“ASKERİMİN YEMİNİ”
Murat TAŞDEMİRCİ
Ne kadar kararlıydı, yemin ederken sözler.
Ne kadar heybetliydi bayrağa dönük yüzler.
Sesinden gök gürledi, farkında mısın asker?
Yer yerinden oynadı, geçerken teker teker.
Tek vücut olmuştular, aynı kol, aynı bacak.
Öyle şerefli tören Türk’e yakışır ancak.
Allah Allah sesleri, arşa dağıldı o gün.
Bulutlar parçalandı, gökler ağladı o gün.
Yağan yağmur değildi, şehidimin kanıydı.
Yavuz’un, Süleyman’ın, Barbaros’un aynıydı.
Ulubatlı Hasan’dı, tanıdım ellerini.
Tuttuğu sancak sanki tüllerle bezeliydi.
Kopan fırtına değil, komando nefesiydi.
Çakan şimşekler değil, Atatürk’ün sesiydi.
“Yürüyün aslanlarım, hep ileri” diyordu.
Başı arşı alada, göklere sığmıyordu.
(İSMAİL ÖZYURT)
Cumhuriyet’imizin 84. yıldönümünü ülke olarak hüznün gölgesinde de olsak, büyük coşkularla kutladık. Hain saldırıda şehit düşen askerlerin acısı ve öfkesiyle günlerdir sokaklara düşen milyonlarca insan, Cumhuriyet Bayramı’nın vermiş olduğu olağanüstü heyecan ve inanılmaz coşkuyla, aziz şehitlerimizi de yüreğinde hissederek, Cumhuriyet’imize bir kez daha tüm benliğiyle sahip çıkmanın haklı gururunu yaşadı. Cumhuriyet coşkusu bitmeden, hemen ertesi güne rastlayan Kars’ın 87. kurtuluş yıldönümünde de yine aynı sevinç ve heyecanla kutlamalara devam eden Kars halkı coşkuyu katlayarak yaşadı. İşte bu nedenle bende günün anlam ve önemine bam telinden değinen, vatan ve Mehmetçik aşığı yakınım, merhum İsmail Özyurt’un, askerdeki oğlunun yemin töreninde yazmış olduğu bu muhteşem şiiri sizlerle paylaşarak yazıma başlamak istedim. Onu saygıyla anarken sizlerin de şiiri beğeneceğinizi ümit ediyorum.
Söz Cumhuriyet olunca, kelimelerin yetersiz kaldığını, Vatan, Millet, Bayrak kavramlarının ise, ne kadar karanlıklarda olursak olalım, karanlıkları yararak büyüyen barış ve kardeşliklerin ortak paydalarda buluşarak gürlediğini duyarız. Türk ve Kürt diye bir ayrımı olmayan bir ülkenin, yan yana kardeşçe koşarken, ekmek uğruna dökülen ter kokusunu anlarız da, sürüklenmek istenen yol ayrımını ve orada ki kan kokusunu anlayamayız asla..
Ülkemiz çok karanlıklar gördü, aydınım diyen cahilleri, kahraman görünen korkakları, aç kurtları, akbabaları, leş kargalarını, savaşları, felaketleri yaşadı, yaşatıldı. İhaneti gördü. Dost görünen düşmanlarla tanıştı. Kahpeliğin çelmesini yedi. Ülkenin yıkılışını hazırlayan haciz memuru politikacılarla insanların birbirine düşüşüne tanık oldu. Kişilere özel çıkan kanunlarla haksızlıkların yiyip tüketmeye çalıştığı hakların isyanını izledi. Paranın gücü karşısında eğilen başları gördü acıyla, kederle de yenilmedi, tükenmedi, yıkılmadı asla. Çünkü ülkemizin Cumhuriyet zırhıyla korunan ve şehit kanıyla sulanmış kutsal topraklarının bölünmezliği ve rengini şehit kanlarından almış bayrağının göklerde ki varlığı, vatan aşkıyla dolu yurdum insanlarının en büyük sadakat yemini oldu hep. 84 yıl önce “Ya İstiklal, Ya Ölüm” sözleriyle başlayan dönüm noktasında, vatan aşkını yüreğinde hisseden ve hissettirebilen her Türk, İstiklal uğruna ölümü bile göze alarak dün olduğu gibi bu gün de yüreğinin derinliklerinden gelen en güçlü sesle “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” diye bağırabilmenin haklı gururuyla yaşarken, bir kez daha tüm dünyaya haykırmakta gücünü…
Yorumlar