ANKARA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de çatışmaların durdurulması konusunda atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, AA muhabirinin Suriye'de çatışmaların durdurulmasına yönelik anlaşma hakkındaki sorusuna, Cenevre'de rejimle muhalefet arasında başlayan ilk tur görüşmelere 3 Şubat’ta ara verilmek zorunda kalındığını hatırlatarak, "Bunun nedeni Rusların muhalefeti yoğun biçimde hedef alması ve rejimin insani erişime izin vermeyip, yaklaşık 500 bin Suriyeliyi kuşatma altında tutarak açlığa mahkum etmesiydi" yanıtını verdi.

Münih’te 11 Şubat'ta yapılan Suriye Uluslararası Destek Grubu (SUDG) toplantısının ana amacının bu iki konuya çözüm getirmek ve siyasi sürecin önünü açmak olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu doğrultuda, söz konusu iki alanda ayrı birer çalışma grubu oluşturulduğunu anlattı.

Geçen süre içinde insani alanda bazı olumlu gelişmelerin kaydedildiğini söyleyen Çavuşoğlu, kuşatma altındaki bazı bölgelere insani yardım ulaştırılmasının mümkün olduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, kuşatmaların halen devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

"Çatışmaların durdurulması konusundaki çalışma grubunun eş başkanları ABD ve Rusya Federasyonu bu hususta bir çalışma yürütmüşler, ABD de bize bilgi vermiş, görüşlerimizi almıştır. Sonuçta bir mutabakata varıldığı duyurulmuştur. Türkiye, Suriye’de çatışmaların durdurulmasını öteden beri desteklemektedir. Suriye’de silahların susması, barışın sağlanması ve siyasi bir geçiş süreciyle Suriye’ye kalıcı istikrarın tekrar gelmesi bizim hep yegane hedefimiz olmuştur. Dolayısıyla, çatışmaların durdurulması konusunda atılan adımları memnuniyetle karşılamaktayız.

Tabiatıyla, çatışmaların durdurulmasının sağlanabilmesi, Rusların, rejimin ve diğer müttefiklerinin tüm hava taarruzlarını ve askeri faaliyetlerini durdurma yönünde verdikleri taahhüde bütünüyle uymalarına bağlıdır. Rusya Federasyonu ve rejimin daha önce yaptığı gibi bu varılan mutabakatı da istismar etmesi halinde, çatışmaların yeniden başlaması ve gösterilen bu çabanın sonuçsuz kalması ihtimali de yüksek olacaktır. Böyle bir durumun da bölge barış ve istikrarına hiçbir katkı sağlamayacağı açıktır."