Annem Trump’un İran ile yapılan antlaşmadan çekilmesine kancıkça ve kalleşçe dedi.

ABD Cumhurbaşkanı Trump tek taraflı antlaşmadan çekilince çeşitli ülkelerden ve uzmanlardan tepkiler geldi: Bazı hukukçular uluslararası anlaşmalar tek taraflı irade beyanı ile son bulmaz. Çekilen tarafa karşı antlaşmacı tarafların yükümlülüğü kalmaz. Tek taraflı irade beyanı ile uluslararası ambargonun sürdürülmesi uluslararası hukuka aykırıdır. BM ve uluslararası toplumu hiçe saymaktır, dediler.

ABD’nin tek taraflı kararının, bağlayıcı ve meşru olamayacağını; Anlaşmanın hükümlerini denetlemekle yükümlü olan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) bugüne kadar yayınladığı raporlardan anlıyoruz. Bu raporlar Tahran’ın anlaşmaya uyduğunu göstermektedir. Amerikan tehdidi tarafların anlaşmaya riayet edip etmediğiyle ilgili değil, İran’ı daha fazla köşeye sıkıştırmak, Türkiye gibi İran’la iş yapmaya, ekonomik sebeplerle mecbur olan ülkeleri de sıkıştırmak amacını taşımaktadır: Trump, diyor ki; "İran nükleer programa başlarsa çok sert sonuçları olacak. İran müzakere edecek ya da bir şeyler olacak." İran’a ambargo yeniden başlayacak. Aynı zamanda: Uymayanlara da ambargo konulacak”. Yani bu antlaşma yapılmış kazançlı olan biziz, elde var bir, İran sıkışmış durumda daha kötü bir antlaşma yapmak için fırsat doğmuştur, iki… O zaman İran’ı kötürüm edecek bir antlaşma yapalım İran’ın işini bitirelim.

Trump İran’ı tehdit ettikten sonra, uygulayacağı yeni ambargoları delmeye yeltenecek olanları da korkutmak için şöyle bir açıklama daha yaptı: “İran’ın nükleer silaha sahip olma çabasına yardım eden herhangi bir ülke güçlü bir şekilde yaptırıma uğrayacak. Amerika nükleer şantajın rehinesi olmayacaktır.” Burada örtülü olarak İran ile iş yapan Rusya, Türkiye, AB ve Çin gibi ülkeler tehdit edilmektedir.

Trump ABD’sinin taahhütlerine uymayacağını, oportünist davranacağını birkaç ay önce iptal ettiği diğer antlaşmalardan beri biliyoruz. Paris İklim Anlaşması, UNESCO, Trans Pasifik Ortaklığı ve son olarak da İran nükleer anlaşmasından çekildi. Kudüs için kışkırtıcı bir karar aldı. Artık şunu biliyoruz: ABD’nin kararları eşkıya tüzüğü gibidir. Bugün aklı ne eserse o kanundur… Uluslararası istikrar. Uluslar arası ahit gibi bir şey yoktur… Bundan sonra ABD’ye karşı bağlayıcı hükümlerin bir değeri yoktur

Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsi; Bayan Haley, açıklamasında, ''Başkan İran nükleer anlaşmasından çekilerek kesinlikle doğru bir karar verdi. Bu, İran’ın uluslararası kötü faaliyetlerinin daha da kötüleşmesine izin veren korkunç bir anlaşmaydı. İran'ın nükleer silahlar edinmesine kesinlikle izin vermemeliyiz ve Amerika ve müttefiklerini tehdit etmeye devam eden teröre verdiği desteği engellemeliyiz'' ifadelerini kullanarak ABD’nin ahit güvenliğinin olmadığını teyit etti...

Trump ilan ettiği kararla seçmenlerine verdiği sözü tutmuş görünmek istiyor. Oysa CNN’nin yaptığı ankete göre Amerikan halkının yüzde 63’ü ABD’nin bu anlaşmadan çekilmesine karşı... Trump ABD’nin uluslararası anlaşmalara bağlılığını, yani güvenilirliğini, yani uluslararası konumunu ciddi şekilde sorgulamaya açmış durumda. ABD ve İsrail Küresel ve bölgesel rakiplerini baskılamayı hedeflerken giderek tiranlaşıyorlar. Şunu unutmamak gerekiyor ki dünya her yıl iki misli hızla değişiyor, eski dünya değil… 2003 Irak savaşı kararı alındığı zaman olanları biliyoruz. Irak’a düzenlemek istediği harekât başta Almanya ve Fransa olmak üzere Batı ittifak bloğundan sert itirazlar gelmişti. ABD’de yönetimi ele geçirmiş olan neoconlar “tek taraflı müdahalecilik” (unilateral interventionism) siyasetiyle Avrupa’yı ciddiye almamıştı. Neoconlar ABD dünyadaki meseleleri çözme yolunda hiç kimseye sormadan istediği gibi davranma hakkına sahiptir diyorlardı. “Köhnemiş eski kıta” diyerek tahkir ettikleri Avrupa’nın yeni kıtadaki güce itiraz etmeye takati yoktu. O tarihlerde Doğu bloğundan kopmuş Avrupa ülkelerinin yarısından çoğu Amerika’nın yanında yer aldı. Washington’a kafa tutan Berlin ile Paris’in kararı değiştirmeye gücü yetmedi. Bir süre sonra ise her iki ülkede de iktidarlar değişti, hem Schroder hem de Chirac koltuklarını terk ettiler. ABD’nin adamları ( Sarkozky ) ve soytarı kılıklı adamlar iş başına geldi.

Trump’un açıklamalarından sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Twitter'dan şu açıklamayı yaptı: "ABD’nin nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesi, istikrarsızlığa ve yeni çatışmalara sebep olacak bir karardır. Çok taraflı anlaşma, diğer ülkelerle devam edecektir. Türkiye, nükleer silahların her türüne karşı olan kararlı tutumunu sürdürecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası anlaşmalar, böyle istediğiniz zaman bozun, istediğiniz zaman yapın. Böyle bir şey olmaz. "Kaybeden Amerika olacaktır. Çünkü yaptığınız bir anlaşmaya sadık kalmıyorsunuz" dedi. Daha sonra Putin- Erdoğan telefon görüşmesinden şöyle bir ifade çıktı: ABD’nin İran ile daha önce sağlanmış olan nükleer anlaşmadan çekilme kararı ele alındı. “Son günlerde Suriye konusunda artan gerilimin endişe verici olduğuna, ABD'nin kararının (İran'a yönelik) yanlışlığını vurgulayarak, plânın aslında korunması gereken bir diplomatik başarı olduğunu belirttiler.” Ekonomi Bakanlığı, ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çıkma kararıyla ilgili olarak İran ile ticareti kısıtlamayacaklarını açıkladı.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani “ABD, ne gibi bilgilere sahip olduğunu bize göstermeli. İran tüm sorumluluklarını yerine getirmiştir. Trump'ın sorun çözmek için akli kapasitesinin olmadığını gösterdi." 'Trump'ın kararı bizim için tarihi bir tecrübe, İran anlaşmanın bütün maddelerine uymuştur' "Dünya, ABD'ye güvenilmeyeceğini birkez daha gördü. Atom Enerjisi Kurumuna endüstriyel düzeyde nükleer zenginleştirme sürecine dönülmesi emri vereceğim. Birkaç hafta içerisinde yeniden zenginleştirme çalışmalarına başlayacak potansiyeldeyiz." diye konuştu. Ruhani, 'ABD'nin asla sözünü tutmayan bir ülke olduğunu gördük.' dedi.

İran parlamento başkanı Ali Larijani,"Trump'ın nükleer anlaşmayı terk etmesi diplomatik bir şovdur... Bu durumda İran da taahhütlerini sürdürmekle yükümlü değildir. (Bu durum) barış ve güvenlik için bir tehdittir... Anlaşmaya imza koyan Avrupalı tarafların kendi vaatlerini yerine getirip getirmeyeceklerini bilmiyorum." "Belli ki Trump sadece gücün dilinden anlıyor." "İran Atom Enerjisi Kurumu, nükleer faaliyetlere yeniden başlamak için tamamen hazır olmalıdır." dedi. AB tarafından, ABD'nin İran ile nükleer anlaşmadan çekileceği açıklaması ile ilgili yapılan değerlendirmede, "Uluslararası toplum olarak nükleer anlaşmayı koruyacağız." denildi. Sonuç: Bu karardan sonra İsrail gemi azıya aldı. Azdıkça azdı; İran ve Hizbullah hedeflerini vuruyorum diyerek Suriye’yi bombalamaya başladı.