ZAFER PARTİSİ GENÇLİK KOLLARI GENEL BAŞKANI YUSUF KARAOĞLU: “Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçileriyiz”

26 Ağustos 2021 tarihinde Ümit Özdağ tarafından kurulan ve kuruluşundan 21 ay sonra 14 Mayıs 2023’te genel seçimlere girecek olan Zafer Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı YUSUF KARAOĞLU ile gazetemiz ÖNCE VATAN’da bir araya geldik.

Seçim sürecini ve gençlere vaatlerini konuştuğumuz Karaoğlu’na Zafer Partisi’nin kırmızı çizgilerini sorduğumda ise; “Atatürk, Türk Milliyetçiliği, 1924 Anayasası, İstiklal Harbi ve Cumhuriyet’in kuruluşudur” dedi.

Sözlerimi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Zafer, ‘zafer benimdir’ diyebilenindir.” sözüyle bitirip, sizleri sohbetimizle baş başa bırakıyorum.

 

 Hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Hoş bulduk Yağmur Hanım. Ben Yusuf Karaoğlu. Başkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. Zafer Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevini sürdürmekteyim. Zafer Partisi’nin kuruluşundan itibaren yani 19 Mayıs 2021 Ay Yıldız Hareketi’nin başlamasıyla birlikte Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ ile birlikte hareket ediyoruz. Ay Yıldız Hareketi’nde yine gençlik yapılanmasında ve partinin teşkilatlanmasında teşkilat başkanı olarak da görev almıştım. Daha önce de farklı partilerde benzer görevlerim olmuştu. Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altındaki Ülkü Ocakları’nda da uzun dönemler görev yaptım. Her zaman gençlerle iç içeydim. Bu arada genel başkanımızla eski bir tanışıklığımız vardı, bu bizi partinin kuruluş aşamasında bir araya getirdi. Yolumuza da birlikte devam ediyoruz.

Zafer Partisi’ndeki yolculuğunuz ilk nasıl başladı?

19 Mayıs 2021 tarihinde başlayan Ay Yıldız Hareketi, parti kurulmadan partinin temelini oluşturan bir hareketti. Partinin resmi yasal teşkilatlanma sürecine girmesi için alt yapısını oluşturduğumuz zemindi. Benim Ümit Özdağ ile tanışıklığım Milliyetçi Hareket Partisi’ne kadar dayanır. 2016 referandumunda Yusuf Halaçoğlu hocamız öncülüğünde Ümit Özdağ’ın da başını çektiği “Türk Milletçileri Hayır Diyor” platformu vardı. Bugünkü adıyla MHP’ye muhalif kanadın aslında ilk başladığı dönemdir. O dönemde ben MHP’ye muhalif olan kanatlardan biriydim. Ülkü Ocakları’ndaki görevim aktif olarak devam ediyordu. Ümit Hoca ve Yusuf Hoca’yı çıktıkları bu yolda o dönem için desteklemiştik. Bu vesileyle tanıştığımız arkadaşlarımız bahsettiğim Ay Yıldız Hareketi’ne benden daha önce girmişlerdi. Ben Haziran ayında katıldım, hareket ise Mayıs ayında başlamıştı. Görev yaptığımız arkadaşlarımız vesile oldular ve Ümit Hoca’nın çağrısıyla bize bir teklif getirdiler. Biz de Ümit Hoca ile onun evinde özel bir görüşme yaptık ve bu şekilde başladı her şey.

Zafer Partisi’nde yer almadan önce MHP’yi mi destekliyordunuz?

Evet, Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altındaydım ve destekliyordum.

Partinizin kuruluşundan 21 ay sonra 14 Mayıs 2023’te genel seçimlere giriyorsunuz. Bu süreç Zafer Partisi için nasıl geçti?

21 aylık süreç Zafer Partisi için daha doğrusu Zafer Partisi’nin tabanını oluşturan Türk Milliyetçileri için heyecan dolu bir yol olarak geçti. Çünkü biz Zafer Partisi’ni ve Ümit Özdağ’ı Türk Milliyetçiliği’nin son kalesi olarak gördüğümüzü söylesem abartmış olmam. Tabii bazı sıkıntılar çektik. En büyük sıkıntıyı da Zafer Partisi olarak maddi yönden çektik. Çünkü bizim diğer partiler gibi İngiltere’den ve Brüksel’den fonlanan bir kasamız yok. İnanın bizim bir kuruş bile fuzuli harcama yapacak durumumuz yok şuan. Ama Türk Milliyetçilerine umut oldukça onların da bizi yalnız bırakmayacağına ve yarı yolda koymayacağına emindik. Bu duygular bizi bu güne kadar taşıdı. Yaklaşık 2 seneye yakın bir serüven meclisten bir ödenek almadan devam etti. Hem gençlik hem de parti teşkilatlarını kurmakta zorlansak da, aslında Türkiye’nin siyasi tarihinde rekor denebilinecek sürede bir kongre sürecine girdik ve 41 il kongresi şartını bütün imkânsızlıklara rağmen en hızlı şekilde yerine getirebilen partilerden biriyiz. Ardından genel büyük kongremizi yaparak seçime hazır hale geldik. Bunun dışında partimize katılan büyük isimler oldu, istifalar da oldu, parti içinde çekişmeler de oldu. Bunlar mutlaka her partide olduğu gibi bizde de oldu. Olmadı diyerek inkâr etmek yalan söylemek olur. Ama buna rağmen Zafer Partisi ve genel başkanımız içeriden ve dışarıdan yapılan tüm operasyonlara karşı milli duruşunu hiçbir zaman bozmadı. Bu ateş ve heyecan bizi bu serüvene getirdi diyebilirim.

Ata İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Sinan Oğan için neler söyleyeceksiniz? Adayınıza güveniyor musunuz?

Adayımıza çok güveniyoruz. Sinan Hoca’nın hitap ettiği bir kitle var. Bize bu güveni veren de hitap ettiğimiz bu kitle aslında. Yaklaşık olarak Türkiye’de %30’a yakın ulusalcı ve demokrat kesim var. Bunların birçoğu ya Muharrem İnce’den yana ya da yıllardır olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana tercih kullanacaklar. Bunun yanında bir de %30 bugün Ak Parti’nin tabanının temsil ettiği bir kitle olan muhafazakâr kesim var. Geri kalan %10’luk kısımda ise Kürt oylarını sözde temsil ettiğini söyleyen HDP gerçeği var. Geriye kalan %30 aslında boşa kalan bir %30 baktığınız zaman. Bu %30’un kayacağı tek nokta gerçekten Türk Milliyetçisi yani bizim söylemimizle Atatürk çizgisindeki Türk Milliyetçilerini temsil eden ya da temsil edilmesini isteyen bir kitle var. Bu kitlenin %30, hatta daha fazla olduğunu biliyoruz. Biz aslında biraz da buna güvenerek yola çıktık. Sinan Oğan’ın Atatürk çizgisinde bir Türk Milliyetçisi olduğunu zaten anlatmaya gerek yok, yıllardır kendini kanıtlamış bir şekilde görüyoruz. Ayrıca özellikle belirtmek isterim Yağmur Hanım, adaylar arasında en donanımlı geçmişe sahip aday Sinan Oğan’dır. Recep Tayyip Erdoğan’ın biliyorsunuz ki hala şüpheli bir diploma serüveni var. Bununla beraber Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gazi Üniversitesi’nden İktisadi İlimler Fakültesinden mezun olduğunu biliyoruz. Muharrem İnce Beyefendi de Fizik öğretmeni. Ancak Sinan Oğan’a baktığımız zaman dünyada Harvard’dan sonra en zor yüksek lisans diploması veren kurumlardan biri olan Moskova Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans ve doktorasını tamamlamış ve Türkiye Stratejik Analizler Merkezi TÜRKSAM’ın başkanlığını hala sürdürmekte. Biz adayımıza hitap ettiğimiz kitle olarak, ideolojisi olarak ve bilgi birikim açısından fazlasıyla güveniyoruz ve bu yüzden destekliyoruz.

Hazır diploma demişken, Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ aynı zamanda alanında kendini kanıtlamış bir akademisyen. Zafer Partisi’nin eğitime bakış açısı nasıl?

Zafer Partisi’nin eğitime bakış açısı temel bir bakıştır. Gerçekten bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Zaten bunu kanıtlayacak birçok done var elimizde. Cumhurbaşkanı adayımız Sinan Oğan olsun, Sayın Genel Başkanımız Ümit Özdağ olsun, özgeçmişlerini ve eğitimsel kişiliklerini tartışmak, hocalıklarını tartışmak boşa bir çaba olur çünkü zaten sizin de dediğiniz gibi alanlarında kendilerini kanıtlamış durumdalar. Yanı sıra bunu destekleyici olarak genel başkan yardımcılarımızın ve kurmaylarımızın hepsinin üniversite mezunu olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Bizim bütün genel başkan yardımcılarımız ve partinin ana kurmaylarının birçoğu yüksek lisanslarını tamamlamış durumda. Bununla beraber Genel Başkan Yardımcımız Sağlık Politikalardan Sorumlu Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu akademilerde hocalık yapmıştır, yine Genel Başkan Yardımcımız Fikret Bayır da doktorasını tamamlamıştır. Kısacası Zafer Partisi’nin eğitime bakış açısı, kendinin kurmuş olduğu kadrosuyla apaçık ortadadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi; “En önemli ve verimli vazifelerimiz milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur.”

Peki, eğitim alanında neler yapacaksınız?

Eğitim konusunda öncelikle ilkokul ve ortaokul seviyesinden başlayarak öğretici ve kalıcı yabancı dil eğitimini sağlayacağız. Üniversite de ki hazırlık bölümlerine gerek kalmadan her lise mezunu gencimiz yabancı dil konusunu çoktan halletmiş olacak. Yıllarca okullarda çocuklarımıza İngilizce eğitimi verip hala pratik bir konuşma ve yazma becerisini edindiremeyen bir eğitim sistemi var. Bununla birlikte yine apartman üniversitelerinin faydasız ve verimsiz olduğunu biliyoruz. İçi boşaltılmış her ilde laf olsun diye açılmış bölümler ve fakültelerde yine düzenlemeye gideceğiz. Köy okullarını açacağız. Çok nettir bu konuda kararımız. Bir öğrenci bile olsa her sabah andımız okunacak. O okulun kapısı açılacak. Son olarak her bakanlıkta olduğu gibi MEB bünyesinde ki cemaat ve tarikat yapılanmalarına son vereceğiz. Adında Milli olan bir bakanlık milli olmayan tarikat ve cemaatlere teslim edilemez. Çocuklarımızın ve gençlerimizin önümüzdeki 100 yıl olarak görüyoruz. Bizden sonraki kişileri yetiştirecek olanların gençler olduğunu biliyoruz ve buna uygun politikalar yapmak için önce dediğim gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın zihniyetini ve kadrolarını temizlememiz gerekiyor. Tabii Atatürk’ten ve Cumhuriyet’ten taviz vermeyenler, laikliği hala koruyabilenlerle bir sorunumuz asla yok. Ancak geri kalan cemaat ve tarikat bağlantıları olan insanlarla şartsız koşulsuz yola devam etmeyeceğiz. Eğitim her şeydir diyerek bitireyim sözlerimi Yağmur Hanım.

Bu seçimde ilk defa oy kullanacak gençler neden Ata İttifakı’na oy vermeli?

Biz Türk Genliği’ni z,y,x,a,b,c diye ayırmıyoruz. Bu dayatmaya ve adlandırmaya karşıyız. Biz genel başkanımızın öncülüğünde Türk Gençliği’ne kuşak olarak hitap etmiyoruz, Atatürk’ün söylediği gibi “Ey Türk Gençliği” olarak sesleniyoruz. Zafer Partisi olarak gençlerimize birçok siyasi parti liderin yaptığı gibi bedava internet, bedava tablet gibi vaatlerimiz yok. Gençlere ve özellikle de genç kızlarımıza saat 22.00’da arkadaşıyla kahve içtikten sonra metrodan çıkıp evine rahat yürümesini vaat ediyoruz. En önemlisi de Suriyeli sığınmacı sorununu çözmek istiyoruz. Türkiye’de 13 milyon sığınmacıyı barındırıyoruz ve ülkemiz milli güvenlik tehdidi altında. Bunu anlatan tek lider de Ümit Özdağ’dır. Türk Milleti’nin ve Türk Gençliği’nin başına bela olmuş Suriyeli sığınmacı sorununu, Afgan kaçak sorununu ve bunun gibi birçok milletten gelen kaçakları ve göçmenleri 1 sene içinde ana vatanlarına yollamak istiyoruz. Aslında Türk Milleti’ne, yaşlısına, orta yaşlısına, işçisine, işsizine ne vaat ediyorsak Türk Gençliği’ne de aynısını vaat ediyoruz. Biz onlara bir gelecek bırakmak istiyoruz. Ekonominin geri dönüşü olur, kalkınmanın geri dönüşü olur, tarımın geri dönüşü olur, toprağın geri dönüşü olur ama vatan giderse geri dönüşü olmaz.  Gençlere en büyük vaadimiz, onlara Atatürk’ün kurduğu laik, üniter Türkiye Cumhuriyeti’ni aldığımız gibi hatta ilerleterek teslim etmek.

Zafer Partisi kendini milliyetçi olarak tanımlıyor. Zafer Partisi’ni diğer milliyetçi partilerden ayıran nedir?

Zafer Partisi; oy için ne bölücü terör örgütleriyle iş birliği yapar, ne Atatürk’ten taviz verir, ne 1921 Anayasasına evet der, ne de “Ne Mutlu Türk’üm” demekten vazgeçer. Biz Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçileriyiz. Biz; 1924 Anayasanın, laik, üniter, milli devletin devamını istiyoruz. Bizi diğer partilerden ayıran özelikler bunlardır. CHP öncülüğünde; HDP’nin, Deva Partisi’nin ve Gelecek Partisi’nin de içinde olduğu bir ittifak kurdular. Bu ittifaka baktığımız zaman geçen aylarda yaklaşık 54-55 sayfalık bir mutabakat metni yayınlamışlardı. Mutabakat metnini incelerseniz içinde ne Atatürk, ne de Türk Milleti geçiyor. Mutabakat metninin içinde geçen tek şey Türkiye Milleti ve Türkiye’yi Anadolulaştırmak. Yani Türkiye ve Türk isminden rahatsız oluyorlar. Biz böyle bir ittifakla asla bir araya gelemeyiz. Evet; biz AK Parti zihniyetinden ve Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak istiyoruz, bu doğru. Ancak bunu yaparken masada oturan diğer 3 tane AK Partiliye mecbur değiliz. Kılıçdaroğlu, alevi vatandaşlarımızın haklarını savunduğunu söylüyor. Alevi vatandaşlarımızın başlarımızın üstünde yeri var. Ancak Sivas katliamında ve Madımak katliamında belediye başkanının kim olduğu biliyor musunuz? Temel Karamollaoğlu. Ve o olayı kışkırtan, Madımak Oteline yürüyen sözde İslamcıların önünü açan, onlara neredeyse talimat verebilecek duruma gelmiş kişi de odur. Bugün 13 milyon Suriyeliyi başımıza bela eden, Suriye politikasını yöneten kişi dönemin başbakanı Davutoğlu’dur. Bütün kamu kurumlarımızı sağlık, haberleşme, ulaşım gibi en önemli milli devletin alt yapısını oluşturan unsurları özelleştiren dönemin bakanı Ali Babacan’dır. Ve bugün bu isimlerin hepsi aynı masada oturuyorlar.

Zafer Partisi’nin kırmızı çizgileri nelerdir?

Bizim kırmızı çizgilerimiz; Atatürk, Türk Milliyetçiliği, 1924 Anayasası, İstiklal Harbi ve Cumhuriyet’in kuruluşudur. Biz HÜDAPAR ve HDP arasında sıkışmış bir siyaset istemiyoruz. Bu yüzden Türk Milliyetçilerine ve Atatürkçülere gönül rahatlığıyla oy verecekleri bir kapı açıyoruz.

SEHER DOĞAN: “İnsanı insana ancak şiir sevdirir” SEHER DOĞAN: “İnsanı insana ancak şiir sevdirir”

Sizin bundan sonraki hedefleriniz neler? Bir gün milletvekili olursanız bana tekrar röportaj verme sözü veriyor musunuz?

Size makamımda röportaj vereceğim Yağmur Hanım, söz veriyorum ilk sizi arayacağım. Şaka bir yana, bu dönem milletvekili adayı olmadım. Çünkü ben genel başkanımız ile sahada 2 yıldır kan ter dökercesine bir çalışma içerisindeydim. Gençlerden de adaylık için çok fazla talep vardı. Eğer ki ben aday olursam onlardan biri incinir, kırılır diye düşündüm. Onları dışarıdan teşvik etmek ve desteklemek için, adaylık sürecinde onlara maddi ve manevi yardımcı olabilmek için ve bir de genel başkanımız ile sahada aktif olarak çalışıp bu 2 yıllık emeğimizi zaferle taçlandırmak için milletvekili adayı olmadım. Seçim süreci zordur. Gençlerimizin birçoğu ilk defa böyle bir sürece giriyor. Biz bu süreçleri Milliyetçi Hareket Partisi’nde ve daha önceki seçimlerde de yaşadık. Bu sürecin ne kadar zorlu olduğunu ve insanın bazen sığınacak bir liman aradığını gerçekten biliyorum bir genç olarak. Ben bu desteği onlara daha rahat sağlayabilmek için, kendi derdimden çok onların derdine yetişebilmek için aday olmadım. Önümde böyle bir imkân vardı fakat ben adaylığımı koymadım. Ancak gelecekte kendimi Türk Milleti’nin ve Türk Milliyetçilerinin parlamentoda, üst düzey devlet görevlerinde sözcülüğünü yapabilecek bir konumda görmek isterim.

Başucu kitabınız var mıdır?

Hüseyin Nihal Atsız’ın “Bozkurtların Ölümü” başucu kitabımdır. Nutuk ise benim makam odamda en başköşemdedir. Mustafa Kemal Atatürk, bozkurt tablosu ve Nutuk her zaman başköşemde durur. Her Türk Milliyetçisi gibi Hüseyin Nihal Atsız’ı, Ziya Gökalp’i ve Yusuf Akçura’yı okumayı severim. Aslında ideolojimizi oluşturan temel yapı taşlarını düşünerek özellikle bu üç isme ağırlık veririm. Bu üç ismin kitaplarını da her gence okuması için tavsiye ederim. Bizim makam odamızda belirli sayıda kitaplar oluyor dönem dönem ve bunları da ziyaretimize gelen her gence hediye ediyoruz okumaları için.

Sohbetiniz için teşekkür ederim. Son sözlerinizi almak isterim.

Ülkenin siyasi durumunda vatandaşlarımızın bu süreçte girmiş olduğu sıkıntının net olarak farkındayız. Ama onların Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı arasına sıkışmalarını istemiyoruz. Kimsenin oyu kimsenin tapulu malı değildir. Oy bölüyorsunuz demek vatandaşa yapılan bir hakarettir. Doğru yaparsan oy alırsın, yanlış yaparsan oy kaybedersin. 21 yıldır giden bir yanlış var, 21 yıldır devam eden yanlışı değiştiremeyen 21 yıllık da bir muhalefet var. İşte biz bu yüzden üçüncü bir yol açtık. Türk Milliyetçiliği ideolojisiyle, Atatürk’ün çizdiği yoldan Türk Devleti’ni Türk Milleti’ne geri vermek istiyoruz. Türk Gençliği’nin ve Türk kadınlarının sokaklarda rahat yürümesini istiyoruz. Bunları başaracağımıza da sonuna kadar inanıyoruz. Size de teşekkürlerimi iletiyorum Yağmur Hanım.