Ne kadar çok şey öğrenirseniz ve öğrendiğinizin doğru olduğunu düşünürseniz işte tam da o noktada en büyük yanılgıya düşersiniz.

Bir gün tüm doğrularınızın bazıları gerçekten “doğru” olsa da karşı taraftaki kişide derin izler, güvensizlik, anlaşılmamak gibi dolaylı bir iz de bıraktığınızı fark edip üzülebilirsiniz.

Şimdi bu bağlamda ilişkilerde kullandığımız “Empati” ve “Sempati” nedir ona bakalım.

Empati, kişinin duygusal düzeyde, kendisini ötekinin yerine koyması söylenenleri doğru olarak anlama becerisidir ve kişinin içinde bulunduğu coşku, arzu, his, istek durumunu sezinleyerek ona karşı anlayışlı bir durum takınmaktır.

Sempati ise; karşımızdaki kişi ile o duyguyu, hissi, derinlemesine hissetme sanki kendisi yaşıyormuş gibi yaşamasıdır ve karşıdaki kişi ile duygudaşlık oluşturmasıdır ve bu karşıdaki kişiye şifa gibi gelebilir. Kendisini anlayan bir anne-baba, çocuk, eş, arkadaş vardır. Yüreğine su serpilir.

Peki empatinin, sempatiden farkı nedir? Empatide, karşınızdaki kişiyi anlamak adına yaşadığı olayı, durumu onaylamak ihtiyaç duymadan anlarız, yalnızca dinlemek yeterli gelebilir.

Sempatide ise; yaşanılan durum, olay ne olursa olsun, anlatan kişi haklı, onaylı ve doğru algılanır ve durumu, neler hissettiği üzerine yorum yapılır.

Kişiyi; anlamak her zaman onaylanmak anlamına gelmez, sadece dinlemek de iyi gelebilir. Psikoterapide “empatik” yaklaşımın, danışanlarda çok faydalı sonuçları olur. Özel ilişiklerde ise, bazen sempati ile dinlemek çok daha faydalı olabilir. Danışmanlık sürecinde kişiyi sempati ile dinleyemezsiniz. Çünkü o zaman terapi sürecine katkı sağlayamazsınız.

Bazen doğru bildiğiniz ebeveyn yaklaşımları eşlerin birbirine yaklaşımları karşı taraftaki kişinin canını acıtıyordur ama siz hiç bunun farkında değilsinizdir.

Bazen eşinizi, çocuğunuzu, arkadaşınızı sempati ile dinlemenize karşı tarafın çok ama pek çok ihtiyacı vardır. Bir kere de onun anlaşılmasını, duygularına duygudaşlık yapılmasını isteyebilirler. Tabi bu her zaman uygun olmayabilir. İnsanın öyle bir anı gelir ki; -acını anlıyorum deyip onunla ağlamak da güzeldir. Tam da o duygu durumundayken hayat dersi vermenin hiçbir anlamı yoktur.

Çünkü doğru bildiğiniz, doğrularla devam ediyorsunuzdur bir kerecik olsun bütün doğrularınızı bir tarafa bırakıp sadece karşınızdaki kişinin sözlerine, vurgularına, hislerine, onun dünyasına, gözlerinin içine bakın. Orada anlaşılmayı bekleyen küçük bir yürek olduğunu göreceksiniz.

Acaba tam olarak ne demek istiyor? Onu yargılayarak ona bir şeyler öğreterek değil, ben buyum, benim çevrem, benim koşullarım bu diyerek de değil, sadece onu dinleyin, bırakın anlatsın, belki de sözlerinde ikinizde de değişmesi gereken ip uçları vardır, iyileşme de tam orada başlar, Anlamakta ve canı yürekten dinlemekte. #başkanelermümkün

Sen değişirsen DÜNYAN, DÜNYA değişir.