Herkese selamlar, 

Her kitabımızda ve hemen hemen her videomuzda söylüyoruz, küreselcilerin en çok arzu ettiği kontrol edilebilir insanlardır diye. 

Hatta geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansında çıkan bir röportajda Prof. Dr. Ali Büyükaslan  tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin dijital teknolojilerin insanlar üzerindeki etkisini artıracağını belirterek, "Yakın bir gelecekte enformasyon kodlarıyla istendiğin de açılıp kapatılabilen, komut verilip durdurulabilen, bireysel ve toplumsal kimi mücadelelerle formatlanmış insanlarla karşılaşmamızın mümkün olacağını düşünüyorum. demişti... 

Bunu söyleyen, konu hakkında uzun ve derin araştırmalar yapan bir profesör... 

Yani aslında bizim Youtube videolarında kitaplarda, tv programlarında bir çok defa dile getirdiğimiz transhumanizm projesini sayın Ali bey de farklı şekilde yorumluyordu.... 

Bununla birlikte yıllar önce Davos toplantılarının birinde kayıtlara bir profesörün anlattıkları geçmiş ve bu anlattıkları o dönem basına da yansımıştı, sanırım 2013 yılıydı ve bu toplantıdan sonra da Davos'da Cüneyt Zapsu bir açıklama yapmıştı konuya ilişkin... 

Davos'da konuşan profesör "Artık insanlara hükmedebiliyoruz. İnsanları hackleyebiliyoruz. İnsan duygu ve düşüncelerini çözebiliyoruz.."  diyordu... 

Ve en büyük stratejileri ise kaostan düzendir... 

Peki, kaostan düzen demek ne demektir?

Eğer toplumu ikna edemeyeceğiniz bir konu, kural, uygulama var ise önce kaos çıkartırsınız... 

Toplum çıkan bu kaostan zarar görür, memnun olmaz ve bir an önce huzur gelmesini ister... 

İşte tam burada plan devreye girer... 

Derhal kendi planlarını devreye sokarlar ve kaosun bitmesi için istedikleri düzeni getirirler... 

Kaos'tan düzen fikri de özünde budur... 

1 Doların üzerinde de yer alır ordo ob cao... 

Yani İlluminati piramidinin etrafında yazar bu strateji... 

Ve şimdi de aynı stratejiyi yeniden uyguluyorlar... 

Pandemi süreci yeniden yükselmeye başladı, kış aylarında yükseleceği zaten belliydi... 

1. Dalganın 2. Pikini yaşıyoruz yani... 

Bu sebeple bir çok dünya devleti, Dünya Sağlık Örgütü direktifleriyle halkına Türkiye'de ki gibi HES kodu uygulaması getirdi... 
HES kodu ile kısaca sizi takip ediyorlar, pozitif iseniz gittiğiniz kurumlarda hes kodunuzu gösterdiğinizde sistem sizin pozitif mi negatif mi olduğunuzu söylüyor.. .

Böylelikle pozitif hastaların gezmesi engellenmeye çalışılıyor... 

Dışarıdan bakıldığında gayet iyi duruyor değil mi ?

Pilot şehir ise Kırıkkale... 

Yani Kırıkkale'de artık pozitif çıkanlara elektronik bileklik takılacak... 

Bir sonra ki adımı deri altına çip olur herhalde... 

Hes kodu, elektronik kelepçe, maske zorunluluğu derken halk çıkan bu kaostan memnuniyetsizliğini ortaya koymak adına eylemler yapmaya başladı... 

Yakın Türkiye'de de görürüz sanıyorum maske ve kısıtlama eylemlerini... 

Hatta bir kaç gün Paris'de büyük olaylar çıktı ve deyim yerindeyse yüzbinlerce kişi hükümet aleyhine meydanlara çıktı. 

Bildiğiniz polisle çatıştılar hepsi dip dibe elbette, sosyal mesafe de yok elbette... 

Neden olsun ki ? Zaten oraya çıkma amaçları, çok fazla kısıtlama olduğu, maske dayatmasının saçma olduğu  ve maskenin insanları korumadığına karşı yapılan bir eylem... 

Şimdi buraya kadar her şey normal gözüküyor... 

Eylemlerin artması üzerine fransız istihbaratı bir çalışma başlatıyor ve bu eylemleri kimin organize ettiğini araştırıyor... 

Bu sırada Fransız istihbaratı ilginç bir vakıf ile karşılaşıyor, bu vakfın hem Fransa hem de bir çok ülkede organizasyonlar düzenlediği imza kampanyaları yaptığı biliniyor... 

İsmini burada anamıyoruz malum isimlerini söyleyince binlerce dolarlık davalarla uğraşmak  zorunda kalıyoruz... 

Ancak hemen her şeyde bolca imzalar toplayan vakıf dersek siz anlarsınız... 

Bu vakıf sosyal eylemleri de organize ediyor... 

Üstelik bunu söyleyen Fransız polisi... 

Ancak burada enteresan olan başka bir taraf daha var... 

Bu vakıf maske kaldırılsın, hes kodu kaldırılsın diye eylemleri organize ediyor... 

Diğer taraftan maske zorunlu olsun hes kodu zorunlu olsun diyen Bill Gates'de bu vakıf destekliyor ve bağış yapıyor... 

Amerikan istihbaratı CIA bu vakfı destekliyor ve ondan istihbarat topluyor... 

Amerika'da ki pek çok vakıf, banka,  bürokrat, kurum ve kuruluşda bu vakfı destekliyor... 

Danışma kurulunda ise Amerikan ve İngiliz ordusundan emekli generaller var... 

2. Dünya savaşında Hitler'e gelip Yahudi'leri ülkenden çıkar seni destekleyelim demişti Rothschild ailesi... 

Çünkü Büyük İsrail'in kurulmasını istiyorlardı ve Yahudi'leri güzellikle gönderemezlerdi... 

Avrupa'da Yahudi toplumun rahatı yerindeydi, bugün ki İsrail ise kurak, verimsiz topraklara sahip bir bölgeydi... 

Hiç kimse rahatını bozup gitmek istemiyordu... 

Kaos'dan düzen planını orada da uyguladılar... 

Hitler'in hırçınlığı onların işine yaradı, para ve silah yardımı yaparak Hitler'i Yahudi'lere karşı kışkırttılar ve Yahudi'ler güzellikle olmasa da zorla yerlerinden edildi ve bu sayede İsrail kuruldu... 

Aynı adamlar İsrail kurulurken evler yapılması, fabrikalar açılması, İsrail devletinin oluşması tüm maddi durumlarda kesenin ağzını sonuna kadar açtılar... 

Yani Yahudi'ler zulüm görerek Avrupa'dan Almanya'dan kovulsun diye para verenlerle, Yahudi'ler İsrail devletini kursun diye para verenler aynıydı... 

Aynı senaryo bugün de devrede, maske zorunlu olsun, insanlar takip edilsin, çip takılsın, hes kodu kullanılsın diyenlerde bu vakfa destek veriyor, bu vakıfsa maskeler kaldırılsın, hes kodu kaldırılsın diye eylemler düzenliyor... 

Bütün amaç kaosdan düzendir... 

Videonun başında söylediğimiz gibi, kendi düzenlerini getirmek için artık işin içinden çıkılmaz kaoslar çıkmalı, toplumlar ve hükümetler çatışmalı, büyük olaylar sonucunda da kendi düzenlerini getirecek zemin oluşmalı... 

Zira bunun adı aslında çok önceden koyuldu... 

Yeni Dünya Düzeni....