Kız veya erkek çocuklarının yaşadıkları ERGENLİK DÖNEMİ  onların ileriki hayatlarının sağlıklı geçirebilecekleri dönemin çok hassas evresidir. Bu dönemde cinsellik gençlere doğru aktarılması gereken bir konudur. Bu önemli konu göz ardı edilecek kadar boş verilecek, geçiştirilecek dönem  olamaz.. Cinsel kimliğini, kazandıkları ergenlik döneminde  kız çocuklarına verilen önem kadar, erkek çocuklarına da önem çok ciddi bir şekilde verilmelidir.
Ülkemiz genelinde, kız çocukları çok haklı ve önemli görülürken  erkek çocukları hep suç objesi olarak görülüyor. Bunun için, anne  kız çocuğuna gereken öğüdü verirken;
‘’Süslenme, fazla göze batma ve erkeklere güvenme aman kızım, erkeklerden uzak dur, senin namusuna göz dikerler, sana zarar verirler…’’
Bu ve buna benzer anlatımlar 12-18 yaş ergen çocuklarında; kendini korumadan çok ‘erkek’ karşı cinse bir merak ve eğilim fark edilmeden verilmektedir.
Oysa ki; bu dönemde anne ve baba çocuğunu ve cinsel kimliğini  önemseyerek çok farklı  bir şekilde bu eğitimi verebilir. Bu çocuğun, özellikle kız çocuklarının  daha sağlıklı ve kalite gelişimine  neden olacaktır.
  Bunun için; ailelerin ilgili uzmanlardan yada yazılı kaynaklardan bilgilenip sonra çocuklarına  doğru bilgileri vermeleri gerekiyor. Bu durum her aile büyüğü tarafından, eski geleneksel öğretileri bir tarafa bırakıp, sağlıklı gençler için bilinçli eğitimi önce kendileri alıp, sonra çocuklarına vermeleri zorunludur…
 Ayrıca, cinsel eğitim denilince, Türk aile yapısındaki erkekleri cesaretlendirme ve kızları kapatma özelliği dikkat çekmektedir. Cinsellik eğitimi, cesaretlendirme veya yasaklama üzerinden değil objektif bir bilgilendirme şeklinde gerçekleştirilmelidir. Bu tip yönlendirmelerin ergen üzerinde oluşturacağı baskılar faydadan çok zarar getirecektir.
Elbette; tüm bu eğitimin sağlanması için öncelikle ailelerin kendilerini eğitmeleri ve çocuklarına örnek olmaları gerekmektedir. Uzmanlardan ve eğitmenlerden alınacak desteklerle onlara karşı nasıl davranılacağını ve hangi bilgilerin aktarılabileceğini kolayca öğrenebilir ve çocuğunuzun yetişkinlik döneminde sağlıklı bir cinsel hayata sahip olmasını sağlayabilirsiniz.
 Yine, cinsel eğitim de ergenler arasında kız ve erkek çocuğu eşit bilgi ve eğitimi ailesinden alması gerekirken, Hukuk düzeninde bu çok  eşit değildir. Tabiatın ince, hassas narin yapılı kadınına verilen öncelikli haklar anneleri, toplumun küçük ve büyük kadınlarını memnun etmektedir. Hatta feministler bile bu hukuki cezai durumlardan son derece memnun olabilirler. Ancak; kız çocuklarına gereken cinsel eğitim verilirken bunu erkek arkadaşından öç alma şeklinde, psikolojisine göre  kullanabilirliğin de çağrışımını yapmamak  gerekir…!
İşte bu hukuki açıklığı ancak hukuk uzmanlarımız  aile ve kız erkek çocuğu ayrıt etmeden mağduriyete uğramış, tarafa ceza verilirken yine, mağdurun ve mağdurluğa neden olan  çocuğunun, çocuk yaşta dünyasının karanlığa gömülmesi ve hukuki yönünü ‘’Çocuklar’’a yakınlığı ile tanınan ve onların hak ve hürriyetlerinin korunmasını savunan hukukçu Esma Tekbaş açıklarken, bütün ailelerin bilinçlenmesini umuyorum..
Sağlıklı  Günlere…

CİNSEL  EĞİTİMSİZLİKTEKİ  ÇOCUK CEZALARI
(Hukuki Açıklamalar)
Ergenlik dönemini yaşayan çocukların gençlik heyecanı ile yaptığı bir takım davranışlar mevcut olup, ortada çocukluğunu ve gençliğini hapiste çürütmesine yol açacak bir eylem bulunmamasına rağmen ne yazık ki kanundaki açıklık veyahut bu durumun göze alınmamış olması erkek çocuklarını hayatları mahvolacak sonuçlara itmektedir. Şu anki içtihatlara göre kız ve erkeğin yaşıt ya da kızın erkekten büyük olması da durumu değiştirmemektedir. Çünkü bir kız çocuğuna cinsel amaçlı yaklaşmak 12 yaşından büyük her erkek çocuk için cinsel istismar suçunu oluşturmaktadır. Bu durum elbette ki; ilişkileri işin içinden çıkılmaz bir duruma sokacağı gibi kadın erkek ayrımını da derinleştirecek ve her ikisi de küçük yaşta bulunan iki çocuğun birbirlerine olan her davranışında 102. ve 103. maddedeki suçun oluştuğunu düşündürüp, erkek olan çocuğun sırf erkek olmasından dolayı suçlu, kadın olanın da 18 yaşına kadar potansiyel mağdur konumuna düşmesi sonucunu ortaya çıkaracaktır. Şu anda liseye giden genç öğrencilerin durumu düşünüldüğünde; neredeyse hepsinin karşı cinsle bir arkadaşlığı söz konusudur. Kız arkadaşının elini tutması, elini omzuna atması ya da öpmesi her ne kadar cinsel birliktelik tamamlanmasa da dokunma gerçekleştiğinden cinsel suç kategorisine girmektedir.
Neredeyse tüm erkek çocuk ve gençlerin vicdansızlık ve ahlaksızlık göstergesi cinsel bir suçun faili konumunda olması, her birinin her gün bu suçu işler durumda olması kamu vicdanına ve ceza mantığına ters durumdadır. Kanun önünde aynı eylemi gerçekleştiren kız çocuk mağdur, erkek ise suçlu konumunda görülmektedir. Hele bir de cinsel birliktelik gerçekleştiyse erkek çocuk zorla ikna edilen kişi de olsa sevgilisine tecavüz ettiği gerçeğiyle baş başa kalmaktadır. Çünkü yukarıda da açıklandığı üzere kız çocuğun rızası dikkate alınmamaktadır.
En vahim sonuç ise erkeğin 12 yaşında kızın 14 -15 ya da daha fazla yaşta olmasında görülmektedir. Büyük ihtimalle küçük olması nedeniyle kandırıldığı belli olan erkek çocuk sırf cinsiyeti nedeniyle ezber bir zihniyetle suçlu addedilmektedir. Elbette ki kadınlar ve çocukların kanunen korunmaları insan hakları çizgisinde doğaldır. Lakin korumanın sırf korumak adına ve ayrımcılığa yol açacak boyuta ulaştırılması insan haklarının korunması değil aksine ihlalidir. Bu koşulları bilen kız çocuklar tarafından bir nev’i hakkın ve kanunun kötüye kullanılması ve erkeklerin üzerinde şantaj yada tehditle tahakküm kurulmaya çalışılması da sıkça karşılaşılan bir olgu olarak ortadadır.
Yukarıda da açıklandığı gibi kanunun yorumu dar pencerede düşünülmeli ve her erkeğin hangi yaş gurubuna dahil olduğu fark etmeyen bir kadına dokunması suç olarak nitelendirilmemelidir.
Ya da aksine bir değerlendirmeyle tüm Cumhuriyet Savcıları ortaokul ve liselerdeki neredeyse tüm erkek çocuklarını toplamalı ve haklarında cinsel istismar suçundan soruşturma başlatmalıdır. Suç şikayete bağlı olmadığına göre şu anda tüm savcılık görevini ifa edenler görevini ihmal suçu işlemektedir. Söylenen şey ne kadar mantıksızsa ortaya çıkan sonuç da aynı derecede hukuka aykırı ve adaletsizdir. Gencecik çocukların geleceklerinin kararmaması için yasal düzenleme yapılmalı ve yalnızca kız değil erkek çocukların da korunması sağlanmalıdır. Ortada bir ayıp, bir günah, bir suç varsa ya kız ve erkek tarafça birlikte işlenmiştir ya da  her iki çocuk da masumdur. Pozitif ayrımcılıkla kadınlar korunmaya çalışılırken çocuk haklarının çiğnenmediği bir DÜNYA DİLEĞİYLE...