Aylardır gıda fiyatlarının pahalı olduğunu, bazı temel besin maddelerinin olması gerekenden daha fazla pahalandığını konuşuyoruz. Dün bir markete girip fiyatlara bakınca fark ettim ki, üç gün öncesinin fiyatları değil. Bazı gıda maddelerine zam gelmiş. Son 2 yıldır Türkiye’nin temel sorunu haline gelen, “gıda fiyatları artışının” önüne geçilememesi insanların alım gücünü düşürmekle beraber dar boğaz yaşanmasına da sebep oluyor.

Gıda fiyatlarının artışı dolara bağlanmasına rağmen, dolar düştüğü halde gözle görülür düşüş yok. Üstelik bazı gıda fiyatları artmaya devam ediyor. Gıda fiyatlarının pahalı olması ve insanların temel geçim kaynaklarını temin etmekte zorluk yaşaması birçok konuyu da etkiliyor. Örneğin; teknoloji anlamında bir buluşa imza atsak kimsenin umurunda olmaz. Bu hemen her toplumda böyledir. Toplumun öncelikli ihtiyaçları giderilmeden bir sonraki aşamaya geçilemez. Bu yönden bakınca gıda fiyatları deyip geçmemek gerek. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde bile ilk sırada beslenme, ısınma, barınma ve uyku gibi bedenin varlığını sürdüren ihtiyaçlar var. İnsanlar temel ihtiyaçlara kafa yormaya başlarsa diğer ihtiyaçlarını düşünemez hale gelirler. Gelişmiş toplumlarda insanlar kazançlarının bir bölümünü kendilerini geliştirmek için harcarlar. Temel ihtiyaçlar, parasal anlamda bütçenin büyük kısmını oluşturuyorsa, bireyler kendi gelişimlerine gerekli bütçeyi ayıramazlar. Bu durum kişisel gelişim anlamında olumsuz etkilere sebep olur. Sadece “Pazar” dediğimiz yer bile birçok alana etki ediyorken bu alandaki sorunları görmemezlikten gelmek topluma olumlu yansımaz.

İŞLETMELER AÇILMALI; AMA...

Türkiye’de vaka sayıları artık il bazında açıklanıyor. İl bazında açıklanması doğru olanıydı. Her ilin vaka sayısı aynı olmadığından, vaka sayısı en yüksek ile göre hareket etmek anlamsız olurdu. Pandeminin de kısa süre içinde bitmeyeceğini düşünürsek, bu duruma bir an önce adapte olmak zorunluluk haline geldi.

En azından vaka sayısı az olan iller kontrollü şekilde açılırsa, pandemiyle uyumlu yaşamaya insanlar da alışır. Şu anda her yeri kapatarak insanları pandemiyle uyumlu yaşamaktan uzaklaştırıyoruz. İşletmeleri açın, insanlar da bu duruma ayak uydurmaya başlasınlar. İşletmeler, maskesi olmayanları ve HES kodu olmayanları almasınlar. Bunun denetlenmesi de yapılmalı. Eğer bu kurallara bir işletme uymuyorsa ve o ilde vaka sayıları yükselmeye başlıyorsa, o zaman ildeki işletmeleri gönül rahatlığıyla kapatın. Bu şekilde hem vatandaşlar hem de işletmeler pandemiyle yaşamayı canı acıyarak öğreneceklerdir. 

Son zamanlarda meydanlara inip baktığınızda bazı işletmelerin kaçak şekilde insanları ağırladığını ve bu durumun arttığını görürsünüz. Bu tür durumlar arttıkça virüsü kontrol etmek de zorlaşır. Tüm bu zararları en aza indirmek için il bazında işletmeler açılmalı. Açılan işletmelerde önlemler daha sıkı tutulmalı. Gevşememek için sürekli denetlenmeli. Tüm bunlara rağmen kurallara uymayanlara ağır yaptırımlar uygulanmalı. Bu şekilde her kesim pandemiyle yaşamasını zamanla öğrenecektir; fakat aksi durumda işletmeler kapalı kalmaya devam ederse insanlar kendi yöntemleriyle çözüm üretmeye başlayacaktır. Zaten kendilerince yasak da olsa çözüm üretmeye başladılar. Bu süreci kontrollü yürütebilmek için işletmelerin açılması şart oldu.