Aralık!

Sıkıntılara “ara” veren umudun habercisi bu ayı hep sevmişimdir.

Eski yıl ile yeni arasında kaldığı için bu aya Aralık ayı denmiştir.

1 Aralık deyince başlar içimde; yalnız bir sokak çocuğunun çalgısı.

Kalbime giren sızıların olabildiğinden fazlada beynime giren düşüncelerin hepsini toplar koyarım masaya.

Neler neler yaşanmış;

Acı kayıplardaki sabrıma!

Umut ettiklerimi umutsuzca “araladıklarıma” yada “aralandıklarıma”.

İnat ettiğim hedeflerime, pes etmeyişime ve yorgunluğumdaki başarılarımı düşündükçe de şaşarım kendime.

Olumlu süreçleri anımsayınca hemen başlar yüzüm gülmeye.

Yen yıla taşımam gereken sevinçlerimi hemen arşivlerim beynime.

Kazanımlarım.

Mutluluklarım, ara vermediğim gülümsemelerim.

Pişmanlıklarım…

Kederlerim…

Asıl önemli olanda on iki ayda, on iki ayrı dersten geçtiğim sınavlarıma “bin şükür!” demeyi unutmamam.

Geçemediğim sınavları; tek tek temize çeker gönderirim, bilincime.

Mutluluk kadar azalan eksilen yanlarımın kayıplarımı düşünür.

İçimden kocaman bir iç çekerim;

Ah kaybettiklerim.

Ah terk edilen ayrılıklarım.

O an;

Sağlıklı ve huzurlu bir yaşamanın ne kadar önemli olduğu dersini hemen alır kendime çeki düzen veririm.

Kısaca; olumluluklarım olumsuzluklarım tek tek gelir gözümün önüne.

İlahi gücün!;

benim için iyi olanı verdiğine iyi olmayacak olanı aldığına inanırım.

Kalpten bin teşekkür gönderirim hayata!

Aldığım her soluğa ve sevdiklerimin varlığına; “Bin şükür ederim!”

Kimsesiz, evsiz susuz çocukları, yaşlıları, ah birde o cana can katan hayvanları düşünürüm.

Ulaşabildiğim sevgilerine sevinir.

Yetişemediğim, yardım edemediklerim için kızarım kendime.

Aralık ayında doğduğumdan olsa gerek;

Aralık ayında küllerimden tekrar doğduğumu düşünür, mutlu olurum.

Sokaktaki “şefkati araladığımız, iyi olamaya aralık verdiğimiz” sokağın kimsesiz çocuklarına koşarım hızla.

Bir panik kaplar içimi, yapmak isteyip yapamadıklarıma, yetişmediklerime.

Sonrasında;

Yorgunluklarım üzerine bir kahve içer mutlu olurum, düne bıraktıklarıma. Yada yanıma alıp getirdiklerime..

Her ne kadar Alman ve İngiliz geleneği olsa da bende inanırım; yeni yıla girerken yanımdakilerin varlığına, sevgisine, uğur getirdiklerine.

O gece yanımda kimler varsa onlarla, yeni yılın mutlu, şanslı, sağlıklı olacağına inanırım.

Saatler geceyi aralayıp,

24:00 olduğunda kucaklarım sevdiklerimi.

(Yeni yıla girdiğimizdeki o heyecan, coşku hepimiz de aynı ölçüttedir..)

...

O gece!

Yüce Yaradan’a el açıp çok dua ederim.

İnsanlığa, barış sevgi dolu yaşama,

Kazanç dolu yarınlara..

Can dost masum hayvanlarımızın yuva bulmasına,

Sokağın çocuklarına sahip çıkılmasına.

Ve;

daha nice nice dilekleri sıralarım karanlık geceye.

Kucaklarım hemen yanımdakileri.

Bir yıl onlarla beraber yaşayalım sevgi dolu yaşam olsun diye.

Uzaktaki “giz”in ruhuma verdiği enerjiye inanırım.

Ruhuma da kıyak çeker uzaktaki enerji sesi için sarılırım hemen bir ‘’alo’’ sesine.

Aralık ayının;

Yeni hedeflerin, umutların, sağlıklı yaşamın habercisi olup, umuda yolcu eden olduğuna da inanırım.

Yaşamın handikapları bitecek,

Güneş sevgiyle doğacak,

Yarın hayaller gerçek olacak.

İnsanlığın yüzü gülecek.

Dünya barışı ışık saçacak diye umutlanır ve bu yüzden;

“Aralık aynı çok severim.”

2019 yılının sevgiyle dolu dolu gelmesi, dünyaya ümit saçan mutluluk veren gülücüklerin yüzünüzde olması dileğiyle..

Sevgi dolu mutlu seneler.!