Birgün 4. Murat Sadrazamıyla birlikte tebdil-i kıyafet gezerken bir deri dükkanın önünde dururlar. Dükkan son derece kötü bir durumdadır. Dericinin hali ise içler acısıydı. İhtiyar derici sandalyesini çekmiş dükkanın önünde oturmaktadır. Padişah: Selamın Aleyküm derici der. Derici şöyle gelenlere göz atar ve hemen toparlanarak: -Aleyküm Selam Ya Cihan-ı Serdar der. Padişah: Yazı Kışa hiç katmadın mı? Derici : Kattım ama hiç bir şey tutturamadım... Padişah: Peki geceleri hiç çalışmadın mı? Derici: Çalıştım ama el aldı... Peki der Padişah; sana bir kaz göndersem yolar mısın? Derici: Yolarım hem de hiç bağırtmadan.. Padişah dericinin yanından ayrılarak saraya döner. Sadrazam dayanamaz.. Haşmetlim; derici ile yaptığınız konuşmadan hiçbir şey anlamadım. Padişah kızar, Sadrazama dönerek. - Sen nasıl sadrazamsın, ne demek bir şey anlamadım. Derhal o dericinin yanına gideceksin ve ne konuştuğumuzu anlayacaksın. Eğer anlamazsan tez zamanda kelleni vurdururum ha!.. Korkuya kapılan sadrazam soluğu dericinin yanında alır. Derici sadrazamın koşarak geldiğini görünce doğrularak. -Hoş geldin der. Sadrazam - Çabuk bana Padişahla ne konuştuğunuzu anlat. Derici- Anlatırım ama bir kese altın vereceksin. Sadrazam kelle korkusuyla kabul eder ve sorar: -Söyle bakalım gelenin padişah olduğunu nasıl anladın? Derici: - Padişah kılık değiştirmişti ama yeleğini değiştirmeyi herhalde unuttu üzerinde öyle kıymetli deriden yapılmış bir yelek vardı ki o yeleği ancak padişahlar giyebilirdi Peki der sadrazam, yazı kış katmadın mı ne demek? Derici- Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin. Sadrazam mecburen kabul eder. Derici: - Padişah yazı kışa katmadın diye sordu yani yaz kış çalışıp kazanmadın mı ki sen ve dükkânın bu haldesiniz dedi bende çalıştım ama hiçbir şey tutturamadım dedim. Peki der Sadrazam. Geceleri hiç çalışmadın mı? Diye sordu Derici -Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin. Sadrazam biraz da kızarak kabul etmek zorunda kalır. Derici -Yani padişah geceleri çalışıp çocuk filan yapmadın mı özellikle oğlun yok muydu sana yardım edecek demek istedi. Bende yaptım ama oğlum olmadı kızlarım oldu onları da elin oğlu aldı dedim... Peki der sadrazam Padişah sana bir kaz yollasam yolar mısın dedi, o ne demek?.. İhtiyar derici elindeki altın keselerini şöyle hafifçe havaya atıp tuttuktan sonra... Eeeee.. Onu da artık sen anla sadrazamım demiş... Kıssadan hisse işte.. Hikaye tam günümüz bürokrasisini anlatıyor. Sizin anlayacağınız; 'taşvana kaç tazıya tut' meselesi yani...