Ülkemiz adım adım Hıristiyanlaştırılmak isteniyor. Türk Ebrusunu oluşturan renkler ayrıştırılmak isteniyor. Türklüğü benimsemiş tüm unsurlar, Türklükten koparılmak isteniyor.
Oysa günlük gazeteler ve TV kanalları adeta Roma'nın zevk-u sefa devrini yaşıyor.
Milletin başka derdi yok gibi, Popstar veya Türkstar gibi konular ülkenin ana gündemine oturtuldu.
Lozan antlaşması sadece Rum, Ermeni ve Musevileri azınlık saymaktadır. Ancak AB; Kürtleri, Lazları, Çerkezleri vs. ayrı azınlıklar olarak kabul etmektedir.
• Avrupa Birliği 2001 ilerleme raporunda alevi yurttaşlarımızdan "Müslüman azınlık" olarak bahsedilmektedir.
• AB ülkelerinde açıkça Alevi-Sünni ayrımını güçlendiren politikalar izlenmektedir.
• Avrupa'da ve ülkemizde özellikle Alevi yurttaşlara yönelik yoğun Hıristiyan propagandası yapılmaktadır.
• Alman Aleviliği ve Alman İslam’ı gibi yeni akımlar yaratılarak Türk kimliği silinmeye çalışılmaktadır.
• Türklerin asimilasyonu için en önemli direnç noktası dindir.
• Din dersleri Almanca öğretilmektedir. Böylece dil-din ilişkisi kaybedilmekte ama Almanlaşmak ile dinin kaybedilmediği düşünülmektedir.
• Türk televizyon yayınlarının engellenmesi ve gazetelerin Almanca çıkartılması hedeflenmektedir.
• TV yayınları kabloya indirilmekte ve çanak antenler giderek yasaklanmaktadır. Böylece 3. jenerasyon Türklerin Türkçe öğrenmeleri engellenmekte, asimilasyon kolaylaşmaktadır.
• Papa II. John Paul-1991:
"Dinler arası diyalog kilisenin bütün insanları, kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.
Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere yöneliktir."
• Papa II. John Paul - 1999: "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika. Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hıristiyanlaştıralım. Asya’yı Hıristiyanlaştırmanın yolu Türkiye'den geçmektedir."
• Türkiye'de halen 136 bin Katolik misyoner, 106 bin AB misyoneri yoğun şekilde çalışmaktadır. Devlet AB'nin veya ABD'nin bu niyetlerini gayet iyi bildiği için, bir istihbarat çalışması başlattığına dair haberi dün Hürriyet Gazetesi manşetten alaycı bir tavırla vermiştir.
Geleceği gören devlet önlemini almak zorundadır.
Bu istihbarat çalışmasının adı "Sosyetik Fişleme" diye küçümsenemez!?
Saygı olan yerde korku olur ama, korku olan yerde her zaman saygı olmaz.
Eflatun