Bosna Hersek’te savaşın atmosferinden bir nebze de olsa uzaklaşmak amacıyla 1994 yılında başlayan Saraybosna Film Festivali bu yıl 29’uncu kez gerçekleştirildi.

Saraybosna 1992-1995 yılları arasında Sırplar tarafından işgale uğradı. Bosna Savaşı’ndan bu yana tam 31 yıl geride kaldı. Bosna halkı için bu acıyı atlatmak hiçte kolay olmadı. Ama bütün olumsuzluklara rağmen müzikten, kültür ve sanattan hiçbir zaman kopmadılar. İşte bunun bir örneği de Saraybosna film festivali. Festival, savaşın tüm olumsuzluklarından arınmak için kuşatma sırasında başlatıldı. Bu yıl 29’uncu kez düzenlenen festival, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki Ulusal Tiyatro binasında görkemli bir törenle başladı.

Açılış töreninde dünyaca ünlü oyuncu ve yönetmenler kırmızı halıdan geçerek, hayranlarını selamladı. Festival kapsamında 70 ülkeden 230 film gösterime girdi. Peki, festivalde hangi filmler beğenildi? Hangileri eleştiri yağmuruna tutuldu?  Türk yapımlarının da gösterime girdiği festivalin detaylarını TV4 Kanal Koordinatörü Filiz Zengin’le konuştuk.

“Kiss the Future filmi bu yıl festivale damga vurdu”

TV4 Kanal Koordinatörü Filiz Zengin, ”Saraybosna 1992 ve 1995 yılları arasında Sırp kuşatması altında savaşa direnmiş bir şehir. Bosna Hersek kuşatma altındayken Sinema Apollo, barlar hep açıkmış. Halk bir yandan yeraltında kuşatmayla baş ederken diğer yandan sanatı kullanarak da örgütlenmişler. Savaş sırasında ya da sonrasında kültür, sanat ve müzikten hiç kopmamışlar.  O dönemde Saraybosna Film Festivali’nin yapılmasının amacı ise savaşın olumsuzluklarından kurtulmakmış. Şimdiler de ise sinemanın Güneydoğu Avrupa’daki merkezi olma hedefini başarmış görünüyor.

Saraybosna yeşil vadinin ortasında farklı kültür ve dinleri bir arada buluşturmuş bir yer ve festivalle birlikte de şehrin her köşesi sinemanın, sanatın ve müziğin hissedildiği açıkhava eğlence merkezine dönüşmüş durumda. Bu çok eğlenceliyken aynı zamanda tüm yaşanmış acılara inat etkileyicide.

Festivalde tüm Balkanlar ve Güneydoğu Avrupa’nın o çeşitliliğini hissediyorsunuz. Uzun metraj, kısa film, drama ve belgesel kategorilerinde pek çok film ve dizi buradan dünyaya açılıyor. Değişik ülkelerden gelen başarılı sinema ve medya çalışanlarının yanında genç sinemacılarda deneyim ediniyor. Günün sonunda tatlı bir heyecan var. Çünkü Saraybosna’nın kalbi ödül için yarışıyor. Saraybosna Ulusal Tiyatrosu önüne açılmış, geleneksel motiflerle süslü kırmızı halı çok dikkat çekiciydi ve üzerinde yıldızlar boy gösteriyordu.

Benim en çok dikkatimi çeken, efsane Rock grubu U2’nun solisti Bono, The Edge, Cnn’nin savaş muhabiri Christiane Amanpour, Adaptation filminin senaristi Charlie Kaufman gibi isimlerdi. Açılış filmi olan “Kiss the Future” bu yıl festivale damga vurdu.

Film, kuşatma altındaki Saraybosna halkının mücadelesini anlatıyor. Bu mücadeleye umut olmuş olan Bono’nun filmin gösteriminde de yer alması hepimiz için sürpriz oldu ve duygusal anlar yaşandı.

TRT’nin dijital platformu Tabii’de yayınlanan “Mevlana Celaleddin Rumi” dizisi dünya prömiyerini bu festivalde yaptı. Dizinin başrol oyuncuları, Bülent İnal ve Kaan Yıldırım kırmızı halıda yürürken büyük ilgi gördü. Türkiye’nin Bosna Hersek ile ilişkileri çok iyi bunu şehrin her detayında ve festivalde de hissediyorsunuz.” diye konuştu.

“Sinema dünyasından ünlü isimler masterclass verdi”

Festivalde beni etkileyen bir kaç özel an vardı diye sözlerine devam eden Filiz Zengin, ‘’Harika insan Bono’nun ve duayen televizyoncu Amanpour’un festivalde oluşu paha biçilemezdi. Öyle bir an vardı ki, o çok anlamlıydı. Sinema dünyasından muhteşem isimler masterclass verdiler. O isimlerden biri de Amerikalı senarist, yönetmen Charlie Kaufman’dı.

Kaufman, şair Eva H.D. ile yaptığı bir kısa filmi gösterdi. Sonrasında izleyicilerden bir soru geldi. Savaş sonrası biz Saraybosna’yı yeniden inşa ettik, evleri yolları… İnsanlarda binalar gibi yenilenebilir mi? diye sordu… Eva H.D. ’den geldi cevap; İnsanlar büyür, binalar hayır… Ne denilebilirdi ki? Eva H.D. noktayı koymuştu. Salon alkıştan yıkıldı.” dedi.

 “Savaş’ın insanların üzerinde bıraktığı yıkım çok büyük”

Savaş’ın üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen bıraktığı psikolojik yıkımın çok büyük olduğunu anlatan Zengin, ”Kayıplar geri gelmiyor. Hayat devam ediyor. Acılarla, kayıplarla insanlar büyüyor. Ayrıca savaşlar Suriye, Ukrayna, Nijer gibi ülkeler de hala devam ediyor. Senin evinin üstüne bomba atılmıyor olması güvende olduğun anlamına gelmiyor, barışı sağlamalıyız. Festivalin afişi de bunu çok güzel anlatıyor. Şehrin üzerine bomba gibi yağan rengârenk çiçekler… Güzel bir temenni değil mi?” diye görüş belirtti.

“Halyard Kahramanları” isimli Sırp filmi tepki topladı

Filiz Zengin, “Festivalde büyük tepkilere yol açan Halyard Kahramanları adlı filmde, Sırp milliyetçisi Çetnik grubunun savaş suçlusu ilan edilen komutanı Draze Mihailovic’in yönettiği harekat anlatılıyor. Bu filmin Saraybosna’da tanıtılması haklı olarak tepkilere yol açtı. Sırplar tarafından büyük acılar çekmiş bir şehirde bu tanıtım hoş karşılanamazdı. Zaten tepkilerin ardından filmin gösterimi yapılmadığına dair Saraybosna Film Festivali yetkilisi tarafından açıklama geldi.” diye konuştu.

 

TRT ortak yapımı “Rumi” dizisi Festival’de dünya prömiyerini yaptı

TRT ortak yapımı “Rumi” dizisinin dünya prömiyerini Saraybosna’da yapmasına ilişkin konuşan Zengin,” Diziye ilgi büyüktü ve harika bir gösterim yapıldı. Başrol oyuncuları, Bülent İnal ve Kaan Yıldırım kırmızı halı da yürüdü. Mevlana Celaleddin Rumi’nin hayatına odaklanan, derinlikli ve büyük bütçeli yapım büyülü bir atmosferde tanıtıldı. TRT’nin yönetim kadrosu oradaydı. Rumi’nin küresel arenada görücüye çıkması gelecekte Türkiye’nin dijital yayıncılık alanındaki iddiasını güçlendireceğinin sinyallerini veriyor. Gurur duydum.” dedi.

 

“TRT tüm gücü ve vizyonuyla Saraybosna Film Festivali’ndeydi”

TRT ortak yapımı projelerinin festivalde büyük beğeni toplamasına da değinen Zengin, ” Bu yapımlar, Saraybosna’da göz dolduruyor. ‘Club Zero’ açık hava sinemasında gösterildi. TRT ödüllü ‘Blaga’s Lesson’ ulusal tiyatroda izleyicisiyle buluştu. In Focus bölümünde Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi ‘Kuru Otlar Üstüne’ izleyiciyi büyüledi. La Chimera’da büyük ilgi gördü. TRT tüm gücü ve vizyonuyla oradaydı. TRT ortak yapımlarıyla hem Türkiye hem de bölge sinemasına destek veriyor. Destek verilen filmler tüm dünyada gösterilen en iyi filmler. Bu TRT’nin büyük bir başarısıdır. “diye konuştu.

Yönetmen Ensar Altay’ın Kanto Filmi’ne ödül

Zengin,”Yönetmenliğini Ensar Altay’ın, yapımcılığını Süleyman Civliz’in yaptığı Kanto filmi henüz kurgu aşamasında ve Cinelink Endüstri Günleri’nde Work In Progress’te Impact Ödülü’nü aldı.

Filmin tamamlanmasını heyecanla bekliyoruz. ‘Kanto’ isimli bu film de TRT ortak yapımıdır. Cinelink’ten ödül alması iyi bir filmin geldiğini gösteriyor. Yolu açık olsun.” diye görüşlerini belirtti.

Saraybosna Film Festivali’nde Türk yapımlar büyük ilgi gördü

Festival’de Türk yapımlarının büyük ilgi gördüğüne de vurgu yapan Zengin,”  Belgesel bölümü yarışma seçkisinde yönetmen Eylem Kaftan’ın ‘Bir Gün 365 Saat’ filmi gösterildi ve dakikalarca ayakta alkışlandı. Yarışma bölümüne seçilen tek Türk yapımıydı. Filmde iki genç kadının ortak deneyimleriyle, uğradıkları tacizin ardından istismarcılarıyla yüzleşme hikayesi anlatılıyor. Festival izleyicisi tarafından çok beğenildi.

Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ adlı son filmine de ilgi büyüktü. ‘Rumi’ dizisi tarihi perspektifi olan büyük bir yapımdır. Türkiye sineması ve sinemacılarıyla göz dolduruyor. Dünya’da bağımsız sinema, insana dair ve derdi olan bir sanat, hayat boyunca da hep izleyicisi olacak. “diyerek sözlerini noktaladı.

Ödüller sahiplerini buldu

11 Ağustos'ta başlayan Saraybosna Film Festivali’nde uzun metrajlı film, kısa film, belgesel film ve öğrenci filmleri kategorilerinde 49 film yarıştı.

"En İyi Uzun Metrajlı Film" dalında ödülü Elene Naveriani'nin "Blackbird Blackbird Blackberry" filmi kazandı. Philip Sotnychenko ise "La Palisiada" filmiyle en iyi yönetmen ödülüne layık görüldü.

"En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü "Lost Country" filmindeki rolüyle Jovan Ginic alırken, "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü ise "Blackbird Blackbird Blackberry" filmindeki rolüyle Ekaterine Chavleishvili'ye verildi.

"En İyi Belgesel" ödülüne yönetmen Nemanja Vojinovic'in "Bottlemen" eseri layık görüldü ve "En İyi Kısa Belgesel" ödülü de yönetmen Sara Jurincic'in "Valerija" belgeseline verildi.

Yönetmen Kumjana Novakova "Silence of Reason" eseriyle "İnsan Hakları Ödülü"nü, yönetmen Gergo Somogyvari ise "Fairy Garden" filmiyle "Jüri Özel Ödülü"nü aldı.

"En İyi Kısa Film" ödülünü "27" filmiyle Flora Anna Buda alırken, "En İyi Öğrenci Filmi" dalında ödülü ise "Falling" filmiyle yönetmen Anna Gyimesi kazandı.