Rakipsizdi dil, eskiden. Yanına bile yanaşılmazdı. Bir başladı mı yalana tutabilene aşkolsun.
Mumu yatsıya kadar yanardı dilin sahibinin ya da biz öyle zannederdik.
On kaplan gücündeydi  yılanı deliğinden çıkarabilme gücü amma yalan söyleme gücü öyle kaplanlarla falan ölçülemezdi.
Ya gözler; yalancı dilin hiç sevmediği şeylerdi. Dil ne kadar yalan söylerse söylesin o hep doğruları söylerdi.
Kalbin aynasıydı gözler, yalan neydi bilmezlerdi. Anında tepki verirlerdi. 
Dilin yalanıyla senkronize hareket eder sağa sola kaçışır, dili ele verirdi.
Niyet ölçmezdi;  iyi niyetli yalanlarla, kötü niyetli yalanlara aynı tepkileri verirdi.
İzlediğimiz filmlerinde de çokça görürdük bunu;  dil sevmiyorum derken filmin birinci adamı veya kadını gözlerde görürdü aslında sevildiğini. 
Filmin kötü adamı seviyorum dediğinde gözler bunun koca bir yalan olduğunu yine söylerdi de, inanmazdı gazoz seven ikinci, üçüncü bazen de birinci karakterler. 
Velhasılıkelam eskiden dil yalan söylediğinde gözler yalan söylemezdi.
Şimdi öylemi ya, önce dile çırak oldu gözler sonra ise ortak, daha sonra yakaladı dili, ha geçti geçecek derken; geçti. 
Gözler aldı yalancılıkta birinciliği.
Bir güvenecek dalımız daha kırıldı anlayacağınız. Allah sonumuzu hayır etsin.