Aldous Huxley yazmıştı da ben inanmamıştım. Dünya’da üreme yöntemlerinin değişeceğini, çocukların anne ve babaları olmaksızın dünyaya geleceklerini söylemişti de hepimiz ütopya demiştik! Türkiye’deki ve Dünya’daki haberleri okurken, sperm bankası yoluyla hamile kalan kadınların ve taşıyıcı anne yöntemiyle çocuk sahibi olan erkeklerin ortak yönlerinin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Evet, herşeyi bir kenara bırakıp onları anlamaya çalıştım... Hepsi çok mu maceraperest insanlar ya da bir o kadar cesaretliler mi? Kesinlikle hayır! Ben bu insanları “kırık kalpliler” olarak nitelendiriyorum. Hiçbir sağlık problemi olmayan erkekler ve kadınlar sırf aşka olan inançları kalmadıklarından ya da uğradıkları derin acılardan sonra soluğu bu enteresan yollar sayesinde ebeveyn olmakta buluyorlar. Üstelik kalplerinin gerçekten çok büyük hasara uğradıklarını ne kendilerine ne de etrafındakilerine itiraf edebiliyorlar. Söyledikleri ortak cümle şu: Ben çocuğuma hem anne hem de baba olurum. Hayır! Kesinlikle olamazsınız... Dünya’da yaşayan bütün insanlar bir şekilde aldatılmış, incinmiş, terkedilmiş veya güveni sarsılmış olabilir. Fakat hangi derin acı ve öfke bir çocuğun anne ve baba sevgisinden uzakta büyümesine neden olabilir ki? Kimi cezalandırıyorsunuz? Kendinizi mi? Hayatı mı? Aslında çocuğunuzu... Dünya’da evlilik kurumunun derin bir zarara uğradığı doğrudur. İnsanlar daha fazla özgürleşmek istiyorlar. Çekirdek aile yapısı bozuluyor, bu doğru... Ancak her ne olursa olsun yine de “evlilik” çocuk için olmazsa olmaz şartlardandır. Ayrıca hangi özgür düşünce aşık olunan bir erkekten çocuk doğurma fikrini hakir görebilir ki? Aşık olmak, aşık olduğunuz erkeğin kuvvetini hissetmek varken sperm bankasına gidip - tıpkı bakkalden bir kilo domates alır gibi – çocuk sahibi olmanın nasıl bir mantıklı açıklaması olur dersiniz? Gerçekten anne ve baba olması tıbbi olarak imkansız olan insanların evlat edinmesini destekliyorum. Çünkü ebeveyn olmak, genetik sahipliğin dışında yürekteki sevgiyi de gerektirir. Bunun dışında ben sperm bankası ya da taşıyıcı annelik yoluyla çocuk sahibi olan insanları bencil olarak nitelendiriyorum. Zaten kalbi fazlaca kırılmış insanlar, hayata küserler ve yaşadıklarının acısını bencilce yaşayarak çıkarırlar. Yoksa hangi akıllı beyin bir çocuğun sorumluluğunu tek başına alabilir? Evet, çocuk kesinlikle sorumluluk demektir. Ve hiçbir gerekçe yokken bir çocuğa tek başına sahip olmak mümkün değildir. Bunu yapan insanlar da aşırı zeki, çalışkan ve yetenekli değil tam aksine maceracıdır. Ve bu maceraya günahsız birini ya da birilerini de alet etmektedirler. Şimdi insanlar ne yöne gidiyor diye düşünüyorum. Dünya, erkeklere güvenmeyen, ağlamaklı dolaşan kadınlar ve onlardan nefret eden erkeklerle dolup taşmakta... Gün geçtikçe, çocuğu olan ama yalnız, ıssız erkekler ile güvenli kollardan uzak yaşayan ve bunun adına “feminizm” diyen kadınlar çoğalmaktalar. Duygusuz insanlar, onlardan olma kendine güvensiz çocuklar ve değişen dünya... Sizce bu yeni dünya çok daha cesur mu?