“Çocuk kalbiyle bakabildiğimiz ölçüde masumiyeti ve sevgiyi içimizde barındırırız.”
                                                                                                                                 Melda Zirek

                                                 ***
Corona günlerinde en çok çocuklar düşünülüyor. İyi ki de düşünülüyor. Masal terapisti ve çocuk kitapları yazarı olarak ben de elimden gelen desteği sağlamaya çalışıyorum. On-line olarak bazı firma ve Avm’lerde çocuklarla iletişim kurmaya, hikâyeler anlatmaya devam ediyorum.

Çocuklar oyun hamuru gibidir. Hangi şekli verirsek onu alırlar. Unutmamalıyız ki çocuklarımız söylediklerimizi değil, yaptıklarımızı örnek alırlar. Çocuklar işitsel, dokunsal ve görsel olarak ayrılırlar. Bu ne demektir? Bazı çocuklar konuyu ve olayları dinleyerek kavrarlar. Bazıları görerek. Ve bazıları da mutlaka o nesneye ya da kitaba dokunması gerekir.

Dijital bir çağda yaşıyoruz. Teknolojinin sınırsız nimetlerinden faydalanıyoruz. Gencimiz, yaşlımız, çoluğumuz, çocuğumuz herkes teknolojiye ayak uydurmuş durumda. Son günlerde insanı kurtaran en büyük nimet olarak düşünüyorum teknolojiyi. On-line eğitimler, ders çizelgeleri, dünya haberleri, bildiriler… her şey dijital dünyadan akarak evlerimize ulaşıyor. Sosyal hesaplarda çocuklarımıza ve ebeveynlere ve bireylere yani herkese göre çeşitli sohbetler, eğitimler, masal anlatıcılığı mevcut. Her kesimi dinleyen insanlar da ekran karşısında bilgileniyor, değerlendiriyor, dinleniyor. Ancak teknolojiyi de belirli ve sınırlı ölçüde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Ev işleri, standart rutinler ve dijital dünya arasında gelip giderken arada kaçırdığımız ince noktalar var. Çocuklar! Çocuklarımızla gerçekten doğru iletişim kuruyor muyuz?

Peki, çocuklar ne ister? Empati yaparak bu soruyu kendinize sormanızı istiyorum. Özellikle şu zorlu süreçte çocuklar ne ister?

Çocuklar çok şey istemiyor aslında. Tek istedikleri sevgi! Ve sevginin ilginin tanımı onlar için oyun. Evet, yanlış duymadınız. Onlarla sadece gün içinde yarım saat oynayarak ve geceleri hikâye okuyarak çok daha yapıcı ve verimli oluruz. Evet, zor bir süreçten geçiyoruz. Hem de çok zor bir süreç. Kafamızda türlü sorular yanıt arayan. Ancak önümüz sisli gibi gözükse de umut ve sabır her şeyin üstesinden gelecektir. Bu süreçte ihmal edilmemesi gereken en önemli yapı taşları çocuklardır. Güçsüz ve umutsuz hissettiğinizde lütfen çocuklarınızı gözlemleyin.

Bitip tükenmeyen enerjileri hayranlık derecesindedir. Asla olumsuzluğa odaklanmazlar. Hayal dünyaları öyle geniştir ki yaratıcıdırlar. Şu zorlu süreçte çocukların ellerine telefon ya da tablet vererek hayallerini baltalamış oluruz. Ebeveyn demek sadece yedirmek, içirmek, giydirmek, yıkayıp, uyutmak değildir. Çocuklar için ebeveyn; İlgi, sohbet ve oyundur. Unutmamalıyız ki çocuklarımız her gün sadece bedensel olarak değil, ruhsal olarak da değişiyor ve gelişiyor. Ne kadar iyi beslenirse ruhu ve hayal dünyası o kadar zengin duygulara sahip bir birey olacaktır.
Çocuklarınızın dinamiklerini fark ettiğiniz zaman onlarla doğru bir iletişim kanalı kurmaya başlarsınız. Bu yüzden onları gözlemleyin ve dinleyin!

Peki, ne yapmalıyız çocuklarımızla doğru frekansı yakalayabilmek için? Çizelge tablosu oluşturabilirsiniz. Günlük rutinlerden sonra onlara her gün bir şey öğreteceğinizin sözünü verin kendinize büyük ya da küçük bir şey. Ama bir şey! Örneğin ramazan ayındayız ve bir sure öğretmeyi deneyin. Her gün tekrara ederek sırayla birkaç sure öğrenmiş olacaktır. Her gün bir yabancı kelime öğretebilirsiniz. Gün içinde birkaç kez tekrarlayabilirsiniz. Her gün en az yarım saat çocuğunuzun yanına gidin ve yanına oturun. Bedeniniz ona dönük olsun. Ve gözerliniz gözlerinin içine baksın! Onu dinleyin. Tüm yüreğinizle ona verin o yarım saat kendinizi. Empati kurun! Çocuğunuzun yerinde olsanız yanınıza büyüğünüz geldiğinde ne yapmak isterdiniz? İşte şimdi onunla iletişim kurmaya başladınız. Gördünüz mü? Oyunun hakemi o olsun. Yönlendirmeden, sınırlandırmadan, sorgulamadan, eleştirmeden oynayın! Çocuk ruhuna büyük bir hayır işlemiş olacaksınız! İşte çocukların kalbine girmek bu kadar basit.

Unutmayın oyun oynarken arkadaş, diğer zamanlarda anne baba olun! Korkmayın otoritenizi kaybetmezsiniz.

Her şey çocuklar için.