Türkiye’nin Fortune 500 En Büyük Şirketler Listesi açıklandı.
Bu listede; en hızlı büyüyen şirketler, en kârlı şirketler, çalışan sayısı en yüksek şirketler, en çok ihracat yapan şirketler açıklandı.
Fortune 500’ün ilk sırasında, Shell ortak girişimine ve Koç Topluluğu ortaklığına satılan TÜPRAŞ var.
Fortune 500 şirketleri, çalışanları da düzenli olarak takip ediliyor.
Çalışan sayısı, geçtiğimiz yıla göre 75 bin artmış. 500 şirkette toplamda 1 milyon 50 bin çalışana ulaşılmış.
Fortune 500 şirketlerinin sadece 119 tanesi borsada işlem görüyor.
En büyük şirketlerimizin %77’si borsadan uzak duruyor.
İlk 10’daki şirketlerin bile sadece 4’ü borsaya kote olmuş durumda.
Çok büyük birer firma olmalarına rağmen halka açılmayı istemiyorlar.
Hisse senetlerini kendi ellerinde tutmayı tercih ediyorlar.
Bu firmaların ürünlerine çok fazla talep olmasına, satışlarının çok iyi olmasına rağmen borsaya girmemelerinin mutlaka bir sebebi olmalı.
Hisse senetleri üzerindeki bir türlü engellenemeyen spekülatif hareketler bu sebeplerin en başında.
Borsaya kote olan firmalar genellikle finansman ihtiyaçlarına çözüm bulabilmek için girdiklerinden, finansman ihtiyacı duymayanlara borsa cazip olmayabiliyor.
Borsanın temel amacı; daha fazla büyümek isteyen şirketlerin finansman kaynağını sağlayabilmektir.
Bu doğrultuda, şirketler hisse senetlerini halka sunarlar.
Buradan sağlanan finansman ile yatırımlar yapılır, büyüme sağlanır ve kârlılık artırılır.
Oluşan kâr da, sahiplerine hisseler nispetinde temettü dağıtılır.
Halk da böylece birikimlerini değerlendirmiş olur.
Borsanın temelinde “kazan-kazan” ilişkisi yatar.
Küçük birikimler bir elde toplanır ve dev yatırımlara dönüştürülür.
Bu sayede; devlet büyür, halkın geliri büyür, şirketler büyür.
Kuruluşundan bugüne, 28 yılda 66 şirket hisselerini Borsa İstanbul’dan çekti.
Bunların birçoğu iflasını istemek durumunda kaldı.
Çünkü her şeyin olduğu gibi bu sistemin de açıkları var.
Çok geçmeden bu açıklar spekülatörler tarafından tespit edildi ve kullanıldı.
Halk da, şirketler de mağdur edildi.
Bu sebeple, yatırımcılar tercihlerini bu yönde kullanmaktan çekinirken, şirketler de borsadan uzak durmaya çalışıyor.
Birçok küçük firma ise çözemedikleri finansman ihtiyaçlarına çözüm olabilir diye borsayı tercih ediyor.
Bu da yatırımcı halkı cezbetmediği gibi, güçsüz ve korunaksız bu firmalar spekülatörlerin hedefi haline geliyor.
İşte bu sebeple, borsada işlem sayısı ve borsaya kote firma sayısı bakımından gelişmiş ülkelerin çok üzerindeyiz.
Türkiye, tüm dünyada Malezya’nın ardından, borsada işlem gören şirket sayısı bakımından 2’nci sırada.
Borsada işlem gören şirketlerin marka değerleri bakımından ise Malezya, Brezilya ve Rusya’nın ardından 4’üncü sıradayız.
Gelişmiş ülkeler ise listede arkalarda.
Şirket “değer” sıralamasında ise malesef 2 nci sırada değiliz; Borsaya kote Malezya şirketlerinin piyasa değeri 1,5 trilyon USD iken, Türkiye’nin 268 milyar USD.
Borsanın bugünkü durumu; üretim kıtlığı, geçim kaygısı yaşayan ülkelerin, kumarhaneleri piyasayı canlı tutmak için işletmesine benziyor.
Yani esas amacından çok uzak ve her geçen gün amaçtan daha da uzaklaşıyor.
Bu kumarhanede “Yatırım yapılmasını, Türkiye’nin başrol oynamasını” anlamaya çalışmayı, “Aşk-ı Memnu”nun reyting rekorları kırmasıyla bıraktım...