Mutlu çocuk yetiştirmenin yolları

- Evlenmeden önce çok iyi düşünün, bilinçli karar verin.

- Doğru insanı seçmeye dikkat edin. Doğru insan olmak için de çaba gösterin.

- Kendinizi iyi tanıyın. Yaşamdan ne istediğinizi bilin. Hayatın sorumluluklarını üstlenin.

- Bebeğiniz gösterdiğiniz ilgiyi ve sevgiyi anlar. Bu sebeple onu kucağınıza alın. Sarılın, öpün. Ninni söyleyerek uyutun.

- Çocuğunuz belli bir yaşa geldikten sonra her işine karışmayın. Birey olmasına izin verin.

- Onu sürekli eleştirmeyin. Asla küçük düşürmeyin. Kendisini özgürce ifade etmesine izin verin.

- Duygu ve düşüncelerine saygı gösterin. Aile içi kararlarda ona da söz hakkı tanıyın.

- Evladınızla empati kurun.

- Eşinizle yaşadığınız sorun ve anlaşmazlıkları ona yansıtmayın.

Olumsuz mesajlar!...

Anne, baba davranışları ve aile ortamının çocuğun ilk doğduğu andan itibaren devam eden süreç içerisinde çocuğa etkisi büyüktür.

Anne ve babanın kişilik yapıları, eğitim durumları, meslekleri, zeka düzeyleri, bedensel ve ruhsal yapıları, psiko-sosyal durumları, sosyo-kültürel statüleri, yetişme tarzları ve kendi anne ve babalarından gördükleri davranışlar, çocuğa yaklaşım tarzları, çocuk için ayırdıkları vakit vb. durumlar çocuğun kişilik yapısını etkiler.

Çocuğun bu tür anne ve baba etkileşiminin yanı sıra, ailenin sosyo-ekonomik durumu, ev ortamının yeterliliği, ev ortamındaki huzur ve anlaşma durumu, yaşanılan şehir, evin bulunduğu sosyo-kültürel çevre, sosyal imkanlar, devletin sunduğu imkanlar, okul ve öğretmen durumu, akrabaların durumu ve konumu, sağlık hizmetlerinden yararlanma, iletişim ve medya araçlarının durumu ve buna benzer sayılmayacak kadar etken ile çocuk etkileşim içerisindedir.

Bütün bu etkileşimler ile çocuğun psiko-sosyal ve sosyo-kültürel gelişimi sağlanır.

Olumsuz mesajların ve iletişimin ailenin her bireyine, özellikle çocuklara etkisi çok fazladır. Unutulmamalı ki yaşayan ve gelişen bir varlık olan çocuk; konuşulan her sözden, her jest ve mimikten, her tavır ve durumdan, iyi veya kötü olarak etkilenecek ve bu etkilenme ile çocuğun kimlik, kişilik ve psikolojik yapısı şekillenecektir.

İdeal davranış ve ideal aile ortamı çocuğun sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişmesini sağlayacaktır. Aksi takdirde aile yapısındaki sorunlar çocuklarda ve diğer aile bireylerinde çeşitli psikolojik sorunlara yol açabilir.

Çocukların genel durumu aileden, çevre ve toplumdan kesinlikle etkilenecektir. Sağlıklı bireyler yetişmesi için sağlıklı iletişimin kurulduğu ailelere ihtiyaç vardır.

Çocukluktaki her yanlış veya doğru etki ileride kendini bir davranış, bir söz; bir tepki olarak kendini gösterecektir. Hayatın temel kurallarından bir tanesi de etki tepki prensibidir. Her etki iyi veya kötü bir tepki veya belirti olarak ortaya çıkar.

Batı'da kadın, yaşlandıkça huysuzlaşıyor.

Yapılan araştırma sonuçlarına göre, geçen her yıl kadının sinirlerini olumsuz etkiliyor. Kadınlar yaşlandıkça huysuzlaşıyor, erkekler ise sakinleşiyor!

Orta yaşın altındaki erkekler ise kadınlara oranla daha huzursuz ve sinirli. İngiltere'deki Middlesex Üniversitesi'nce yapılan bir araştırmada, yaşları 18 ila 60 arasında değişen sinirli mizaca sahip 101 kadın ile 52 erkek incelendi. Buna göre, orta yaşın altındaki erkeklerin kadınlara oranla daha çabuk sinirlendiği ve her şeyden huzursuz olduğu ortaya çıktı.

Orta yaş ve üzerindeki kişiler incelendiğinde ise, ortaya şaşırtıcı sonuçlar çıktı. Kadınların 30 yaşından sonra daha sinirli bir yapıya büründüğünü söyleyen uzmanlar, “Erkekler ise 50 yaşından sonra sakinleşmeye başlıyor” dedi.

Kadınların yaşlandıkça önemsiz olayları bile aşırı büyüttüğünü belirten araştırmacılar, erkeklerin ise yaşları ilerledikçe olaylara karşı daha duyarsızlaşmaya başladığını belirtti, ilerleyen yaşlarda da, evliliklerde bu durumun çiftler arasında problem yarattığını söyleyen uzmanlar, “Yaşlandıkça daha kuralcı olmaya başlayan kadınlar, eşlerinin kuralsız ve duyarsız tavırlarına sinir olunca, tartışmalar çıkıyor” dedi.

Eşler kavgada nelere dikkat etmeli?

Kavga her ilişkinin tuzu biberi sayılır. Ancak sık sık kavga etmek veya kavgaların gereğinden fazla büyütülmesi, ilişkiye ciddi zarar verebilir, hatta bitmesine bile sebep olabilir. İşte kavganın kuralları

Kavga ederken partnerini aşağılamak, iğnelemek yanlış. İsteklerinizi kabul ettirmek için eşinize saygı duyduğunuzu hissettirmeniz gerekiyor.

Uzmanlara göre ilişkide kavgalar genelde yanlış anlamalardan kaynaklanıyor. Alman ilişki terapisti Hans Jellouschek'e göre kavgaların kontrolden çıkmasını engellemek için şu kurallara dikkat etmeniz gerekiyor:

* GÜÇ SAVAŞI: Asla mukabilızdakini aşağılayarak, değersizleştirerek güçlü olan taraf haline gelmeye çalışmayın. İlişkide iki tarafın da sözü aynı oranda geçmeli.

* SALDIRGANLIK: Eğer bir şeye kızgınsanız bunu iğnelemeler ya da yapmacık bir nezaketle anlatmayın, derdinizi doğrudan sözlerle dile getirin.

* SEN YERİNE BEN: Cümlelere ‘sen’ ile değil ‘ben’ ile başlayın. Mukabilızdakini suçlamak yerine, hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi aktarmaya çalışın.

* ÖĞÜTLER: Talep gelmediği sürece mukabilızdakine "Sen de şöyle yapmasaydın" gibi öğütler vermekten kaçının. Bazen bu tarz 'bilmişlikler' kavga çıkmasına sebep olabiliyor.

* ONUN HATALARI: Eşinizin yaptığı bir şeye sinir oluyorsanız, bunun sizinle ilgili olabileceğini düşünün. Belki partnerinizin yaptığı o davranışı kendiniz de yapmak isteyip gerçekleştiremediğiniz için sinir oluyorsunuzdur.

* SAYGI FAKTÖRÜ: Mukabilızdakinden bir şey talep ettiğinizde, ancak onu olduğu gibi kabul ettiğinizi ve saygı duyduğunuzu hissettirdiğinizde başarılı olursunuz.

* KIYASLAMA YOK: ‘Asla’, ‘hiçbir zaman’ gibi kelimeler kullanmaktan kaçının. Partnerinizle ilgili kıyaslamalar yapmayın. Kavga sebebini saptırmayın.