Bir tabak tatlı
değildir aşure

Bugünlerde her yerde aşure kazanı var, kepçeler lezzet dağıtıyor.
Evlerin pencerelerinden aşure kokusu süzülüyor.
Sokaklarda üzerine tarçın serpilmiş aşureler kapı kapı dolaşıyor.
Unutmamış olmak, sahiplenmiş olmak, yaşatıyor olmak elbette çok güzel.

Oysa aşure, folyo tabaklarda komşu evlere doğru süzülen ikramdan daha başka bir anlam taşıyor olmalı.
Muharrem ayına hürmeten düzenlenen bir ‘ikram faaliyeti’ olmaktan çok daha ötede bir mesajı olmalı.
Ayaküstü kaşıklayıp, sonrada tabağını-kaşığını çöpe atarak yola devam edebilmenin de ötesinde bir misyonu olmalı aşurenin!

Denizin Hazreti Musa ve ona inananlar için ikiye yarıldığı gündür aşure.
Hazreti Nuh’un, gemisini Cudi Dağı'na konduğu gündür aşure.
Balığın,  Hazreti Yunus’u karnından çıkarıp ümmete iade ettiği günüdür aşure.
Hazreti Âdem'in tövbesinin kabul edildiği gündür aşure.
Hazreti Yusuf’un, atıldığı kuyudan çıkarıldığı gündür aşure.
Hazreti İsa’nın dünyaya geldiği ve nihayetinde semaya yükseltildiği gündür aşure.
Hazreti Davud'un tövbesinin kabul edildiği gündür aşure.
Hz. İbrahim'in, Allah’a adadığı oğlu Hazreti İsmail’in doğduğu gündür aşure.
Hazreti Yakub'un, Yusuf özlemiyle kapanan gözlerinin yeniden görmeye başladığı gündür aşure.
Hazreti Eyyûb’ün şifaya kavuştuğu gündür aşure.
Ve Hazret-i Hüseyin’in Kerbela’da şehit edildiği gündür aşure.

Tufan bitip sular çekildi, Nuh’un gemisi karaya oturdu. İnsanlar, ‘açlıklarını ifade edebilecek kadar’ kendilerine geldi. Hazreti Nuh söyledi; “tufandan geriye kalanları” birleştirip yemek yaptılar. İşte o yemeğin adıdır, tadıdır aşure.
Tadında, affın, kurtuluşun, şifanın, ikramın ve şehadetin lezzetini sunar.
Affedilmeye şükürdür aşure; kurtuluşa şükür, sıhhate kavuşmaya şükür, hasreti dindirmeye şükürdür. Bir de Allah yolunda şehit düşmeye şükürdür.

Sadece bir damak tadı değildir aşure; içinde insanlık tarihini taşır.
Bir tas ikram değildir aşure.
Çünkü elde avuçtakini biraya getirip paylaşmadır aşure.
Yardımlaşmadır, yardım etmedir; olmayana vermedir aşure.
O yüzden bazen bir kaç torba kömür, bazen bir kaban, bir yorgandır aşure! 
Aşure sadece bir tatlı adı değildir. Bir tarihin, bir kültürün adıdır.
Ve şimdi mevsim aşuredir.
Bir tabak tatlı değildir aşure.
Unutmayın.
Mevsimlerden kış, aylardan Muharrem.
Verdikçe artan bir kazandır aşure.
Altını hiç söndürmeyin.
Affınız, sıhhatiniz, ikramınız bereketli olsun.