Sayın Aile Bakanı,
On beş sene içerisinde çeşitli yazılarımda aile bakanlığının kurulması ve zorunluluğu üzerinde yoğunlaştım. Çeşitli nedenlerle kurulmasını imkansız bulduğum bakanlık kuruldu ve siz de bu bakanlığın ilk bakanı olma onurunu taşıyorsunuz. Hayırlı uğurlu olsun.

Aile konusu üzerinde düşünmeme ve yoğunlaşmama hocam Ümit Meriç’in katkısı ile birlikte Aile Araştırma Kurumu’nun 1990’ların başındaki muhteşem faaliyetlerinin de önemli katkısı oldu. Bir derneğin bir odasında faaliyetine başlayan AAK ve ilk başkanı Dr. Necmettin Türinay hakkında ilerde ayrıca yazmayı düşünüyorum.

Kanaatime göre aile meselesi, Türkiye’nin en önemli meselesidir. Çünkü her şeyin başı ailedir. Ancak, Cumhuriyet hükümetlerinin çok büyük kısmı aile kurumuna karşı ilgisiz kalmışlardır. Hâlbuki Türk tarihine baktığımız zaman devletin güçlülüğü ile ailenin güçlülüğü arasında paralellik vardır. Devlet güçlüyse aile de güçlüdür. Aile zayıfsa devlette zayıftır. Meseleye bu açıdan yaklaşıldığında bugünkü Türk ailesine bakarak, Türk devleti hakkında çeşitli açıklamalar/tanımlamalar yapabiliriz. Bu açıklamalar genellikle doğru ve tutarlı olacaktır.

Bizim ana problemimiz, günümüz Türk ailesinin çeşitli etkilerle önemli tahribata uğradığıdır. Hiç bir devirde bugünkü kadar anne-babaya düşman genç oluşmadı. Bugün kuşak çatışması çok yoğun yaşanıyor. Kadın-erkek çatışması da ister-istemez devam ediyor. Sokaktaki insanların yüzlerindeki solukluktan, mutsuz olduklarını tahmin edebiliyoruz. Psikiyatrist ve psikologların büroları gencecik ama sorunlu insanlarla dolup taşıyor. Büyük çoğunluğu fanatik olan gençler, sanki her an patlamaya hazır bomba gibiler. Genç kızlarımız insanın hafızasının alamayacağı küfürleri erkek arkadaşlarına ya da başkalarına savurabiliyorlar. Hiç kimse kimseyi takmıyor.

Hiçbir dönemde, anneler şimdiki kadar mutsuz olmadı. Ve bizler senede bir gün annelerimizi hatırlamaya, sevmeye zorlanıyoruz. Bütün bunlar, ciddi ve sürekli bir aile politikamızın bulunmayışından kaynaklanıyor.

Bu açıdan siz en önemli ve stratejik makamında bulunuyorsunuz. En önemli görev ve sorumluluk ta sizin omuzlarınızdadır.

Anayasa başta olmak üzere yasalar değişiyor ama zihniyet ve uygulamaların değişmediğini  üzülerek belirtmek isteriz.

2709 sayılı TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’nın Ailenin korunması ve çocuk hakları başlıklı 41. maddesinin tam metni;

(Değişik: 3/10/2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/4 md.) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/4 md.) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.”
şeklindedir.

Ancak aynı devletin birçok yönetmeliği anayasaya aykırı olarak aileyi parçalamak yönünde hükümlerle doludur. Bugün bu yönetmeliklere dayanarak idare aileyi parçalamakta “ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması” ile “çocuklarının ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkını” ortadan kaldırmaktadır. Bu yönde bakanlığın elinde her hangi bir çalışma da olduğunu zannetmiyorum. Asli görevi “aile birliğini koruma” olan devletimizin aile bakanlığından bu yönde politika oluşturmasını beklemek hakkımızdır. Her ne sebeple olursa olsun idare tarafından ailenin parçalanmasını önleyecek politikalar üretmelidir.

Bugün Türk ailesi çok büyük problemleri yaşamaktadır. Daha büyük sorunlarla da karşı karşıyadır. Dolayısıyla sosyal politikamızın temeline aileyi almak zorundayız. Bu da siyasal istikrarsızlığın, çarpık göç, sanayi ve kentleşmenin yoğun yaşandığı ülkemizde ancak ciddi ve istikrarlı bir AİLE BAKANLIĞI ile mümkündür. Bu yöndeki iradenin tecessüs ettiğini görüyoruz.

Unutulmamalı ki, devletimizin ve milletimizin gerçek gücü, güçlü ve sağlıklı Türk ailesine bağlıdır.