Birleşmiş Milletler isimli yapılanma sözde tüm ülkelerin eşitliğini sağlamak için çalışır ve ülkelere ait tüm politik konular masaya yatırılır. 

Ama biz bu güne kadar böyle bir şey görmedik çünkü keseri her zaman kendilerine yonttular. 

Şimdilerde ise yeniden Kıbrıs'da Türk'lerin bulunmasını hazmedemeyenler Birleşmiş Milletler kulislerinde Türk nüfusu Lefokoşa, Girne ve İskele üçgeni içinde hapsederek Türk'lerin topraklarından toprak almayı ve bölgelerini küçültmeyi hedefliyorlar. 

Hatta hedeflemekle kalmamış bunun için harita bile hazırlamışlar. 

Hani şu anda Kıbrıs'da sözde Türk tarafının Cumhurbaşkanı olan ama topraklarımızın bir kısmını Rum'lara verelim diyen şahısın sözleri aslında boşuna değilmiş. 

Birleşmiş Milletler kulislerinde dönen olaylara bakınca bu planın çok önceden hazırlandığı ortaya çıkmış oluyor. 

Ortaya çıkan haritaya göre Lefke, Güzelyurt, Değirmenlik, Aslanköy, Vadili ve Maraş Rum'lara verilecek... 

Hatta iddialara göre daha kısa bir süre önce yıllardır kapalı duran Maraş bölgesinin açılmasında ki asıl amaçta Rum'lara verme hazırlığı... 

Burada bizim dikkatimizi çeken bir husus var... 

Biliyorsunuz İsrail şuan bulunduğu bölgeye yerleşirken önce Arap'lardan toprak satın alarak başladı işe ve sonra zaman içinde topraklarını kan ile, silah ile, güç ile ala ala kendi bölgesini büyüttü. 

Şimdi de plan aynı... 

Kıbrıs'da Türk'lerin demografik yapısını değiştirmek istiyorlar aslında. 

Perde arkasında ki büyük planın özü budur. 

Türk nüfusunu sistematik olarak azaltarak Kıbrıs'da sadece %20 civarında tutarak Türk varlığını eritmek. 

Tıpkı İsrail'in Kudüs'de, Gazze'de yaptığı gibi... 

Tabi bunu hedeflerken de bunu hemen yapmak gibi bir niyetleri yok, hemen yaparlarsa bu savaş sebebi sayılır. 

Yavaş yavaş, bilinçaltına işleyerek yapmak istiyorlar. 

Sözde cumhurbaşkanın Rum'lara toprak iade edelim demesinin altında da bu yatıyor aslında. 

Önce barış bölgeleri kurulacak belki de, bu barış bölgelerine Birleşmiş Milletler konacak ve ne Rum tarafından ne Türk tarafından asker olmayacak yani barış bölgelerini onlar yönetecek ve zamanla bu bölgeler Rum tarafına teslim edilecek. 

Peki, gelecekte ki ana hedef nedir ?

Büyük İsrail için Amerikan üslerinin kurulu olduğu Kıbrıs garnizonu oluşturabilmek... 

Kıbrıs her zaman önemli bir faaliyet alanı oldu onlar için, mesela ne kadar PKK'lı üst düzey yönetici kadrosunda terörist var ise Güney Kıbrıs'da eğitildi. 

Sadece onlar mı ? Daeş üyeleri de orada eğitildi... 

Yine 15 Temmuz gecesi çok sayıda İngiliz askerinin de darbe olması halinde Güneş Kıbrıs'da konuşlu olarak beklediği darbe olsaydı Türkiye'ye sözde barışı sağlamak adına gireceklerine dair çok sayıda iddia ve belge ortaya atıldı. 

Uzun süredir Kıbrıs Amerika'nın iştahını kabartıyor. Rumların topraklarını genişletme planları artık açıktan dile getiriliyor. Bölgeyi dizayn etmek için Balkanlar’a yerleşen, Girit’teki askeri varlığını artıran ABD’nin nihai hedefinde hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hem de Rum Kesimi’nde askeri üsler kurmak var.

Doğu Akdeniz’de, ABD, Fransa, İsrail, Yunanistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında olduğu bir ittifak, Türkiye’ye karşı  birleşmiş haldeler. 

E zaten malumunuz diğer videolarımızda anlattık, Akdeniz konusunda neredeyse tüm ülkeler birlik olmuş bize karşı çıkıyor. 

Azerbaycan konusunda da her gün başka bir ülke açıklama yaparak Ermenistan- Azerbaycan olayına Türkiye karışmasın diyor. Yani yedi düvel bir olmuş üzerimize geliyor. 

Aslında onların bu tiyatrosunu tarih defalarca gördü tecrübe etti önemli olan ders alabilmektir. 

Doğu Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, Anadolu, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Süveyş Kanalı’na hâkim bir noktada olup önemli bir Levant toprağıdır. 

Kıbrıs, bu önemli stratejik konumu nedeniyle sadece yerel ve bölgesel değil ama aynı zamanda da küresel boyutları da küresel devletlerin iştahını kabartıyor. 

  Mesela Kıbrıs Türk tarafı adanın 36.6'sını kontrol altında tutuyor.   

Bölgede ise çok ciddi ve zengin bir hidrokarbon yatağı bulunuyor. 

Haliyle Amerika ve beraberinde ki ülkeler için en büyük engel Türk tarafının elinin güçlü olması çünkü garantör ülke Türkiye... 

Ve kaosdan düzen planları bir kez daha devrede.. Önce ada da kaos çıkartacaklar sonra kendi planlarına razı edecekler, razı etmek için de buyurun masaya, müzakere ile çözelim barış sağlansın diyecekler. 

Ama bunun örneğini defalarca ve bir çok ülke de görmemize rağmen biz ne yapacağız, bekleyip göreceğiz. 

Birleşmiş Milletler kulislerinde dolaşan taksim haritalarında Türk nüfusunun Girne-Lefkoşa-İskele üçgenine hapsedilmek istendiği görülüyor. Haritalara göre, Lefke, Güzelyurt, Değirmenlik, Aslanköy, Vadili ve Maraş’ın da Rumlara devredilmesi öngörülüyor.  

Bugün Kıbrıs'da oynanan oyun tam anlamıyla adayı Türk'süzleştirme çalışmasıdır. 

Geçmişte Türkiye'de kendine yazar diyen, tv programcısı diyen, sanatçı diyen pek çok kişi nasıl ki Türk'ler ermenilere soykırım yaptı dediyse, bugün de Kıbrıs'da benzer tartışmalar başladı bile... 

Türk'ler işgalci, Türk'ler rumlara soy kırım yaptı diyenler ortalığa çıkmaya başladı bile... 

Kıbrıs Türk yurdudur ve Türkiye Kıbrıs'a her zaman sahip çıkmalıdır ve zaten uluslararası hukuk önünde de garantör ülkedir. 

Kolay alınmadı o topraklar, toprağa sorsanız şehit kanlarına şahitlik eder. 

Kıbrıs bizimdir...