Öfke, korku ve engellenme karşısında ortaya çıkan bir tepkidir. Köpürme adı verilen en uç safhasında bilinç bulanıklığına ve davranış bozukluklarına yol açabilir. Öfke, belirli sınırlarda, engelleri aşmak ve bir sorunu çözmek için gerekli tutum ve davranışta bulunma imkânı sağlar.

Çocuğun öfkelenmesine sebep olan engeller, yetişkinlere anlamsız gelebilir. İstediğini alamayan veya oyun oynaması engellenen çocuk, öfkeyle bağırıp çağırıp, tepinebilir. Bu durumu büyükler anlamsız bulsa da çocukluk çağında karşılaştığı engeller karşısında öfkelenmesi, kişiliğini koruması, saygı kazanması ve bu saygıyı sürdürmesi açısından pekiştiricidir.

Saldırganlık, öfkenin dışa vurulan biçimidir. Kişi kendini tanımadan, kendisiyle ilgili yüksek beklentiler içinde olursa ve bunları gerçekleştiremezse, kendisine engel olarak gördüğü kişilere veya nesnelere karşı saldırganlaşır. Freud saldırganlığı doğuştan gelen ve tüm canlılarda var olan, öğrenmeyle değişmeyen bir içgüdü olarak düşünüp cinsel içgüdüye bağlı bir davranış olduğunu kabul etmiştir.

Saldırganlık, küçük çocuklarda normal bir tepkidir. Çocuğun mutluluk,güvenlik veya başka bir ihtiyacının başka bir biçimde ortaya çıkmış halidir.Saldırganlığı kişisel bir yara almanın, incinmenin başka bir biçime bürünmesi olarak da tanımlayabiliriz. Bu yara alma ve incinme sonucunda, çocuk bağırır, akranlarına vurur, ısırır, eşyaları fırlatır, tekmeler, tükürür ve zarar vermeyi amaçlayan tehditler sıralar. Sürekli ve aşırı saldırgan olan çocuklar sinirli, geçimsiz, gergin, anlaşılmaz ve eyleme hazırdırlar. İlişkileri de oldukça gergin ve sürtüşmelidir. Aniden parlarlar ve kavgaya hazırdırlar. Sürekli kuralları çiğner ve ceza alırlar. Bu çocuklar ya cezadan etkilenmezler ya da kısa süreli etkilenmiş gibi görünürler. Basit tartışmaları bile kaba kuvvetle çözmeye çalışırlar.Tepkileri hem ölçüsüzdür hem de durumla orantısızdır. Öfkelerini yenemezler ve her durumda kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar.Bu çocuklar, evde ve okulda sürekli sorun çıkarırlar ve yetişkinlerle sürekli bir çatışma içindedirler.Kızlarla kıyaslandığında erkek çocuklar daha saldırgandır.Erkek çocuklar, genellikle anlaşmazlıkları kavga ile çözmeye çalışırlar.Kız çocukları ise sözle tartışmayı tercih ederler.

Saldırganlığın Nedenleri

Ciddi davranış ve uyum bozukluklarında görülen saldırganlık genellikle zekâ geriliğinin ya da psikolojik bir tepkinin bir belirtisidir. Beyin zarı iltihabı, beyin zedelenmesi gibi bazı fizyolojik sorunlar sonucunda görülebilmektedir. Ebeveynlerin saldırgan davranışları ödüllendirmesi,çocuğun yetişkinlerden sert cezalar görmesi, anlayışsızlık ve yetersiz ilgi ve sevgi, kitle iletişimim araçlarının olumsuz etkisi,anne ile babanın,çocukla iletişimlerinin kötü olması, çocuğun evde şiddet görmesi gibi nedenler, çocukta saldırganlığa yol açabilir.

Saldırganlığın Tedavisi

Önemli olan çocuk gelişip büyüdükçe saldırganlığı oluşturan fiziksel gücü, topluma ve çocuğa faydalı işlere yönlendirmek ve çocuğun toplumla uyumlu davranışlara sahip olmasını sağlamaktır. Örneğin çocuğu spora teşvik etmek, saldırganlık dürtülerinin deşarj olmasını sağlayacaktır.

Saldırganlık gösteren çocuklara her şeyden önce hoşgörüyle yaklaşmalı, anne ve babanın çocuğa karşı tutumu olumlu olmalı, çocuk spor ve müzik gibi alanlara yönlendirilmeli ve saldırganlığının yararlı bir hale dönüşmesi sağlanmalıdır.Örneğin çocuğa bir enstrüman çaldırmak veya bir futbol takımında oynamasını sağlamak vb. 

Çocuk, davranışlarında anne ve babasını örnek alacağı için evde anne ve baba, davranış ve tutumlarıyla çocuğa örnek olmalıdırlar. Çocuğa sürekli ceza ve baskı uygulanmamalı, çocuğun özgürlüğü kısıtlanmamalı, ilgi ve sevgiden yoksun bırakılmamalıdır. Ancak çocuğun aşırı saldırgan davranışlarına da tolerans gösterilmemelidir. Çocuk, saldırgan davranarak isteklerini ailesine yaptırmaya alıştıysa aile çocuğun bu isteklerini yerine getirmemelidir. Çocuğun saldırgan davranışları ödüllendirilmemeli ve anında çocuğun bu davranışının istenmeyen bir davranış olduğu gösterilmelidir.

Çocuğun saldırgan davranışları asla dayakla cezalandırılmamalıdır. Dayak, o anda sorunu çözüyormuş gibi görünse de çocukta düşmanca duygular ortaya çıkmasına neden olur. Anne ve babanın ilgisi, sevgisi azaldığında ve çocuk uzun süre fiziksel olarak cezalandırıldığında saldırganlığı artar, çocuk asi ve sorumsuz bir birey olur.

Çocuk saldırgan davranışlar sergilediğinde, yetişkinler sakin olmalı, sert ve ani tepkiler vermek yerine ben dilini kullanarak çocuğa rahatsızlıklarını ifade etmelidirler.Örneğin, “Sen böyle kavga ettiğin zaman üzülüyorum” gibi. Anne ve baba çocuğun bu davranışları karşısında duygu ve düşüncelerini anında dile getirmelidir. Çocuk sinirli ve gerginken onunla tartışmaktan kaçınmalı ve sakinleşmesini beklemeli, çocuk sakinleştikten sonra davranışı hakkında konuşulmalıdır. Çocuğun bu davranışının sönmesi için çocuğa sosyal sorumluluklar verilmeli, başarabileceği işler verilip bu işleri bitirmesi sağlanmalı, çocuk başarma duygusu yaşamalıdır.

Çocuğa mutlaka saldırgan davranışlarının zararları gösterilmelidir. Çocuk, saldırgan davranarak isteklerini elde edemeyeceğini, hatta istediklerini de kaybettiğini görüp yaşamalıdır.

Olumlu davranışı pekiştirme: Çocuk olumlu bir davranışta bulunduğunda, saldırganlık göstermediğinde, anne ve babası ve çevresindeki yetişkinler onu ödüllendirmeli, olumsuz davranışlarda bulunduğunda ise görmezden gelmelidirler. Çocuğa dışarıda oynaması için izin verilmeli, böylece enerjisini oyunla atması, gerilimini azaltması sağlanmalıdır. Çocuğun saldırgan davranışları, kardeşleri ya da diğer çocukların güvenliğini tehdit etmediği müddetçe bu davranışların üstünde durmamak gerekir.

Kendi kendine konuşma: Çocuk saldırgan davranışlarında dürtüsel davranıyorsa ve bunu kontrol etmekte zorluk yaşıyorsa; çocuğa o anda kendi kendine söyleyeceği, engelleyeceği cümleler öğretilebilir. Örneğin, “başkasına vuracağın anda dur ve 1’den10’a kadar say” gibi.

Çocuğun saldırganlık içeren programlar ve yayınlar izlemesi engellenmelidir. Eğer engel olunamıyorsa, program çocukla birlikte izlenmeli ve şiddetin sonuçları çocukla tartışılmalıdır. Aynı zamanda programdaki şiddet olaylarının kurmaca olduğunun, gerçek olmadığının altı çizilmelidir.

Çocuğun saldırganlık dürtüsünü başka bir alana yöneltmek için çeşitli alternatifler bulunabilir. Yumruklanabilen kil, çivi çakmak, resim yapmak, boyamak gibi faaliyetler çocuğun öfke duygularını kontrol altına alabilir. Futbol, basketbol gibi sporlar da, çocuğa bu konuda destek olacaktır. Bunlara ek olarak, çocuğun temel ihtiyaçları da zamanında karşılanmalı, çocuğun özellikle babası ile sık vakit geçirmesi sağlanmalıdır.