ABD Temsilciler Meclisi'nde Demokrat Parti Georgia Milletvekili Hank Johnson, Türkiye'nin bölgesel ve küresel düzeyde giderek artan etkisi, ekonomik gücü, sorun yaşayan ülkeler arasında köprü kurabilme yeteneği ve laik demokrasi örneğiyle ''bölgenin kalbi'' vazifesini görme potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Johnson, ABD'deki çatı kuruluşu Türki Amerikan Birliği'nde (TAA) düzenlenen ''Türkiye: Dünya İçin Köprü, Bölgenin Kalbi'' başlıklı konferansta konuştu.
Geçen yıl TAA'nin öncülüğündeki bir program çerçevesinde Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve bu ziyareti sırasında Türkiye hakkında çok şey öğrendiğini ifade eden Johnson, ''Ziyaretimin sonunda şu sonuca vardım; ABD'nin Türkiye ile daha derin dostluk kurması, ona dünya genelinde çıkarlarını takip etmede ve değerlerini desteklemede katkı sağlayacaktır'' dedi.
Johnson, Türkiye'nin kendine özgü tarihinin, güçlü ve çoğulcu bir toplumun gelişmesi için zemin hazırladığını belirterek, ''Bu çeşitlilik ve özgürlük geleneğinin üzerine inşa eden Türkiye, bugünün jeopolitik düzeninde, birbirleriyle doğrudan diyalog kurmada bazen zorluk çeken ülkeler arasında bir köprü olarak çok eşsiz bir rol oynamakta'' diye konuştu.
Türkiye'nin ayrıca, nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir toplumda laik demokrasi örneği oluşturarak, ''bölgenin kalbi'' vazifesi görme potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Johnson, son 10 yılda Türkiye'de hayata geçen ''ekonomik mucizenin'' herkesçe çok iyi bilindiğini söyleyerek, Türkiye'nin dünyanın en büyük 16'ıncı ekonomisi ve en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğuna dikkati çekti.
Johnson, Türkiye'nin bölgesel ve küresel meselelerdeki etkisinin, ekonomik gücü ve ileri görüşlü dış politikasını etkili bir şekilde uygulaması sayesinde daha da güçlendiğini vurgulayarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yetenekli birer devlet adamı olduklarını kanıtladıklarını kaydetti.

ABD, Türkiye'nin dünyadaki yeni rolünü alkışlamalı

Türkiye'nin Afganistan, Somali, Libya'da olduğu gibi çok uluslu güvenlik misyonlarına katılımının, uluslararası meselelerde daha iddialı bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdiğini belirten Johnson, bu gelişmenin ABD tarafından ''benimsenmesi ve alkışlanması'' gerektiğini söyledi. Johnson, ''ABD Başkanı Barack Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da Türkiye'nin dünyadaki yeni rolünden memnuniyet duymada aynı sayfada yer aldıklarını düşünüyorum'' ifadesini kullandı.
Johnson, Türkiye'nin, Libya'da NATO öncülüğünde düzenlenen operasyon öncesindeki çalkantılı haftalarda Amerika ve Avrupa ile Müslüman dünyasında arasındaki farklılıklar arasında köprü kurma kapasitesini ortaya koyduğunu, ABD'nin Libya'daki büyükelçiliği kapalı olduğu sırada, bu ülkedeki diplomatik ve konsüler çıkarlarının etkili bir şekilde Türkiye tarafından temsil edildiğini ve Türkiye'nin, nüfuzunu ve siyasi gücünü kullanarak, o tarihlerde Kaddafi güçlerince gözaltına alınan Amerikalı gazetecilerin kısa sürede serbest bırakılmasını sağladığını söyledi.

Türkiye hem küresel köprü hem bölgenin kalbi

''Bu olay, Türkiye'nin hem bir küresel köprü hem de bölgenin kalbi olabilir derken ne demek istediğimi gösteriyor'' ifadesini kullanan Johnson, Türkiye'nin, günümüzdeki en zorlu problemlerden ikisi olan, Suriye krizi ve İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili sorunda da aynı rolü oynayabileceğini ve oynaması gerektiğini belirtti.
Johnson, Türkiye'nin ''sıfır sorun'' dış politikasının, yaratıcı diplomatik girişimlere öncülük etmesi için ona yapıcı bir temel sunduğunu kaydederek, ''Türkiye'nin dürüst arabulucu rolü oynama çabaları bize kritik diplomatik başarılar elde etmemize katkı sağlayabilir'' dedi.
Türkiye'nin, İslam ve demokrasinin bir arada var olabileceğini göstererek, laik demokratik mirasına sahip çıkmaya devam edeceğini ve bölgenin kalbi olma rolünü benimseyeceğini ümit ettiğini söyleyen Johnson, ''Arap Baharı, uzun süredir baskı altına alınan toplumlarda umut ve daha fazla demokratik bilinci temsil etse de ABD'deki bazıları Müslüman dünyasında halk iktidarının Amerika'nın çıkarlarına hizmet etmeyeceğinden endişe duyuyor. Türkiye, ABD ve müttefikleriyle yapıcı ilişkilere zarar vermeden İslam ve demokrasinin bir arada yaşayacağının kanıtını oluşturuyor'' diye konuştu.
Johnson, Türkiye'nin, bölge açısından ahlaki otorite ve siyasi model olmada tam potansiyelini hayata geçirmesi için demokratik kurumlarını güçlendirmesi gerektiğini belirterek, bağımsız yargı ve özgür basının demokrasinin olmazsa olmaz koşulları arasında yer aldığını vurguladı.
Hank Johnson, Türkiye'de askerin siyasetteki gücünün azaltılıp, daha fazla sivilleşmeye geçişin memnuniyet verici bir gelişme olduğunu kaydederken, ''Ancak Türkiye'nin güvenilir bir bölgesel ve küresel lider olması için sivil yönetimin dini özgürlükler de dahil olmak üzere demokratik ilkeleri benimsediğini göstermesi kritik önem taşıyor'' dedi.

Türkiye-İran ilişkileri tehdit değil, fırsat

Konuşmasında Türkiye ile ABD arasındaki ''derin ve tarihi'' ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Johnson, ''İki ülke, her konuda her zaman aynı görüşte olmayabilir ama şuna eminim ki aramızdaki kalıcı dostluğu destekleyecek ortak zemin ve çıkarlara, açık diyalog kanallarına her zaman sahip olacağız'' ifadesini kullandı.
Johnson, Türkiye ve ABD'nin, aralarındaki ilişkileri destekleyerek ve güçlendirerek, sadece kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarını geliştirmekle kalmadığını, Ortadoğu'da demokrasi, dini özgürlükler ve refaha da önemli düzeyde bağlılık gösterdiğini belirtti.
Kongre üyesi Hank Johnson, bir soru üzerine, Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri tehdit değil, daha ziyade fırsat olarak gördüğünü kaydederek, ''Eğer siyasi kaygılar ya da diğer bazı nedenlerden dolayı, İran'la doğrudan diyalog kuramıyorsak, en azından bunu yapan bir dostumuz var. Bu şekilde Türkiye bir köprü olduğunu, bölgenin 'kalbi' vazifesi gördüğünü gösterebilir'' dedi.