ÖNCE VATAN HABER MERKEZİ / İSTANBUL

Mehmet Nuri Kaynar: "Kamu vicdanını sızlatan uygulamalarla güven ve çalışma huzuru tesis edilemez. Biz Diriliş Eğitim Sendikası olarak sendikal mücadelede emeğin, alın terinin ve adaletin gerçek manada savunucuları olacağız."

Mehmet Nuri Kaynar: “Eğitim ve Öğretim Birliği Sendikası olarak sadece üyelerimizin değil bütün eğitim çalışanlarının vicdanının sesi olmak için mücadele edeceğiz.”

Diriliş Eğitim Sendikası "Sendikal Mücadele de Yeni Ufuklar" temasıyla değerlendirme toplantısı düzenledi. 

MESK-Memur ve Emekli Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Diriliş Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Nuri Kaynar 27 Kasım 2020 tarihinde genel merkez de düzenlenen değerlendirme toplantısındaki konuşmasını iki ana başlık da topladı. İlk bölümde; Neden yeni bir sendika kurduk? Konusuna açıklık getirdi. İkinci bölüm de ise; eğitim sisteminin yenilenmesi ve gençlerimizi onları bekleyen geleceğin şartlarına uygun olarak hazırlamamız gerekliliğine vurgu yaparak şu başlıkların altını çizdi.

Neden yeni bir sendika? Diye soruyorlar. Gelinen noktada sendikal mücadele maalesef itibarsızlaştırılmış, özünü yitirmiş, ilkesel değerler yozlaştırılmıştır.

Biz Diriliş Eğitim Sendikası olarak sendikal mücadelede emeğin, alın terinin ve adaletin gerçek manada savunucuları olacağız.

Yeni bir sendikal dil geliştirerek, siyasi sendikacılık yerine, gönül sendikacılığının, ideolojik sendikacılık yerine insanı merkeze alan katılımcı sendikacılığın adresi olmak için var gücümüzle çalışacağız.

Bir ideal uğruna azmin, inancın paradan daha güçlü olduğunu ortaya koyarak sendikacılık tarihine yeni bir soluk getireceğiz.

EN TEMEL DEĞER ADALET OLMALIDIR

Sendikal mücadele de en temel değer hak ve hukuk da adalet olmalıdır. Kamu vicdanını sızlatan uygulamalarla güven ve çalışma huzuru tesis edilemez. 

Eğitim ve Öğretim Birliği Sendikası olarak sadece üyelerimizin değil bütün eğitim çalışanlarının vicdanının sesi olmak için mücadele edeceğiz.

EĞİTİMİN SİFRELERİ DEĞİŞİYOR

Hz. Ali çağlar üstü evrensel ifadesinde "Çocuklarınızı kendi içinde yaşadığınız günlere göre değil, onların yaşayacağı günlere göre yetiştirin." Diyerek yenilenmenin gerekliliğine vurgu yapmıştır. Günümüzde herkesin kabul ettiği kaçınılmaz bir gerçek vardır. O da çocuklarımızın yaşayacağı zamanın bizim yaşadığımız zamandan çok farklı olacağıdır. 

EĞİTİM SİSTEMİMİZİ YENİLEMELİYİZ

Dünyada üretimden ekonomiye, politikadan iletişime tüm alanlarda yeni paradigmaların yerleşmeye başladığı günümüzde eğitim de dönüşüyor, değişiyor. Adeta eğitimin şifreleri değişiyor.  Üretimden, tüketime, iş yapma şekillerinden günlük hayatın rutinlerine her şey değişiyor. 

Şu bir gerçek ki dünkü güneşle bugünkü çamaşırların kurutulamayacağı gibi, geleceğin bireylerini geçmiş yüzyılın eğitim anlayışıyla yetiştirmek de mümkün olmayacaktır. Nesillerimizi 21. Yüzyılın koşullarına hazırlamamız gerekiyor. 

HEM MİLLİ HEM DE EVRENSEL OLABİLİRİZ.

Milli eğitimimizi, milli ve yerli değerleri içselleştirmiş, Dünyaya da evrensel bakabilen bir ufukla temellendirmeliyiz. Bu temel üzerine yükselecek olan yeni yetişen gençliğimiz gelecekte Türkiye’mize uluslararası arenada rekabeti mümkün olmayan bir ayrıcalık sağlayacaktır."