Bize kendinizden bahseder misiniz, Şafak Sönmez kimdir?
Yurdumuzun 01 plakalı güzide ili Adana’da doğdum. İlk orta lise öğrenimimi Adana’da tamamladım. 6 yaşında mikrofonu elime aldım. Ortaokul sıralarında müzik eğitimi almaya başlayıp,16 yaşında Adana Belediyesi’nin açmış olduğu ses yarışmasında birinci oldum. İki yıl Türk Halk Müziği iki yıl Türk Sanat Müziği eğitimi aldım. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdikten sonra 2000 yılında ilk albümüm ‘Dargınım Biriciğim’i Seyhan müzik etiketiyle çıkardım. Bir çok şehir ve ülkede gazino, bar ve açık alan konserleri verdim. Hayatım tamamıyla müzik dolu ve Türkiye aşığı bir sanat insanıyım.
Müzik yaşamına nasıl başladınız?
Müzik yaşamım anne karnında başlamış. Babam annemi şu dağları delmeli kül edip eylemeli içerim kan ağlıyor yarımı görmeyeli türküsüyle ikna etmiş. Annemin sesi çok güzeldir. 6 yaşında profesyonel olarak şarkı söylemeye başlayıp hiç durmadan devam eden bir sahne performansı hala da devam, ölene kadar.
Sizi müziğe özendiren şeyler nedir?
Genlerimden gelen bir durum adeta içim müzik dolu doğmuşum ama tabi 4 yaşlarında ağabeyim Cabir bağlama çalıyordu mahalli düğünlerde de bateri çalıyordu o çok özendirdi beni...
İlk albümünüzü çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi?
İlk albümü ben çocukken çıkartacakmışım ama babam müsaade etmedi benim oğlum okuyacak dedi rahmetli Hasan Bora bu cevabı alınca küçük Emrah’a el atıp ona yapmış albümü ben yıllar sonra üniversiteyi bitirip rahmetli babamın rızasını alıp İstanbul’a gittim ve Haluk levent ve kardeşi Berkant Acil desteği ile İlk albümüm dargınım biriciğim Seyhan müzik etiketiyle piyasaya çıkmış oldu. Tabi ki albüm yapmak benim en büyük hayallerimden biriydi gerçekleşmiş oldu.
Aileniz, sizin müzik yolculuğunuzda yer aldı mı? Onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?
Ailem her zaman destek verdi. Annem rahmetli babam Cabir abim zaten müzikle uğraşıyordu. Süleyman Sönmez maddi açıdan çok destekledi. Yine rahmetli dayım Sami öz İstanbul’da yanına alarak ve bütün müzik piyasasını dolaştırdı destek verdi. Fikir sahibi olmamı sağladılar elbirliğiyle.
Sanatçıların toplumdaki görevleri nelerdir?
Sanatçı toplumun öncüsü olmalıdır. İyiyi doğruyu güzeli hatta çirkini toplumuna sanatıyla anlatmalı. Siyaset üstü olmalıdır. Evrensel değerler taşımalı yalnız kendi toplumuna değil tüm dünyaya mesajlar bırakabilmeli ve her gördüğü toplumsal yarayı aktarmayı görev edinmeli.
Şarkı yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?
Şarkı yazmam gözlemlerimle başlıyor. Çevremde aşk acısı ayrılık acısı çeken arkadaş dost hayranlarıma bakıp ayrılık veya aşk şarkısı besteliyorum. Elli tane aşk şarkısı yazmam için elli defa âşık olmam gerekmiyor. İlhamın ne zaman ve nerde geleceği belli olmuyor bende. Bazen araba kullanırken denizi seyrederken yüksek bir tepeden bakarken gece sessizliğinde ve çok enteresandır ilk albümdeki deli yar isimli şarkımın ilhamı tuvalette gelmişti.
Bir sanatçı olarak dinlediğiniz ve beğendiğiniz sanatçılar kimlerdir?
Müzik çalışması yapmış albümü olan herkesi fikir sahibi olmak için dinlerim. Ancak tabi ki yapmış olduğu çalışmalara hayranlık duyduğum çok sanatçı var rahmetli olanlardan Barış Manço, Cem Karaca, Zeki Müren, Müslüm Gürses, kurtuluş vs. gibi yaşayanlardan İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Sezen aksu, Ferdi Tayfur gibi çok dinlediklerim var idolüm yok ama şöhretim onun gibi olsun diyeceğim Zülfü Livaneli.
Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan sanatçı olmak ister miydiniz? Neden?
Zamanı geçmişe de geleceğe de alsak dünyaya bir daha ve bir daha gelsem yine bu ruhla bu şevkle bu sesle sanatçı olmak isterdim. Tek bir nedenle insanlara bu şekilde hitap etmeyi onlarla bütünleşmeyi özgür olmayı seviyorummm…
Sanat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?
Sanat dünyasında çok şeyi değiştirmek isterdim. Çekememezlik kıskançlık kibirlilik dostluk vs. bunlar maalesef ego yoğunluğu ile tatsız tuzsuz bence. Hayranı ile resim çekilmek ona zul gelen sanatçılar var düşünün…
Eğer sanatçı olmasaydınız hangi işle meşgul olmak isterdiniz?
Müzik insanı olmasaydım bilim insanı olmak isterdim buluşlar yapmak teknoloji çalışmaları yapmak uzaya gitmek insanlığa faydalı olmak çok güzel bir duygu. Çok merakım vardır bilime ama bilim insanı değilim
Türkiye’de sanatçı olmak zor mudur?
Belki de sanatçı olmanın en zor olduğu ülke Türkiye’mizdir. Gerçekten hem çok sevilirsiniz hem çok nefret edilirsiniz. Hata yapma lüksünüz yoktur alaşağı edilirsiniz. Saygı duyulmazsınız çabuk unutulursunuz en acısı da budur.
Sahne ve konser çalışmalarınız var mı?
Birçok konserim vardı ama maalesef Türkiye’min bu zor sürecinde güvenliğimizin sağlanamama korkusu sebebi ile iptal edildi. Şimdilik bar programları yaparak sevenlerime o şekilde ulaşıyorum.
Gelecek ile ilgili projelerinizden söz eder misiniz? Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Gelecekle ilgili hedeflerim hep aynıydı. Sanatın her dalı ile uğraşmak tiyatro, sinema sesi gerçekleştirdim yeni albümler yapmaya devam edeceğim sinema filminde oynamak ilk hedefim iki projeye imza attım bile.
Sizce önemli olan çok şeye sahip olmak mı, az şeye ihtiyaç duymak mı? En fazla nelere sahip olmak istersiniz?
Bütün dünyaya sahip olmak isterdim dünyayı ben yönetmek isterdim. Çünkü dünyaya adalet dağıtan bir lider olurdum. Ama bunun için hiçbir çalışmam adım atmam olmadı. Çünkü az şeylerle yetinmeyi ve bunun için şükretmeyi seven biriyim. Kimseye muhtaç olmayacak şekilde varlığa sahip olmak bana yeterli
Yeni albüm çalışmalarınız var mı?
Yeni albümü bitirdik. Adı ‘Kül’ Aranjör Doğu kılıçla çalıştık 12 adet şarkıdan oluşuyor. Son ışık müzik yapım etiketiyle piyasada olacak. İçinde cover şarkılarda var ve tamamen rock altyapısı ile dolu bir çalışma oldu. Mart nisan gibi dinleyecek sevenlerim.
Son olarak dinleyicilerinize, sevenlerinize neler söylemek istersiniz?
Bütün sevenlerime müzik dolu bir yaşam, Savaşsız, barışla yoğrulmuş, huzur dolu günler dilerim.
Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…
RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ
