Enflasyonumuz adım adım yükseliyor.
Merkez Bankası yıl sonu enflasyon beklentisini %8,7’den %8,89’a yükselttiğini açıkladı.
Bildiğiniz gibi, kısa süre önce faizlerin indirilmesi için Merkez Bankası’na siyasi baskılar yapılmıştı.
Bu sayede enflasyonun da aşağı ineceği beklenmekteydi.   
O gün yine bu köşede bunun sonuçlarını anlatmıştık.
Faiz düşünce piyasanın gerçeği ile çakıştı, oluşan çarpık ilişki de diğer ürünler yükselmeye başladı.
Son günlerdeki döviz artışının sebeplerinden biri de bu...
Döviz artışı, enflasyonun yükselişini tekrar tetikledi.
Şimdi ise enflasyon ölçüm araçları ile oynanması konuşuluyor.
Bu sayede, enflasyon olduğundan daha düşük gösterilebilecek.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Mehdi Eker; TÜİK tüketim harcamalarında, gıda ve alkolsüz içecekler harcama payının yüksek olduğunu belirtti. Avrupa’da ve ABD’de bu oranın daha düşük olduğunun altını çizdi.
Evet üstten baktığımızda; enflasyon hesaplanırken Türkiye’de gıda harcama payı %24,45, Almanya’da %10, ABD’de %8 olduğundan düzeltilmeli denebilir. Türkiye’de gıda endeksi hesaplama payını düşürürsek, gıdaya gelen zamlar sebebiyle, enflasyonu yükselten bir kalem olduğundan, enflasyon oranımız daha düşük çıkacaktır.
Ama konu hakkında derinlemesine bilgi sahibiyseniz biraz farklı.
Halkın gelirinin, minimum ve abartısız %60’ı gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına gitmektedir.
TÜİK tüketim harcama kalemlerinin oranları, halkın gelirinin harcama kalemlerine göre belirlenmesi gerekir.
Enflasyon hesaplamada önemli olan; bireylerin gelirlerinin ne kadarını hangi kaleme harcadığıdır.
Bu pencereden bakınca, TÜİK’in gıda harcama payını düşürmesi değil aksine yükseltmesi gerekir.
ABD’de tüketim harcamalarında gıda payı %8, yıllık kişi başı gelir ise 52.000 USD’dir. Gıda endeksi payı üzerinden hesaplarsak, birey gelirinin yılda yaklaşık 4.500 USD’sini gıdaya ayırabiliyor.
Türkiye’nin, tüketim harcamalarında gıda payı %24,45, yıllık kişi başı geliri yaklaşık 11.000 USD’dir. Bireyin gelirden gıdaya yaklaşık yılda 2.690 USD pay düşmektedir.
TÜİK tüketim enflasyonu, gıda ve alkolsüz içecekler oranı ABD’ye kıyasla çok daha yüksek olmasına rağmen, gıdaya ayırdığımız tutar ABD’nin yarısı kadar.
Tamam, gelirimiz düşük ama ABD’li bireyin de, Türkiyeli bireyin de yaşayabilmesi için minimum alması gereken zaruri gıda miktarı aynı. Bu arada ABD’de birkaç şehir hariç, özellikle gıda fiyatlarının bizden çok daha ucuz olduğunu hatırlatmalıyım.
Bakanımızın talebini şimdi tekrar düşünmeliyiz!!!
Hal böyle olunca;
Geçmişte, enflasyon oranımız birdenbire ve hızlıca düşmüştü. Bu süreçte gıda endeksi veya diğer detay endeksler hiç gündeme gelmemişti. Şimdi, enflasyon yükselmeye başlayınca bu düzeltmenin anlamı nedir? 
Bugün hatalı görünen gıda harcama payı, o gün hatalı değil miydi? 
Neden şimdi gıda endeksi payı azaltılarak, enflasyon hak etmediğinden daha düşük gösterilmeye çalışılıyor?
Neden Tarım Bakanımız, çiftçimizin üretimini artıracak projeler ya da sanayimizdeki üretimimizi artıracak projeler geliştirerek gerçek enflasyona çare olmaya çalışmıyor da, oranlarla oynuyor? Soruları akla geliyor. 
Artık rakamlar üzerinde oyunlar oynamak yerine acilen üretimimizi artırmaya ihtiyacımız var, daha da geç olmadan!!!
-------------------------------------------------
Neyseki iyi haberler de var!!!
Avrupa Merkez Bankası üretimi artırmak için üreticilere bankalar aracılığıyla fon kullanma imkânı sağlamıştı.
Ama talep görmedi.
Bu durum tabii ki Avrupa Merkez Bankası’nı telaşlandırdı. Piyasaların talepsiz kalması, durağan ekonominin ve üretimin çekici gelmediğini anlatmaktaydı.
Avrupa Merkez Bankası çok yakında, tekrar daha büyük fonların kullanılması için bankalara para kaynağı sağlayacak.
Avrupa’nın canlanma için yapacağı ekonomik harekât, Türkiye piyasalarını da olumlu etkileyecektir.