Aşkın mutlu etmek yerine neden acı verdiğini düşünenler aslında onu rahat bırakmadıklarını bilmiyorlar. Eğer aşka sürekli müdahale ederseniz, onu kendi kalıplarınıza koymak isterseniz, o sizi mutlu etmek yerine canınızı yakmayı tercih eder. Bazen aldatır, bazen de haber vermeden çekip gider… Hal böyle olunca siz de ondan ya nefret eder ya da uzun süre aşktan haber alamazsınız. Erkek umursamaz olmaktan vazgeçerse ve kadın da zor olmak kaygısından uzak durursa işte aşkın tadı ancak o zaman çıkar… Peki ya aşk her zaman engelli midir? Yoksa onu engelleyen kişinin ta kendisi midir? Bazen aşkın önünde engeller olunca bize daha “kutsal “ gelir. Aslında aşkı yüce yapan şey; onun önündeki egeller değil kişilerin biribirlerine karşı duyduğu hislerdir. Eğer siz aşka söz geçirmeye çalışırsanız, onu kendi kalıplarınıza sokmak isterseniz , o da sizi acıdan hasta eder… Oysa onu bir rahat bıraksanız, bir de kural koymasanız ne kadar çok uğrayacak yalnız ruhuzuna… İnsanlar, aşk acısından kıvrandıklarında bildikleri tek şey; ne yapacaklarını bilmedikleridir. Çaresizce ortalıklara savururlar kendilerini. Ne yapmalı? Ne söylemeli de sevgiliyi geri getirmeli? Bu her kişide farklılık gösterir. Fakat bilinmelidir ki bir kadının istediği tek şey ; gitmeye karar verdiği zaman onu kolundan tutup yolundan döndüren bir adamın olmasıdır. Birbirini düşünen iki insan hesapsız bir akşamda karşılaştıklarında, adam kadını kolundan tutup kendine çekmeyi başardıysa aşktaki engel çoktan ortadan kalkmış demektir. Eğer bu aşkı kazanmak istiyorsanız kendinizi ona teslim etmelisiniz. Hesaplarsanız, pazarlık yaparsanız onu kaybedersiniz. Çünkü aşk; içinde kendisinden başka hiçbirşey barındırmayan, rakip tanımayan bir duygudur. Engelli aşkın sonunda kadın ve adam acıdan tükenmiş bir durumdadır. “O sabah esmer adam yüzüğü parmağına tekrar taktı. Parmağına değil de kadının yüreğine saplamıştı sanki. Yarı kararlı bir sabahtı. “Aşka dair herşey yapıldı mı?” diye sordu kadın kendi kendine… Eksik olan son bir sarılıştı. Bu sarılışta hem aşk vardı hem ayrılık. Herşeyin toplamı mevcuttu ama eksik olan herşeyin! Adam arkasını döndü ve hep yaptığı gibi gitti. Bu seferki farklıydı kadın da biliyordu. Çünkü bakışında bir elveda havası vardı” Bunun için engel aşkta değil sizde! Gözleriniz gördüğü halde farketmemekte, kulaklarınız gayet iyi duyduğu halde umursamamakta ısrar edersiniz aşkı değil kendinizi engellemiş olursunuz…