ŞANLIURFA - Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, çözüm sürecine ilişkin, "Sorunun çözülmesine yönelik Güneydoğu'nun desteği tam. Toplumsal destek anlamında bir problem yok" dedi.

Ensaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şanlıurfa'daki temaslarının ardından heyetin Güneydoğu turunun tamamladığını belirtti.

Süreçle ilgili bölge illerin fikirlerinin birbiriyle örtüştüğünü ve desteğin de tam olduğunu ifade eden Ensaroğlu, şöyle konuştu:

"Şu ana kadar hiçbir yerde çözüm sürecine karşı olduğunu, bu sürecin böyle çözülemeyeceğini söyleyen, düşünen, ima eden bir tek kişiyle karşılaşmadım. Her gittiğimiz yerde olabildiğince farklı kesimlerden farklı insanlarla görüşmeye, onlarla dertleşmeye, konuşmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla sorunun çözülmesine yönelik Güneydoğu'nun desteği tam. Toplumsal destek anlamında bir problem yok."

"Onların gündeminde ayrılma bölünme yok"

Güneydoğu'da yaşayan insanların ülkenin farklı yerlerinden yansıyan "bölünme fobisi"ni anlamakta zorluk çektiğini vurgulayan Ensaroğlu, şunları kaydetti:

"Kürt'üyle, Arap'ıyla, Türkmen'iyle, Süryani'siyle, Yezid'iyle o anlamda hakikatten anlayamıyorlar. Çünkü onların gündeminde, onların ajandasında ayrılma, bölünme gibi bir şey kesinlikle yok. Önceden de bunu biliyor olsak da bu yoğun görüşmeler içerisinde bunu çeşitli vesilelerle sürekli duymak, görmek birazcık daha insanların büyük yara açmadan, büyük travmalar yaşamadan bu sorunu çözebileceğimize ilişkin umutlarımızı arttırıyor."

Ensaroğlu, bölgedeki bazı insanların, sürecin devamının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair soru işaretleri taşıdığını ve vatandaşlık tanımının yeniden yapılması, ana dilin eğitimde ve kamu hizmetlerinde kullanılması ile yerel demokrasi talebi bulunduğunu söyledi.

"Duygu ve düşüncelerine ulaşmaya çalıştık"

Ensaroğlu, Gaziantep ve Kilis'te sorunun siyasi ya da kimlik sorunu olarak değil, daha çok ekonomik olarak değerlendirildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ekonomik politikalarla, yatırımlarının gitmesiyle, işsizliğin çözülmesiyle bu sorunun büyük ölçüde çözüleceğine dair büyük bir eğilim var. Bunu özellikle iş çevrelerinden epeyce duyduk. Bu da anlaşılabilir bir şey. İş adamlarının ekonomi dünyasının aktörlerinin soruna daha çok ekonomi üzerinden bakmaları anlaşılabilir bir şey. Güneydoğunun sorunun çözümüne ilişkin hem desteği tam hem de beklentisi oldukça yüksek ancak ufak tefek farklı çevrelerden duyduğunuz kaygılar var. Biz Türklerle, Kürtlerle, Araplarla, Yezidilerle, Sünnilerle, Alevilerle yani dini açıdan, etnik açıdan, dil açısından olabildiğinde burada ne kadar çeşitli kimlik varsa bunların temsilcilerine ulaşmaya, onların duygu ve düşüncelerine ulaşmaya çalıştık."