VATİKAN - Katolik aleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı olan papaların seyahat takvimlerinde Türkiye ilk yıllarda gidilen ülkeler arasında yer alıyor.

Vatikan’ın dış politikasına uygun şekilde stratejik olarak büyük bir titizlikle hazırlanan papaların seyahat programlarının son 50 yıllık döneminde, apostolik ziyaret yapılan ülkeler arasında Türkiye’nin seyahat takvimindeki ilk sıralardaki yeri genellikle değişmiyor.

Papaların seyahatlerinde yazılı olmayan ama bir kural gibi yerleşen “önceki papanın gitmediği ülkelere gitme” kaidesi, kutsal topraklardaki ülkeler ve Türkiye’nin de içinde olduğu belli başlı ülkeler için işlemiyor.

Her seçilen papanın görev döneminin ilk yıllarında gelenek halini aldığı üzere Türkiye’yi ziyaret etmesinde öne çıkan iki büyük etken söz konusu. Bunlardan ilki Türkiye’nin Katolik Kilisesi’nin 1054’teki karşılıklı aforozdan sonra "düşman kardeş" olarak gördüğü Ortodoks Kilisesi'nin temel yapı taşlarından Fener Rum Patrikhanesi’ne evsahipliği yapması ve son 50 yılda papa ve patrikler arasında, özellikle de son bir yılda Papa Franciscus ile Patrik Bartholomeos arasındaki yakınlaşma. İkincisi ise Türkiye’nin jeostratejik ve jeopolitik konumunun papaların özellikle dinlerarası diyalog ve Ortadoğu'ya mesaj vermesi bakımından en uygun ülke olması.

Bu etkenler papaların görevdeki ilk yıllarında neden Müslüman nüfusun en yoğun olduğu ülkelerden biri olan Türkiye’ye programlarında ilk sıralarda yer verdiğini ortaya koyuyor.

 Papaların Türkiye seyahatleri

Papalık İstanbul Temsilcisi olarak 1935-1944 yılları arasında görev yapan ve daha sonra 1958’de Papa seçilmesiyle Türkiye’de " Papa Turco" (Türk Papa) olarak bilinenPapa 23. Ioannes’in (Angelo Roncalli) isteğiyle 1960 yılında tesis edilen 50 yılı aşan diplomatik ilişkilerde bugüne kadar Vatikan’dan Türkiye’ye en üst düzeyde üç ziyaret yapıldı.

Türkiye’ye 1967 yılında gelen ilk papa olan  Papa 6. Paulus, 1979’da gelenPapa 2. Ioannes Paulus ve 2006 yılında gelen Papa 16. Benediktus, Türkiye’ye bugüne kadar apostolik ziyaret düzenleyen üç papa oldu.

Papa 6. Paulus, göreve gelişinin üçüncü yılında beşinci apostolik ziyaretini Türkiye’ye yapmıştı. O dönem ziyaretini İstanbul ve hacı olmak için Selçuk’taki Meryem Ana eviyle sınırlı tutan Papa 6. Paulus’un ziyaretinin İstanbul ayağında öne çıkan nokta ise kiliselerin 1054’teki karşılıklı aforozunun kaldırılması kararını 1964 yılında Kudüs’te birlikte aldığı dönemin Fener Rum Patriği Athenagoras ile kiliseler arasındaki diyaloğun ilerletilmesi için yaptığı görüşme oldu.

Papa 6. Paulus’un açtığı Türkiye’ye ziyaret yolunu kendisinden sonra takip eden ilk papa ise Türk kamuoyunun Papa 2. Jean Paul adıyla tanıdığı  Papa 2. Ioannes Paulus oldu. Aslen Polonyalı olan ve son yüzyılda 27 yılla en uzun süre “kutsal makamda" kalanpapa olan 2. Ioannes Paulus da göreve gelişinin henüz ikinci yılı dolmadan dördüncü apostolik ziyaretini Türkiye’ye yaptı.

Papa 2. Ioannes Paulus, halefi Papa 6. Paulus’u sadece Türkiye’yi ziyaret etmek konusunda değil, Katolik Kilisesi’nin Ortodokslarla ilişkisini ilerletme hususunda da takip etti. Papa 2. Ioannes Paulus’un İstanbul’u Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu Aziz Andreas’ın yortusunun kutlandığı 30 Kasım’da ziyaret etmesi ve Fener Rum Patriği’nin düzenlediği ayine katılması kiliselerin birlikteliği yolunda atılan bir başka önemli adım oldu.

Papa 2. Ioannes Paulus’tan sonra gelen Papa 16. Benediktus da 2006 yılında henüz görevdeki ikinci yılında beşinci apostolik ziyaretini Ankara, İstanbul ve Selçuk’taki Meryem Ana Evi’nden oluşan programla Türkiye’ye yaptı. Papa 16. Benediktus’un bu ziyareti, kiliseler arasındaki diyalog ve dinlerarası diyalog konularına odaklansa da Papa’nın Türkiye’ye gelmeden iki ay önce yaptığı ve İslam dünyasının tepkisini çeken Regensburg konuşmasının etkisinde geçti. Papa’nın ziyaretinin İstanbul ayağında Sultanahmet Camisi’nin mihrabında dönemin İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ile dua etmesi, İslam dünyasına Regensburg konuşmasından sonra kayda değer bir jest olarak yorumlandı.

Papa 16. Benediktus’un sürpriz bir kararla Şubat 2013’teki istifasının ardından yapılan papalık seçiminde (konklav), 266'ncı papa olarak göreve gelen Papa Franciscus’un da henüz ikinci yılını doldurmadan altıncı apostolik ziyaretini yarın Türkiye’ye yapacak olması bir geleneğin de sürmesi anlamını taşıyor.

 "Bu ziyaretler adet oldu"

Dünya genelinde yaklaşık 1,2 milyar inananı bulunan Katolik aleminin ruhani liderlerinin ilk ziyaretlerinden birini Türkiye’ye yapmasını Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Basın Sözcüsü ve Kültür Ataşesi  araştırmacı-yazar Rinaldo Marmara AA muhabirine değerlendirdi.

Papaların Türkiye ziyaretleri konusunda uzman olan ve daha önce "Türkiye ile Vatikan Diplomatik İlişkilere Doğru" adlı kitabı derleyen Rinaldo Marmara, papaların seçildikten sonraki ilk yıllarında Türkiye’ye gelmelerinin "bir alışkanlık haline geldiğini” söyledi. Vatikan Kütüphaneleri’nde yaptığı araştırmalar ve kazandırdığı eserlerle ve iki ülke ilişkilerine yaptığı katkıyla tanınan Marmara, bunda Vatikan’ın doğu kiliselerine verdiği önemin etkili olduğunu belirtti.

Marmara, "Adet haline gelmiştir. Her seçilen papa birinci senesinde İstanbul’a gidiyor, patrikhaneyi ziyaret ediyor. Bir alışkanlık oldu. Evvelden gelen bir gelenek var. Batıdaki kilisenin kökleri doğudadır. Bu bakımdan önem taşıyor. Doğu kiliselerine dikkat çekme hedefinde çünkü kökleri orası" diye konuştu.

Önceki papalardan 16. Benediktus, 2. Ioannes Paulus’un da kasım ayında Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu Aziz Andrea yortularına katıldığını ancak Papa Franciscus’un bu ziyaretinin taşıdığı önemin başka olduğunu dile getiren Marmara, şöyle konuştu:

“Çünkü aynı zamanda bu sene Papa 6. Paulus ile Ekümenik Patrik Athenagoras’ın Kudüs’te buluşmasının 50. yılını kutluyoruz. O tarihte kiliselerarası bir diyalog başlamıştı ve bugünlere kadar gelindi. Bu yıl da 50. yıl kutlandığından ayrı bir önem ifade ediyor” dedi.

Rinaldo Marmara, ziyaretin sadece Hristiyanlığın iki büyük mezhebi arasındaki ilişkiye dayanmadığını, aynı zamanda dinlerarası diyalog için de büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Resmi bir ziyaret ama dinlerarası diyalog için bir adımdır. Önemlidir. Tabii bugün Türkiye’nin bulunduğu bölgenin çevresinde hep savaşlar var. İnşallah bu ziyaret bölgeye barışı da getirir” ifadelerini kullandı.

Cizvit papaya özel hediye

İspanyol şövalye Ignacio de Loyola tarafından kurulan ve Türkçe’de “İsa’nın askerleri”, “İsa’nın hizmetkarları” olarak bilinen “Cizvit” tarikatının bir mensubu olan ve bu tarikattan seçilmiş ilk papa olarak bilinen Papa Franciscus’a İstanbul’da özel bir hediye takdim edilecek.

Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Basın Sözcülüğü görevinin yanı sıra araştırmacı kimliğiyle de bilinen Rinaldo Marmara, Papa Franciscus'a İstanbul’daki temasları sırasında İzmir’deki Cizvitlerin tarihini anlatan bir kitabın takdim edeceğini, bunun da papanın bu tarikattan olması sebebiyle ayrı bir anlam taşıdığını belirtti.

Marmara, "insanların öldüğü ama insanlığın ölmediği" diye nitelediği Çanakkale Savaşı sırasında yabancı askerlerin mezarlarını bozmayıp, aksine koruyan Türk askerini övdüğü ve Vatikan arşivlerinden toplanılan belgelerle hazırladığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bastırılan kitabının bir nüshasını da Papa Franciscus’a hediye edeceklerini söyledi.