Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı Personel Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile Yargıtayın bozduğu ana davanın 8 sanığının da aralarında bulunduğu 35 kişinin yargılandığı davada, 5 tanık dinlenildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bu davanın yanı sıra Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik diğer davalarda da tutuklu bulunan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile tutuksuz sanıklar eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Faruk Sarı ile taraf avukatları katıldı.

Tanık olarak dinlenilen Şükrü Balcı POMEM Müdürü 1. Sınıf Emniyet Müdürü Cengiz Özer, Dink cinayeti döneminde kendisinin Bayburt'ta İstihbarat Şube Müdürü olduğunu, Dink cinayetini televizyondan öğrendiğini belirtti.

Bayburt'ta görevli istihbaratçı polis memuru Muhittin Zenit'i, cinayetin ardından talep üzerine Trabzon'a gönderdiklerini aktaran Özer, "Zaten 5-6 aydır Bayburt'taydı. Daha öncesinde Muhittin Trabzon'da görevliydi. Olayla ilgili daha önceden çalışmalarda bulunduğu için onu talep ettiler. Görev defterine yazı yazarak Muhittin'i Trabzon'a yolladık." dedi.

"Hrant Dink dendi mi, Yasin Hayal'i biliyorduk"

Dink cinayeti gerçekleştiğinde Trabzon İdari Büro Amirliği arşivinde çalıştığını belirten tanık Abdullah Öztürk, Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan'ın "Cinayetin ardından Ogün Samast ve Yasin Hayal'in kimlik tespitleri yapılmadan, cinayet zanlısı olduğu bilinmeden Yasin Hayal'in telefon numarası sorgusunu yapmışsın. Ne diyeceksin bu konuda?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Eylemin gerçekleşmesinin ardından, bize verilen emirle Yasin Hayal'in telefon numarasının sorgusunu yaptım. İlimizde mi, nerede onu öğrenmek için. İdari büroda çalışıyordum, sorgulama şifrem yoktu. Büro amiri, şube müdürü dahil herkesin bilgisi altında sorguladım. Hrant Dink dendi mi, Yasin Hayal'i biliyorduk."

Tanık Arif Sarıkaya, kendisinin o dönemde Trabzon'da görevli olduğunu, Dink cinayetinden sonra cinayet zanlılarının isimlerini öğrendiğini kaydetti.

Erhan Tuncel'in istihbarat için eleman olduğunu bildiğini kaydeden tanık İsmail Bayseç, "Elemanlarla görüşüp bilgi alabilecek bir konumda biri değildim. Şubeye gelmişti bir kez, sonrasında misafir odasında çay vermiştim. Konuşabilecek seviyede bir polis değildim." dedi.

Duruşma, 8 Haziran Perşembe gününe ertelendi.

Davada, 2 günde 7 tanık dinlenilmiş oldu.

Süreç

Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatını kararlaştırmıştı.

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatına hükmetmişti.

Bozma kararı

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozmuş, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetmişti.

"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan daire, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için bozmuştu.

Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu.

"Silahlı terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulan Tuncel hakkında, Trabzon'da 24 Ekim 2004'te McDonalds'ın bombalanması olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet kararı da bozulmuş, bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar verilmişti.

Yargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.

Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine iade etmişti.

Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki davayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesine karar vermişti.