Birçok ünlü, kameralar karşısında aşı olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı’nın aşı olması kadar örnek olmadı. Bakanların veya üst düzey devlet yöneticilerin aşı olması, halk arasında da ön yargıyı kırmaya başladı
Aşı olmakla ilgili genel olarak tedirginlik toplumun her kesiminde var. Bazı dedikodular da bu tedirginliğin üstüne eklenince komplo teorileri havada uçuşmaya başladı. Bazıları aşıyla çip takılacağına inanıyordu. Bazıları da kısırlaştırılıp, insan neslinin yok olacağına inanıyordu. Cumhurbaşkanı ve bakanların kameralar karşısında aşı olmasıyla bu dedikodulara güzel bir cevap verilmiş oldu.
Aşı gelmeden önce Covid-19 ile mücadele sadece kısıtlamalar üstünden yürürken şimdi hem aşılama hem de kısıtlamalarla beraber yürüyecek. Kısıtlamalardan kasıt, dışarı çıkma yasakları kalksa bile maske takmaya bir süre daha devam edeceğiz gibi. Aşılama başladığı için medya üzerinden vatandaşlar sürekli bilinçlendirilmeli. Aşı sonrası yapılması gerekli şeyler anlatılmalı. Hâlâ aşının tam olarak ne işe yaradığını kavrayamayan birçok vatandaş var. Yine vatandaşların birçoğu aşı olduktan sonra normal hayatlarına döneceklerini sanıyor. Aşı sonrası iletişim çalışmalarının titizlikle yapılması gerek, çünkü aşı sonrası süreci yönetmek, aşı öncesi pandemi sürecini yönetmekten daha zor olabilir.
WHATSAPP EN BÜYÜK YANLIŞINI YAPTI
Whatsapp’ın sunduğu yeni sözleşme gürültü kopardı. Sözleşmede bazı maddeler tepki çekerken gizlilik konusunda da güveni sarstı. Bu durum Avrupa Birliği ülkelerini kapsamıyor. Avrupa Birliği dışında kalan ülkelerde geçerli olması ayrı bir tartışma yarattı.
Whatsapp böyle bir hatayı nasıl yaptı? Whatsapp bu sözleşmeyi kullanıcılarına sunarken, sözleşmenin içeriğine bakılmayacağını düşünüyordu. Whatsapp’ın en büyük yanılgısı, sözleşmeyi sunduğu ülkelerin vatandaşlarını, teknolojiden anlamaz olarak görmesidir. Bu aynı zamanda Avrupa Birliği dışında kalan ülkeleri doğrudan küçük görmektir.
Şimdilik geri adım atsa bile whatsapp, güven kaybetti. Birçok insan da alternatif mesajlaşma programlarına yöneldi. Whatsapp öyle bir strateji hatası yaptı ki, bir günde rakiplerine değer kazandırdı. Hem hazır kullanıcılarını kaybetti hem de potansiyel kullanıcılarını ürküttü. Kullanıcıların önem verdiği bu durumu ön plana çıkaran uygulama geliştiricileri kârlı çıkacaktır.
Bu konuda bir eksikliğimiz de ortaya çıktı. Türkiye’de milyonlarca insan bu uygulamayı kullanıyorsa, bu alanda eksikliğimiz var demektir. Belki bu durum ülkelerin kendi uygulamalarını yaratıp, kullanmaya itebilir.
Şöyle demek yanlış olmaz; soğuk savaş döneminden farklı olarak ülkeler bilgi ve belge üzerinden birbirlerini yönetmeye çalışacaklar. Kim, başkası hakkında daha çok bilgiye sahipse yönlendirme ve yönetme gücüne de sahip olacaktır.
