesi Yönetici, Başhekim ve diğer medikal kadroya sahip, doktorları ve personellerini tebrik ediyorum.
Antalya Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Bölüm Yoğun Bakım Ünitesinde hasta yakınımla ilgisini ve görevini yürekten yapan hemşirelerimize ve Sayın Niyazi Nefi Kara’ya teşekkür ederken; Tıp Dünyasının eli öpülesi, saygın doktorlarının, “14 MART TIP BAYRAMINI ‘’saygıyla, kalpten kutluluyorum…