Türk Edebiyatı Vakfı (0212- 526 16 15 / 527 50 32, [email protected], [email protected]) Roger Garaudy’nin “Medeniyet Diyaloğu” isimli kitabını Cemal Aydın’ın titiz bir tercüme ile neşretti. Garaudy’nin Türkiye’de ilk defa yayınlanan bu kitabında Batılıların insanlığına karşı yaptığı kötü muameleler örneklerle gözler önüne seriliyor. Eserleri ve görüşleri dünya kamuoyu tarafından ilgiyle takip edilen Roger Garaudy, Batılıları özetle şöyle anlatıyor: “Batılılar yüz milyonu aşkın Amerika yerlisini öldürerek dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından 300 yıl süren köle ticareti sırasında en az 100 milyon Afrikalıyı öldürerek, bir başka akıl almaz soykırımı gerçekleştirdi. Afyon içmeyi reddeden Çinlilere savaş açtı ve Çin’e zorla afyon içirtip sömürdü. Şimdiki Laos, Kamboçya ve Vietnam adı verilen geniş bir kesimde Batı, sırf para kazanmak için insanlara zorla alkol içirdi ve içmeyenden de para alarak ahlaksızca sömürdü. Avrupalıların insanlığa ettiği kötülükler saymakla bitmez! Beş asır boyunca Roma zorbalığı dünyayı kasıp kavurdu. Yirmi milyonluk bir cihan imparatorluğunda sadece 200 bin Roma vatandaşı vardı. Burada da yine Roma 'Cumhuriyet'i deniyordu!”!” ‘Medeniyetler Diyaloğu’nda Garaudy, her kesimden okuyucuya seslenerek, her bir okurunu insanlığın yarınına sahip çıkmaya çağırıyor. Garaudy, Müslüman olmadan 5 sene önce kaleme alıp yayımladığı bu eserinde, bütün dünyayı dolaşarak edindiği izlenimlerini aktarıyor. Batıyı ciddi bir sorgulamadan geçiren ünlü düşünür Roger Garaudy kitapta, günümüzde aç ve açıkta kalan milyonların da sorumlusunun Batılılar olduğuna ve yaptığı köle ticaretiyle Afrika’yı yüzyıllarca enerjik insanlardan mahrum bıraktığına dikkat çekiyor: “Batı’nın “gelişmesinin olmazsa olmaz şartı, üç kıtanın soyulup zenginliklerinin Avrupa ve Kuzey Amerika’ya aktarılmasıydı. Dolayısıyla da bugün Üçüncü Dünya adı verilen ülkeleri az gelişmiş durumuna sokan batı’dır. Köleliği, bir dünya ekonomi sistemi hâline gelen Avrupa kapitalizmi yaratmış ve onu XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar üç asır boyunca da dayatmıştır. Bazen köle ticaretinin birkaç milyon insanın Afrika’dan Amerika’ya götürülmesiyle “sınırlı” (!) kaldığı söylenir. Oysa bu, gemilerle sağ salim götürülen her bir köleye karşılık ortalama on insanın öldüğünü unutmak demektir. Rakama vurduğumuzda –ki bu asgari rakamdır–, alınıp götürülen on milyon köleye bedel, yüz milyon insan yok edilmiş demektir. Dünya hiçbir zaman böylesi bir soykırıma şahit olmamıştır.” Batılıların ceplerini doldurmak için her yola başvurduklarını ve hiçbir ahlâkî ölçü tanımadıklarını belirten Garaudy:“Avrupalı istilâcının tutumu her yerde aynıdır. Tıpkı uyuşturucu ticaretini zorla kabul ettirmek için Fransız, Alman ve İngilizlerin Çin’e karşı birleştikleri 'Afyon Savaşı'nda olduğu gibi…1816’da İran ve Hindistan’da üretilen 3 290 kasa afyon Çin’de İngilizler tarafından satıldı; 1830’da 18 750 kasa ve 1836’da 27 000 kasa. 'İthalâtımızın en önemli payının çoğunu bu oluşturuyor' diye yazıyordu 1836’da İngiltere’nin Canton’daki temsilcisi…1840 ile 1844 arasında iki savaş yapıldı ve sonuçta Avrupalılar Çin’e sadece afyon satma “serbestîsini” değil, bütün Avrupa ticaretine açılmasını kabul ettirdiler.” Roger Garaudy “Medeniyetler Diyaloğu” kitabında bütün bu dehşeti ve çarpıcılığıyla gözler önüne serdikten sonra, Batı’nın artık günümüzde can çekişmeye başladığını kaydediyor. Batı’nın hızla intihara sürüklendiğini ve peşinden de bütün insanlığı sürüklediği uyarısını yapıyor. Batı’nın öncelikle kendisini kurtarabilmesi için Batılı olmayan medeniyetlerden yardım alması gerektiğinin şart olduğunu belirtiyor. Batı dışı medeniyetlerin insan anlayışından yararlanmak için elinden geleni yapması gerektiğini belirten Roger Garaudy şu tavsiyede bulunmayı da ihmal etmiyor: “Altı yüz yıl süren Batı sömürgeciliği, dünya insanlığına ve medeniyetlere çok büyük zarar verdi. Şimdi ise Batı, yaptıklarının cezasını çekmeye çoktan başlamış bulunuyor. Eğer o medeniyetlerin insanî ve ahlâkî değerlerinden yararlanma yoluna gitmezse intihara sürüklenecektir. Şayet Batı, diğer medeniyetlerle kardeşçe ve dostça bir diyalog kurmazsa yok olacak ve tarihten silinecektir. Batı hayatta kalabilmek ve varlığını devam ettirebilmek için dünya çapında bir sanat ve kültür kaynaşmasını gerçekleştirmek zorundadır.” 98 yaşında Fransız Müslüman düşünür Roger Garaudy, “Batı bir kazadır” derken batının hasbelkader bir medeniyet kurmaya çalıştığını ancak başarılı olmadığını söylemek istiyor sanırım. Bu nedenle Garaudy, “Bir atom yığını, bir bireyler yığını ile sosyal bir düzen nasıl kurulabilir ki?” (s.25).diye soruyor. Yine aynı minvalde “Hıristiyanlık Eski Yunan düşüncesi tarafından iğfal edilmiştir” (s.33). “Kurumsal Hıristiyanlık, eski Yunan düşüncesi ve Roma devlet düzeni tarafından yolundan çıkarılmıştır. Batı tarafından…” (s.34) diyor. Aslında Eski Yunan düşüncesi İslamiyet’e epey zarar verdi ve İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşt bu düşünceden etkilendiler. İmam-ı Gazali gibi bir deha Eski Yunan düşüncesinden arta kalan tortuları bir bir bertaraf etti. Batının Doğu medeniyeti yani İslam, Hint ve Çin medeniyetini anlamadığını ve bununla ciddi bir şekilde araştırma yapılmadığından da yakınıyor ve bir itirafta bulunuyor Garaudy, “Felsefe doçenti olan ben, bütün imtihanlarımı Hint ve Çin ve İslam felsefeleri hakkında tek bir kelime bilmeden verdim. Uzmanlar dışında bizler, Batılı olmayan kültürle alakalı ne varsa hepsine karşı çok büyük bir cehalet içindeyiz.” (s.165). Batı’nın bireysel ve bencil düşüncesini de eleştiren Garaudy, “Dünya görüşümüzü ‘küçük ben’imizi merkeze almaktan kurtulmak gerekir. Batı dışı medeniyetler bize esas olarak ferdin her şeyin merkezi olmadığını öğrettiler. Onların en büyük değeri, rekabet ve hegemonya art düşüncesi olmaksızın, bize ‘başkasını’ ve “Bambaşkasını/Allah’ı” keşfettirmekten ibarettir.” (s.168). Geniş bir Garaudy bibliyografyasının verdiği kitap şu cümlelerle tamamlanıyor; “İnsanın dini, eğer onun gündelik davranışlarına yön vermiyorsa, o din aldatıcıdır ve samimiyetsizdir. Eğer din, insana ve her insana güvenmeyi Allah’a iman açısından bir tehdit olarak görüyorsa, o din de afyondur.” (240). Müslüman olmadan önce söylemiş bu sözlerde oldukça kayda değer ifadelerdir. Günümüzde medeniyetler arası diyaloğun sıkça tartışıldığı bir ortamda Türk Edebiyatı Vakfı tarafından ve dikkatli mütercim Cemal Aydın marifetiyle Türkçemize kazandırılan “Medeniyetler Diyaloğu” kitabından öğreneceğimiz çok şeyler var. Hassaten aydınlarımız için! Okuyunca bana hak vereceksiniz…