Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında yapılan anlaşmalar, üyelik sürecinin hızlandırılması, terörle mücadeleye öncelik verilmesi, Gümrük Birliğinin güncellenmesi için müzakerelere başlanılması, Türkiye'den onbinlerce sığınmacı alınması ve sığınmacılara 3 milyar avro yardım yapılmasına dair verilen sözler tutulmadığı için çökme tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. 

AB ve Türkiye arasında 29 Kasım 2015 ve 18 Mart 2016 tarihlerinde sığınmacı krizinin çözümünü ve üyelik sürecinin canlandırılmasını amaçlayan iki anlaşma yapıldı. 29 Kasım anlaşmasının 2. maddesinde "Katılım sürecinin canlandırılmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine varılmıştır. Taraflar ortak geleceklerini hazırlamak üzere mevcut bağ ve dayanışmalarını daha da ilerletmek ve sonuç odaklı adımlar atmak konusunda kararlıdır." ifadeleri kullanıldı.

Üyelik sürecinin canlandırılması değil, dondurulması konuşuluyor

Ancak anlaşmasının birinci yıldönümünde, üyelik sürecinin canlandırılması değil, geçici olarak dondurulması konuşuluyor. Slovakya'nın dönem başkanlığı sırasında yeni bir fasıl açılmazken, Avrupa Parlamentosu (AP), geçen hafta Türkiye'nin terör örgütü PKK ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele kapsamında aldığı önlemlere tepki olarak müzakerelerin geçici süreliğine dondurulmasını tavsiye eden ve hukuki bağlayıcılığı olmayan bir karar aldı. AB ülkelerinin liderleri de Türkiye ile ilişkileri aralık ayında yapılacak zirvede ele almaya karar verdi.

Terörle mücadelede destek verilmiyor 

Her ne kadar anlaşmada "Türkiye ve AB'nin terörle mücadelenin önceliğini koruduğunu bir kez daha teyit ettiği" kayda geçirilse de Brüksel Türkiye'ye bu konuda yeteri kadar destek vermek bir yana, Ankara'yı PKK ve FETÖ ile mücadele kapsamında aldığı önlemler nedeniyle sık sık sert dille eleştirdi.

Terör örgütleri listesinde olmasına rağmen Avrupa'da PKK'ya karşı operasyon düzenlenmezken, AP Başkanı Martin Schulz ve AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, PKK'ya silah taşıdığına dair görüntüleri çıkan firari HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile de bir araya gelerek Ankara'nın hassasiyetlerini gözardı ettiklerini gösterdi. AB kurumları ve ülkelerinin bu tavrı, Ankara tarafından "teröre destek" olarak değerlendirdi.

Gümrük Birliğinin güncellenmesi müzakereleri için son günler

29 Kasım anlaşmasında ayrıca, Gümrük Birliğinin güncellenmesine de yer verildi. 10. maddede "Gümrük Birliğinin güncellenmesine ilişkin hazırlık çalışmalarının tamamlamasının ardından, 2016 yılı sonlarına doğru resmi müzakereler başlatılabilecektir." denilmesine rağmen, henüz somut bir adım atılmadı.

72 bin sözü verildi, sadece bin 614 sığınmacı AB ülkelerine yerleştirildi

18 Mart anlaşmasında ise ağırlıklı olarak vize serbestisi ve sığınmacılara odaklanıldı. 21 Mart itibariyle Türkiye'den Yunanistan'a geçen sığınmacıların iade edilmesinin öngörüldüğü anlaşma sayesinde, günlük geçişler 6 binden ortalama 81'e düştü. Anlaşmayla AB, Türkiye'den onbinlerce sığınmacı alma taahhüdünde bulundu. 

4 Ekim tarihinde yayımlanan rapora göre, Türkiye'den sadece bin 614 sığınmacı AB ülkelerine yerleştirildi. Türkiye'ye gönderilen sığınmacı sayısı ise 578 oldu. Günlük geçişler "ciddi ve sürdürülebilir şekilde" azalmasına rağmen, üye ülkelerin gönüllülük esası çerçevesinde Türkiye'den sığınmacı almasını öngören Gönüllü İnsani Kabul Programı devreye sokulmadı.

AB'nin önceliği Türkiye'den almak değil, Türkiye'ye göndermek

AB'nin raporunda "sonraki adımlar" arasında Türkiye'den sığınmacı alınmasına değil, "başvuruları reddedilen veya başvuruda bulunmayanların Türkiye'ye dönme hızının acilen artırılması" sayılarak, Brüksel'in önceliğinin ne olduğu ortaya konuldu. Açıklamalarda, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında bile Türkiye'nin sığınmacıların geçişini engellemesine dair taahhütlerine bağlı kaldığına dikkat bile çekilmedi.

3+3 milyar avro sözü verildi, 677 milyon avro gönderildi

AB'nin söz verdiği ancak yerine getirmediği diğer bir konu da sığınmacılar için yapılacak maddi yardım oldu. 29 Kasım'da yardımın miktarının "başlangıç olarak" 3 milyar avro olmasına karar verildi. 18 Mart'taki anlaşmayla fonun aktarılmasının hızlandırılması ve 2018 için de artı 3 milyar avroluk yardım kayda geçirildi.

Türkiye'nin yaptığı harcamanın yüzde 0,94'ü

AB'nin Türk kurumlarına aktardığı 222 milyon avro, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Türkiye'nin son 6 yılda yaptığı toplam harcamaya dair verdiği rakam olan 25 milyar doların (23,5 milyar avro) yalnızca yüzde 0,94'üne denk geliyor.

Vize serbestisi belirsizliğini koruyor

Anlaşmalarda yer alan "haziran sonuna kadar vizelerin kaldırılmasına" dair maddede bir ilerleme sağlanamıyor. Brüksel, Ankara'nın 72 şarttan geriye kalan 7 şartın da karşılanması durumunda vizelerin kaldırılacağını belirtiyor.

Ankara, bunlar arasında yer alan terörle mücadele kanununda değişiklik yapılmasını öngören şartta Türkiye'deki mevcut durum göz önünde bulundurularak esneklik istiyor. Brüksel ve Ankara arasında teknik düzeyde görüşmeler sürse de somut bir çerçeve çizilemediğinden vizelerin kaldırılmasını öngören maddenin geleceği de belirsizliğini koruyor.