Konuşmak hele iyi ve etkili konuşabilmek gerçekten özel yeti ve yetenek istiyor. Her şeyden önce bilgi ve deneyim gibi donanımlar son derece önemli, yani doğru ve iyi malzemeniz bolca olmalı. Konuşma hele söyleşi şeklinde ise karşınızda da en az sizin kadar donanımlı ve yetenekli biri varsa durum daha da kritik olduğu için işiniz zorlaşır. Saniyeler hatta bazen saliseler içinde yanıt vererek durumu kurtarmak gerekecektir. Yani çok zor ve risklidir o saniyeler, bazen taşı tam gediğine koymak gerekir ancak geç kalınmıştır. Şimdi biraz da ilginç bazı olaylar ve örnek oluşturabilecek zekice cevaplar görelim: OLAY1 80’li yılların sonları. Bir BJK Boluspor maçı sırasında hakem BJK’nın 2 net golünü vermez. Boluspor’a da uydurma bir penaltı verir. Maç çığırından çıkar. Beşiktaşlılar neredeyse sahayı terk etmeyi düşünürler. Bu arada Boluspor 2. golü de atar. Metin TEKİN forvet oyuncusudur BJK’de. Ama bir türlü santrayı yapmaz, bekler. Hakem düdüğünü bir kez daha çalar, ama Metin hala topa dokunmaz. Hakem: “Metin neden başlamıyorsun? Bak kart çıkartırım !” der. Metin yanıt verir: “Hocam sahanıza geçin de başlayalım!” OLAY2 SHOW TV’de Ateş Hattı programında Reha MUHTAR Prens CHARLES’ın müslüman olduğu yolunda söylentileri eleştirmektedir. Konuyu Diyanet İşleri Başkanıyla tartışmaktadır: - Efendim böyle bir adamdan (CHARLES) Müslüman olur mu? (RM) - Olur tabi neden olmasın? - Ama efendim nasıl olur? - Reha Bey siz Müslüman mısınız? - Tabi, evet efendim - Peki siz namaz kılıyor musunuz? - Hayır! - Oruç tutuyor musunuz? - Hayır - İçki içiyor musunuz? - Evet. - Eee sizden nasıl Müslüman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar Müslüman olur,kardeşim ! OLAY2 Fatih ALTAYLI, Erman TOROĞLU için: “O kabzımal futboldan ne anlar ki” deyince Erman TOROĞLU: “Ben eski hakem ve futbolcuyum futboldan anlarım, ayrıca kabzımalım hıyardan da iyi anlarım” der. OLAY4 Hülya AVŞAR: Hiç aynaya baktın mı sende hiç Popstar hali var mı? AJDAR: Aynaya değil ama size bakınca kendimi bayağı star gibi hissediyorum. der. OLAY5 Cumhuriyet ilanından sonra İstanbul’da bir resepsiyon verilmektedir. Dünyadan çok sayıda elçi, konsolos ve ataşeler de davetlidir. Davet güzel gitmektedir. Ancak İngiliz ataşesinin davet boyu Atatürk’e bakışları dik ve sertçedir. Atatürk ne olduğunu anlamak için Yaverini gönderir. Yaver Atatürk’e şöyle der: - Paşam kendisine niye öyle sert baktığını sordum, o da bana Mustafa Kemal’in Çanakkale’de babasını öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine Atatürk şöyle der: - Git sor bakalım, babasının Çanakkale’de ne işi varmış? OLAY6 Barış Manço Fransa’da bir TV programına katılmaktadır. Her şey iyi gitmektedir ancak sunucu Avrupalı edasıyla “Siz Türkler barbarsınız” lafını konduruverir aniden. Barış Manço bu söz üzerine “üstünde hiç para var mı?” der. Sunucu birkaç kağıt para çıkarır. BM: “Şimdi bu paranın üzerindeki resim kim?” Sunucu: “General bilmem kim, …….. savaşında büyük kahramanlıklar yapmıştır.” BM: “Peki bu?” Sunucu: “General bilmem kim ……. şu şu savaşta kahramanlıklar yapmıştır.” Bunun üzerine Barış Manço birkaç Türk Banknotu çıkarır ve: “Bu Mevlana Celalettin Rumi, ünlü bir Türk düşünürüdür. Bu Halit Refiğ Karay, ünlü bir Türk edebiyatçısıdır. Bu M.Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur. Sessizlik üzerine B.Manço sunucuya şöyle der: - Şimdi siz söyleyin, kim barbar? Görüldüğü gibi iyi ve güzel yanıtlama hele oldukça kritik anlarda bunu başarabilmek oldukça bilgi ve deneyim ve özgüven gerektiriyor. Peki bunun sırrı ne olabilir? Benim yanıtım açık ve net ! Okumak, Okumak, Ve yine okumak… Ayda en az 1 kitap, SIR bu ! Zira yeterince okumayanlarda ne bilgi birikimi ne donanım nede yanıt refleksi gelişemez. Bizden söylemesi.. KEMAL ABDULLAHOĞLU, 16.12.08