Dünya Uluslarından gelen sayısız çocuklarla bu anlamlı özel günü,özel geleneksel kostümlerle kutlayıp,danslar eşliğinde haydı;
’’Çocuklar birbirinizle kaynaşın,barış dansları yapın.’’
Geleneksel hale getirdiğimiz,devlet büyüklerinin koltuğunda dakikalık oturma şansı,müzikler danslar,palyaço ile komik geçici mutluluklarla bir haftaya yayılan eğlence şölenleriyle mi devamlı kullanılması lazım.?
Yoksa,gerçeklerimizle kutlanmalı?
23 Nisan Çocuk Bayramını kutlama törenleri;değişmeli,daha anlamlı olmalı…!
23 Nisan hafta boyunca çocukların yaşadıkları ailelerindeki sorunlardan başlayıp,tek tek üzerinde durulmalı..
Aile içindeki ekonomi sıkıntı ile başlayıp,ailedeki huzur sağlanmalı.
Bir babanın çocuğuna ekmek götürürken yaşadığı sancılara güzellikler getirilmeli.
Yaşamı boyunca,ailesindeki huzur ve ekonomi kolaylığından yoksun;bir çocuğun diğer bir çocuğa özenmemesi için aile bütçesine sağlanan iyilikler konuşulmalı.!
Dağ,bayır,çamurda saatlerce anne baba kollarında,sabahın köründe okul yoluna çıkan çocuklarla,evinin kapısında özel oto yada servis minibüsleriyle eğitime,öğretime koşan çocuklar arasında uçurumun kapanma yolları konuşulmalı.
Sabahın mahmurluğunda okulun ilk dersine yetişme telaşıyla hemen matematik dersi ile karşılaşan çocukların eğitiminde müzik dersi ile karşılanma ve psiko motive sonrası ağır derslere geçiş sağlanma müfredat konularında çocukların önce psikolojileri sonra eğitimlerini geliştirecek ders konularının sevgi dolu olması konuşulup,karara bağlanmalı…
Sokak çocuklarının yanına gidilse,onları uyuşturucu maddelerden kurtarma yöntemlerini sağlayan kurumlara sevgi ile alabilme psikolojik destekleri konuşulmalı..!
Sokağın köprü altını,parkları kendilerine yuva yapan çocuklara da,’’23 Nisan Çocuk Bayramın Kutlu Olsun’’diyebilsek,daha anlamlı yerinde bir bayram olmaz mı?
Gelişen dünya çağına,internet yaşamına,iletişim şekillerine,davranışlara,’’İnsan Sevgisini’’pekiştirme etkinliklerini anlatsak,uygulasak,model olsak daha güzel olmaz mı?
Binlerce kader mahkumu annelerin içeri karanlıktaki çocuklarına yaklaşıp,seninde bayramın kutlu olsun desek yerinde olmaz mı?
Yetiştirme yurtlarında anasız babasız çocukların bayramına gidebilsek,basın ve medyanın mikrofonunu uzatabilsek yada zengin başarılı seçkin ailenin çocuğunun yerine bu çocuklara devlet makamını bir saniyelik bile olsa verebilsek daha iyi olmaz mı?
Yüce Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bütün çocuklara armağan ettiği bu bayramı yedi düvelden gelen çocuklarla kutluyorken;asıl bizim arka mahallede unuttuğumuz çocuklarımızı da aralarına alsak olmaz mı?
Unutulmamalı ki;
Çocukluk evresinde,baskılanmış duygularla,itilmiş,örselenmiş toplum tarafından unutulmuş,görmezden gelen çocukluk ileri günlerde yetişkin olduğunda;kin,öfke,kıskanç,agresif,içe dönük,nefret duygularına hakim oluyor.
Ve; unutulan bu çocuklar hırs yapıp bir gün en güzel makamlara ulaşabiliyor ama içi ve duyguları yara bere dolu şekilde…
Ulusal Çocuk Bayramı yurdun dört köşesindeki derin yerlerde,yalnız,örselenmiş yerlerin çocuklarıyla cicili bicili kostümlerle şölen dansına alınmıyorsa,ileriki günlerdeki yetişkin toplum bireylerinin huzurla,sağlıkla iletişimsizliklerine neden olan davranış bozuklu toplum bireylerini de görecek demektir.!
İşte unutulan çocuklarımız,
Gözümüzden kaçan çocuklarımız;
Varoşlardaki,mezralardaki,köylerdeki kaderin çamuruyla oynayan çocuklarımızdır.
Birileri gülerken diğerlerinin çocukları açlıkla terbiye ediliyorsa bu bayram neon renkli lüks giysili çocukların bayramıdır.
Anlamından ve öneminden uzaklaşılmayan bayram çocuklarının;
23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Bayramı Mutlu Olsun...Nice kutlu bayramlara…