Süper Ligin en fazla beraberlik alan takımı olarak göze çarpan ve haftalardır evinde maç kazanamayarak küme düşme hattına giren İttifak Holding Konyaspor hafta sonu Fenerbahçe’yi ağırladığı seyircisiz maçta ezber bozdu. Hakem Hüseyin Göçek’in sarı ve kırmızı kartlarla, VAR Odası Hakemlerinin de Ömer Ali’nin kafa vuruşunda ‘top çizgiyi geçmedi’ kararıyla damga vurdukları maçın 67.dakikasında 10 kişi, 76.dakikasında da 9 kişi kalan Konyaspor buna rağmen rakibine gol fırsatı tanımadı ve tartışmasız bir galibiyetle adını tarihe yazdırdı.

Güzel başladığı ligin ilk yarısında Malatyaspor maçına kadar olan periyotta adı şampiyonluk adaylarıyla birlikte zikredilen Konyaspor, iç sahada aldığı şok Malatya yenilgisiyle başlayan gerileme sürecini bir türlü durduramamıştı. Teknik Direktör Aykut Kocaman’ın görevi bırakmasını müteakiben başlayan Bülent Korkmaz döneminde de bugüne değin arzuladığı oyun ve sonuçlara erişemeyen Konyaspor son Fenerbahçe maçında önündeki birbirinden zorlu müsabakalardan gerekli puanları toplayıp ligi tehlike çemberinin üzerinde bitirebileceğini gösterdi.

DOĞRU SAVUNMA ANLAYIŞI

Genel olarak ‘savunma öncelikli futbol yapısına sahip olduğuna yönelik’ eleştirilen hedefi olan Konyaspor, Korkmaz dönemiyle birlikte oyunu daha ziyade rakip alana taşımanın çabasına görülüyordu. Fakat geçen maçlarda savunma ile kale arasındaki derin boşluk kapatılamayınca önemli kayıplara sebebiyet vermişti. Fenerbahçe maçında ise yeni oyun anlayışındaki uygulama eksikleri daha aza indirilmiş göründü. Alan müdafaası kadar oyuncu kontrolüne de azami gayret sarf eden Yeşil Beyazlılar hücum sırasında da daha organizeydi ve en önemlisi daha önce sıfır düzeyinde olan yardımlaşma başarısı önceki maçlara oranla üst seviyedeydi.

VAR OLMADI BARİ TOPLARA ÇİP TAKILSIN!

Henüz 15.dakika oynanırken altı pas önüne sağdan yapılan ortaya iyi bir zamanlamayla yükselen Ömer Ali’nin kafa vuruşunda kale çizgisini geçerek ağlara gitmekte olan top yatarak müdahale etmeye çalışan kaleci Harun’un elinden koltuk altına doğru süzüldükten sonra oyun alanına yöneldi. Son hamle ile topu kapıp ayağa fırlayan Harun ceza alanı önüne doğru koşarak oyunu başlatırken Konyasporlu futbolcular topun ısrarla çizgiyi geçtiği itirazında bulundu. Bunun üzerine Hüseyin Göçek  VAR Odasından gelecek bilgiyi beklemeye koyuldu. Ancak Konyaspor’un beklediği olmadı ve Göçek gol kararı vermedi. 

Televizyonlarda pozisyon Konyaspor’un galibiyetini gölgede bırakacak şekilde tartışıldı ama nedense diğer pek çok pozisyonda olduğu gibi topun izüşümünü gösteren çizgili VAR Odası görüntüleri ekrana yansımadı! Oysa bizim gerek sahada çıplak gözle müşahede ettiğimiz, gerekse önümüzdeki ekranlardan canlı yayın anında verilen görüntülerden oluşan kesin kanaatimiz ‘topun çizgiyi tamamıyla terk ettiği’ yönündeydi. Hatta ‘topla çizgi arasına bir hentbol topu bile sığar’ şeklinde bir tanımlama bile yapmıştık.

Acaba VAR Odasının ‘Çizgiyi tam olarak geçmedi’ dediği pozisyon Konyaspor’un lehine değil de Fenerbahçe’nin lehine olsaydı, VAR Odasından Ulusal yorumculara kadar herkesin karar ve tavrı ne olurdu acaba? 

Aslında bu sorunun cevabı oynanmış maçlarda da var ama neyse! Toplara çip bile takılsa bu işin düzelmeyeceği aşikar!

GÖÇEK KARTMATİK GİBİYDİ

Galiba 42 bin kişilik stadın ‘sessiz tribünlerinin etkisinden’ olsa gerek; Göçek kartlarını da Konyasporlu oyunculara karşı son derece cömert kullandı! 10.dakikada Kaptan Selim Ay ile başlayan kart kervanına 30.dakikada Uğur Demirok, 47.dakikada Skubiç, 54.dakikada Ömer Ali Şahiner ve 88.dakikada kaleci Ertuğrul’da dahil oldu.

Konyaspor ikinci yarıya galip durumda olmanın rahatlığıyla başlamıştı. Henüz 47.dakikada Skubiç’in faulünde rakibe kasti bir davranışı söz konusu değildi. Bu pozisyona çıkarılan sarı kart yaklaşan Göçek fırtınasının habercisiydi. 54.dakikada orta sahadan topu hücum hattına yollama gayretindeki Ömer Ali’ye ‘rakibinin ayağına bastığı gerekçesiyle’ gösterilen ‘hak edilmemiş’ sarı kart ise fırtınanın ortalığı kızıla boyayacağını gösteriyordu. Nitekim 67.dakikada Konyaspor yarı sahasının orta bölgesinden hücum bölgesine koşu yapmak üzere hareketlenen Fenerbahçeli futbolcunun önünde bulunması ve ellerine çarpması Skubiç’e kırmızı kart olarak yansıdı. Fenerbahçe savunması maçın başından itibaren sağ kanattan bunaltıcı ortalar yapan Skubiç’i bir türlü durduramamıştı.  Artık Sarı kanarya rahat nefes alabilirdi!

Bu karttan on dakika sonra hemen hemen aynı bölgede bu kez Ömer Ali’nin ikili mücadelede Fenerbahçeli futbolcu ile vücut vücuda gelmesi önce sarı ardından kırmızı kartı getirdi. Artık Konyaspor için kalan süre azap dakikalarına dönüşeceğe benziyordu.

KORMAZ SARI KARTLILARI DEĞİTİREBİLİRDİ

Teknik Direktör Bülent Korkmaz iyi bir tempo yakalayan takımında kırmızı kartlara kadar hiçbir değişikliğe gerek duymadı. Halbuki hakem Göçek’in sert tutumuna önlem olarak gerek Skubiç, gerekse Ömer Ali’yi daha erken dakikalarda kenara alabilseydi gelecek haftalarda bu oyunculardan istifa etmesi mümkün olacaktı.

Kırmızı kartlar uzatmalarla birlikte maçın son yarım saatini zora soksa da umarız Türkiye’nin futboldaki hakem uygulamalarını görmesi açısından yararlı olur.

Her şeye rağmen Konyaspor 9 kişi kaldığı 76.dakikadan itibaren oyunu çirkinleştirmeden, mantıklı savunma prensipleriyle ve etkin yardımlaşmalarla Fenerbahçe’ye geçit vermediği gibi Kanarya kalesinde ciddi gol pozisyonları da üretti.

Konyaspor’un aksayan mevkii olana savunmanın sol kanadı dikkat çekti. Bunu keşfeden Fenerbahçe’de sağ kulvardan etkili ataklar geliştirip gol aradı. Yeşil Beyazlıların bu soruna Ligin kalan haftalarında önlem alması gerekiyor.

ERTUĞRUL’UN CESARETİ ZİRVE YAPTI

Kaleci Ertuğrul Taşkıran’da maçın karamanlarından biri oldu. Ligin ilk yarısında Malatya maçının 20.saniyesinden itibaren forma şansı bulan ve çöküş döneminde yediği gollerle adeta abandone olmuş boksöre dönen Ertuğrul, yine bir Malatya maçında formaya kavuştu ve Fenerbahçe maçında kurtarışlarıyla yüksek takdiri hak etti.

TARİHE KAYDEDİLECEK BİR MAÇ

Konyaspor, Teknik Direktörsüz Fenerbahçe’yi belki de sezonun en formsuz döneminde yakaladı ve Malatya maçında işaretini verdiği mücadeleci futboluyla 3 puanı aldı. Bu galibiyetin kıymeti harbiyesi en kritik dönemde ve 9 kişiyle alınmış olması yönüyle son derece mühimdir. Mücadele azmini, yardımlaşma yetilerini, en önemlisi cesareti kaybetmiş bir takımın, Fenerbahçe gibi bir markadan kırmızıya boyanmış bir maçta 9 kişiyle aldığı galibiyet elbette tarihin sayfalarına altın harflerle yazılmayı hak etmiştir.