Dünyadaki önemli bor yatakları Türkiye, Rusya ve ABD’dedir. Türkiye’de bilinen bor yatakları, Eskişehir Kırka’da,, Balıkesir Bigadiç’de, Bursa Kestelek’te ve Kütahya Emet’tedir. Türkiye, dünya toplam bor rezervinin % 72’sini elinde bulundurmaktadır. ABD’nin rezervleri dünya rezervlerinin %6.7’si, Rusya’nınki ise %8.4’üdür. Tüm bor tuzu sahalarının imtiyazı, 4 Ekim 1978 tarih ve 2172 sayılı devletçe işletilecek madenler ile ilgili yasa gereği Etibank’a devredildi. 1998 yılında, Etibank’ın yeniden yapılanması çerçevesinde, ETİ Holding A.Ş., Eti Bor Eti Alümimyum, Eti Krom, Eti Bakır, Eti Gümüş, Eti Elektrometalurji, Eti Pazarlama şirketleri kuruldu. 2000 yılında ise, Eti Bakır, Eti Krom ve Eti Elektrometalurji, Eti Gümüş Özelleştirme idaresine devredildi. Eti Maden bugün itibariyle, ana faaliyet alanı olarak bor ürünleri sektöründe faaliyetlerini sürdürmektedir.
Peki bor ne işe yarar?
Bor, stratejik bir elementtir. Çok basit bir araştırmayla, borun kullanıldığı sahaların önemi ortaya çıkar. Borun kullanım alanları çok çeşitlidir ve her geçen gün bu alanlara yenileri eklenmektedir. Başlıca kullanım alanları ise tarım, savunma sanayi, cam sanayi, seramik, nükleer enerji, atık temizleme, enerji depolama, sağlık sektörüdür. Türkiye’de borun mülkiyeti devlete aittir. Buna göre, yerli ve yabancı özel şirketlere verilen ruhsatlar iptal edilmiştir ve 1978’den sonra Etibank’a devredilmiştir. Ancak, yeni bir düzenlemeyle, devletin arama ve işletme hakkı üçüncü şahıslara ihale edilebilecektir. Kamuoyunda, konuyla ilgili tartışmalar sürmektedir. Bor zenginliği, Türkiye’nin gücüdür. Teknolojik olarak güçlenmek ve madeni işleyip yüksek ürüne dönüştürmemiz gereklidir. Bu bağlamda, Türkiye, teknolojisini geliştirip ve pazar payını arttırmak zorundadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012 tarihinde Başbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" 20 Mart 2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı‘na gönderilmiştir. Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenmek istenen fıkrada "bu madenlerin üretilmesi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü şahıslara gördürülebilirler. Ancak üçüncü şahıslara gördürülecek işlerin ihale süresinin üç yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkin talepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır." denilmektedir. Bu maddede yapılan değişiklikle devlet eliyle işletimden vazgeçilmeye başlandığı söylenebilir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bunu reddediyor: "Bor bizim kıymetli madenlerimizden ve nadir elementler içerisinde bulunuyor, stratejik bir önemi var. Biz boru özelleştirmeyi düşünmüyoruz” diyor.
Ayrıca, borun değerini küçültme amacı taşıyan yargılara mâhal verecek açıklamalar da yapılıyor. Yeni kullanım alanları buldukça bor madeninin değerinin arttığını belirten Yıldız, ”Dünyada 4 milyar ton bor rezervi var, bunun da yüzde 72’si bizde. Ancak dünyadaki bor tüketimi yıllık 4 milyon ton. Yani bugünkü tüketimle dünyada bin yıl yetecek rezerv var. Türkiye olmasa bile 300 yıl yetecek rezerv var. Dolayısıyla yeni kullanım alanları bulunmazsa borun bir anlamı yok” diyor. Eti Maden Genel Müdürü Orhan Yılmaz da bor, petrol gibi, altın gibi bir şey değildir. Tüketicisi, alanı yoksa bor çöptür, diyor.
Amaç, hammaddelerimizi, yüksek teknolojiyle uç ürünlere, yani yüksek ürünlere dönüştürebilmek olmalıdır. Bizim yapmamız gereken taşeron firmalar kullanıp, bu özel şirketlerin çıkarttıkları mamule alım garantisi getirip, bir süre sonra da bu değerli madeni, yabancı ülkelerin şirketlerine bırakmak değildir. Teknolojik olarak güçlenmek ve madeni işleyip yüksek ürüne dönüştürmemiz gereklidir. Türkiye ekonomisi güçlü ve lider ülkeyse, bunu başarmak zorundadır.
Her geçen gün kullanım alanları artan, bor, çöp değildir. Kâr elde edilen stratejik bir elementtir. Tüm dünyanın iştahını kabartacak bir potansiyele sahiptir.