“Değişen Dünyada Almanya ve Türkler” başlıklı kitabın yazarı Prof.Dr.İbrahim S.Canbolat’a ait. İbrahim Bey bundan önce de ondan fazla kitaba imza atmış velüt bir kalem. Kitap daha önce üç baskı yapmış, elimdeki kitap ise genişletilmiş 4.baskısı. En verimli çağını Almanya’da ilim tahsili için geçiren İbrahim Serhat Canbolat, Almanya’yı iyi tanıyan ve bizlerede tanıtmaya çalışan uluslararası arenada görüşler serdeden bilim insanı. Almanya ve Türkler kitabında hem iki ülkeye mukayese ederken hem de ileriye dönük tespitlerde bulunuyor. Kitabında şu önemli görüşlere yer veriyor: “Almanlar içe dönük bir görüntü verseler de, dış dünya ile ilişkilerini hep canlı tutmak istemişlerdir. Ama bunun yöntemi ve araçları hem dışarıda hem de kendi aralarında genellikle tartışma konusu olmuştur. Avrupa’nın merkezinde dokuz ülkeyle çevrelenmiş olan Almanya; bilimde, düşünce/fikir hayatında ve edebiyatta dünyaca ünlü kişiler yetiştirdiği halde, kimbilir belki de asıl bundan dolayı, siyasal gücüyle kültürel varlığını parçalı/sorunlu bir kimlikle sürdürmek zorunda kalmıştır genellikle. Almanya’nın belirli bir coğrafya olmaktan çok, “dünyanın gözlemlenebileceği” bir yer/konum olarak düşünülmesi de bir Alman beklentisini yansıtır. Almanya doğrudan ulusal güç yoluyla değil, bir tür “kurumsallaşmış güç” olanağı veren Avrupa Birliği yoluyla Avrupa’da ve dünyada siyasetine meşru zemin yaratarak varlık göstermeyi yeğlemektedir. Bu bakımdan Avrupa Birliği bu meşruiyet sağlayıcı etkisiyle Almanya için, denetleyici rolüyle de diğer Avrupa ülkeleri için vazgeçilmez bir oluşumdur. Aynı zamanda bir güvenlik unsurudur.” Son derece isabetli teşhisler bunlar... Almanya içindeki Türkler’in durumunu da İbharim Bey şöyle özetliyor: “Almanya’da üç milyonu bulan nüfuslarıyla Türkler, giderek Alman ve Avrupa ekonomisi için önemli bir unsur haline gelmektedir. Bu gerçekliğin farkında olarak gerekli önlemleri almak, her iki tarafın da yararına olacaktır. Kitapta bu konuların çok boyutlu biçimde, ama kendi sınırlılığı korunarak, sorgulanıp çözümlenmesine çalışılmaktadır.”Almanya ve Türkler kitabı üç böyük bölümden oluşuyor. 353 sayfalık kitap çok önemli bilgiler, belgeler ve geniş bir kaynakçanın ardından eser, tarihi fotografla sonlandırılmış. Özellikle Almanya üzerine çalışan ve bilgi edinmek isteyenler için rehber olacak eser Alfa Aktüel Yayınevi ( HYPERLINK "http://www.alfaaktuel.com" www.alfaaktuel.com) neşretmiş. Prof.Dr.İbrahim Serhat Canbolat’ın genişletilmiş 3.baskısı yapılan “Dünyanın Poetik Dili Kültürlerarası Şiir” kitabıda önemli bir kaynak eser niteliği taşıyor. Yazarlığının yanında şair de olan İbrahim Bey birbirinden güzel ve anlamlı şiirlere de imza atmış. Beş bölümden oluşan “Dünyanın Poetik Dili” kitabında birinci bölümü:Doğu-batı divan şiirleri. İkinci bölüm:Latin Amerika şiir dünyasından. Üçüncü bölüm:Endülüs şiirleri. Dördüncü bölüm:Türkiye’den. Beşinci ve son bölümde ise İbrahim Serhat Canbolat Bey’in şiirleri yer alıyor. 229 sayfalık kitap yine Alfa Aktüel Yayınevi tarafından yayınlanmış. Bilime verdiği değer gibi şiirede önem veren bilim insanı İbrahim Bey’i ortaya koyduğu böylesine güzel eserden dolayı bir kez daha tebrik ederken, “Yaralar” isimli bir dörtlüğünü siz aziz okuyucalara takdim ediyorum: “Dil yaralar/Düşünsüz dil yaralar/Dile pek acı verir/İyileşmez yaralar” Rusya ve Putin Dr.Elnur Hasan Mikail tarafından kaleme alınan “Yeni Çarlar ve Rus Dış Politikası” isimli kitap IQ yayınları ( HYPERLINK "http://www.iqkultursanat.com" www.iqkultursanat.com) tarafından neşredildi. Kitap çok önemli bilgi ve belgeleri içeriyor. Kitap şu önemli bilgilerle Türk okuyucusunu uyandırmayı hedefliyor: “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin resmen göreve geldiği 2000 yılından sonra 2 defa devlet başkanlığına seçilmiştir. Rusya Anayasasına göre Putin’in görev süresi 2008’de dolacaktır. Putin göreve geldiği tarihten itibaren Rusya Ekonomisinin makro göstergeleri yaklaşık 6 defa artmıştır. Bu da Rusya’nın petrol ihracatçısı ülke olmasına bağlıdır. Çünkü 1998’de 1 varil petrol 10 dolar civarındaydı, bugün petrolün varil fiyatı 60 dolara dayanmıştır. Bu da ekonomisi petrole ve doğalgaz ihracatına bağımlı olarak değişkenlik Rusya’nın ekonomisine 6 kat artımla yansımıştır. Putin’in başkanlığı döneminde Musevi oligarkların vergi vermelerini isteyerek savaşa girmiştir. Serveti 8 milyar dolar olan Musevi asıllı Khodorkovsky aynı zamanda Yukos’un başkanıydı ve vergi kaçırarak Rus ekonomisini çökertmeye çalışıyordu. Putin, Khodorkovsky’yi önce uyarmış, vergi kaçırmaya devam etmemesini söylemiş, fakat netice alamayınca Khodorkovsky’yi tutuklatmıştır. Yine Putin’in Rusya’sı 2006 yılında yabancı sermayeyi 3 kat artarak 30 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkede yakaladığı istikrar ve ekonomiye getirdiği gelişmelere göre Rus halkı bugün Putin’e yeni Çar gözüyle bakmakta ve onu sevmektedir.” Putin’in Rus Çarlığına adeta özendiğinin altını çizen yazar Dr.Mikail; “Putin batılı emperyalist ülkelerden para alan ve bu ülkelerin istihbarat kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerine izin vermemiş, ülkedeki dernek ve vakıfların çalışmalarını sıkı bir devlet denetimine alarak ülkede yabancı güçlerin cirit atmasını önlemiştir. Yabancı ülkelere ajanlık yapamayan sivil toplum kuruluşları Rus toplumun bozamamışlar ve alt kimlikleri kışkırtarak bölücülük yapamamışlardır. Sivil toplum kuruluşları görünümünde Rusya’yı karıştıramayan batılı emperyalistler Rusya’daki demokrasiyi yargılamaya kalkmışlar ama uluslararası alanlarda Putin bunlara cevap vererek Rusya ile batılı ülkelerin koşularının farklı olduğunu ve bu nedenle batı tipi bir demokrasinin Rusya’da uygulanamayacağını ifade etmiştir. Dışarıdan para alan devlet denetimi altına alınması Rusya’yı sivil toplumculuk oyunu ile parçalamayı düşünen batılı emperyalistlerin oyunlarını bozmuş, bu nedenle Rusya ili batı dünyası arasındaki gerginlik tırmanmıştır...” Dr.Elnur Hasan Mikail’in “Putin Dönemi Rusya” isimli bir başka eseri yine IQ yayınlarından arasından çıktı. Bu eserde önceki eser gibi uzun soluklu bir araştırma ve inceleme ürünü. Eser tanıtımında Elnur Bey şu önemli noktanın altını çiziyor: “Rusya-2010 planı ile ülkesini güçlendiren, dünyanın en zengin ülkelerinden birisi haline getiren merkezi idareyi güçlendirerek bütün ülkede devlet otoritesini yeniden etkin bir biçimde tesis eden, sivil toplumculuk şamatası ile kendi toplumun bölünmesine izin vermeyen Putin çağımızın en başarılı devlet adamı olarak öne çıkmaktadır. Dünyayı kendi çiftliğine çevirmek isteyen küresel sermaye ve batılı emperyalist ülkelere karşı çıkan Rus devleti günümüzde Putin sayesinde fasişt ve saldırgan ABD yönetimine meydan okuyabilmektedir. Putin Rus devletinin otoritesini yeniden kurarak batı emperyalizminin Rusya’yı teslim almasını önlemiştir. Rus devleti yüzlerce yıllık büyük deneyimi ile hem Putin gibi bir devlet adamı çıkarabilmiş hem de Rusya-2010 planı ile ABD emperyalizminin karşısına yeni bir kutup merkezi olarak çıkmıştır..” Her iki eserden dolayı Dr.Mikail’i tebrik ediyor daha nice eserler vermesini diliyorum. Turan Stratejik Araştırmalar Merkezi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr.Elnur Hasan Mikail’in öncülüğünde Uluslararası Bilimsel Hakemli Mevsimlik Turan Stratejik Araştırma Merkezi Dergisi ( HYPERLINK "http://www.turansam.org" www.turansam.org) dördüncü sayısıyla bilim dünyasına merhaba diyor. Dergi amacını şu cümlelerle ortaya koyuyor: “Dünya’nın dört bir tarafına yayılmış şekilde yaşamakta olan Türk nüfusu bugün bir çok eziyetlere maruz kalmaktadır. Örneğin Çin sınırları içerisinde yaşayan Uygur Türkleri soydaşlarımız Çin emperyalizminin zulümleri sayesinde ezilmektedirler. Rusya’da Sibirya bölgesinde Saha-Yakutistan, Tuva, Hakasya, Başkurdistan, Tataristan, Çuvaşistan, Kabardin Balkar özerk bölgesi, Karaçay-Çerkes özerk bölgesi, Karakalpakistan, Taymir vs. gibi özerk devlet ve Türk Toplulukları da buna başka bir örnektir. Irak terkibindeki Kerkük-Türkmeneli kardeşlerimiz, İran’daki 45 milyon Azerbaycan Türkü, Gürcistan sınırları içerisinde yaşayan yaklaşık bir milyon kadar Türk de bugün yaşadıkları ülkede ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedirler. İşte TURANSAM böyle bir ulvi amaçla kurulmuştur. Tek amacımız Dünya üzerinde yaygın şekilde yaşayan yaklaşık nüfusu 300 milyon civarında bulunan soydaşlarımızla diaspora, lobi faaliyetleri çerçevesinde örgütlenmek, temsilcilikler açmak ve o ülkede ne gibi haksızlıklara maruz kalıyorlar onu tespit ederek acil çözüm önerileri sunmaktır. Amacımız Türk milletini hak ettiği mertebeye çıkarmaktır. Dilde, fikirde ve işte birlik sağlamak en önemli gayelerimizden biridir.” Turan isimli bilimsel dergi akademisyenlerin çalışmalarına uluslararası arenada yer yeriyor.