Emre Yücelen sözü, müziği ve aranjesi kendisine ait olan “Benim Gökyüzüm Var” isimli akustik pop-caz şarkısını kendi müzik yapım şirketi olan “Yücelen Müzik” etiketiyle tüm dijital platformlarda yayımladı. Her fırsatta doğaya olan sevgisinden bahseden Emre Yücelenin bu şarkısı “Doğa Sesleri” adını verdiği albümler serisi ile İtunes'ta “en popüler albümler” listesine girdi.

2010 yılında ilk solo albümü ”Kelebek” ‘i yayımlayan Emre Yücelen, 2013 yılında Müzik Yapım Firması ‘Yücelen Müzik’ i kurdu.

İnternet üzerinde eğitim veren www.muzkdersi.com, www.sandersi.com ‘u kurarak birçok genç müzisyenle bilgi paylaşımında bulunan ülkemizin değerli müzisyenlerinden Emre Yücelen ile bizler de bir araya geldik. Şimdi sizlerle...

Merhaba Emre Bey nasılsınız?

Teşekkürler ederim, Elif'ciğim. Gayet iyiyim.

“Benim Gökyüzüm Var” adlı akustik pop - caz şarkınızı çıkardınız. Şarkıyla ilgili ne söylersiniz?

Şarkı benim için farklı bir müzikal dönemimi sembolize ediyor. Bugüne dek kariyerimde çok fazla ön plana çıkarmadığım daha içsel bir müzik. Sade sözler, sımsıcak bir hikaye. Kendim gibi.

Şarkının özel bir hikayesi var mı, nasıl çıktı bu şarkı?

Yürümeyi çok severim, günlük yaptığım bir yürüyüş sırasında çıktı. Şükretmeyi seven bir insanım. Bir gün yürürken, gökyüzüne baktım. İnsan aklının alamadığı, parayla sahip olamadığın, ancak kafanızı kaldırınca fark edeceğiniz gökyüzü hepimizin üzerinde duruyor, huzur veriyor ve hayatın güzelliğini size anlatıyor. O zaman ‘Benim Gökyüzüm Var’ dedim. İlk melodi böyle çıktı. Sözle birlikte.

Şarkının sözlerinde gerçekten doğaya olan aşkınızdan mı bahsetmek istediniz yoksa bir kadına olan aşkınızı mı anlatıyor?

Tamamen doğa ve özgürlüğe olan aşk. İnsanın şu hayatta sahip olduğu en güzel şey bence Elif.

Gerçekten doğaya aşık bir insan mısınız, kendinizi doğaya teslim ettiğinizde neler hissediyorsunuz?

Doğa insanın yaşam kaynağıdır. Toprağı, ağaçları, canlılığı hissettiğiniz anda dertsizsinizdir. Doğa’da çok mutluyum.

Albümünün kapağındaki resim Suudi Arabistan'lı ressam bir takipçinin çizdiği bir resim olduğunu duyduk, bu size ne hissettirdi?

Evet, müthiş bir olaydı benim için. Suudi Arabistan’da yaşayan bir takipçimle iletişim halindeydim. İnanılmaz yetenekli. Kendisinden rica ettim. O da bana şarkıyı dinleyerek bu kapak resmini çizdi. Tamamen kara kalemdi. Sonradan renklendirmesini rica ettim. Çok mutluyum. Sosyal medya ve interneti en doğru biçimde kullanmak bu olsa gerek. Dünyayı küçültüp, yepyeni insanları tanımak büyük şanstır.

Klipten biraz bahsedelim istiyorum. Klibi siz çektiniz. Neler yaşadınız klibi çekerken, ne kadar sürdü?

Klip bir günde çekildi. Aslında son derece sade bir klip oldu. İçinde bol yeşil, güneş ışığı ve ben varım. Bir de gökyüzüm. Tıpkı şarkıda anlattığım gibi.

2012 yılında hala devam eden 1000’i aşkın doğal ortamda tabiat ve canlı seslerini profesyonel ses ve video görüntüleri ile kaydedildiği (http://www.dogasesleri.com ) "Doğa Sesleri" projesini oluşturdunuz. Proje nasıl gidiyor? 

Projeye kızım olduktan sonra ara verdim. Çünkü hayatımın büyük kısmını o alıyor bu dönemde. Ancak iki yılda yaklaşık 40’a yakın “Doğa Sesleri ve Istanbul City” albümü yaptım. Biraz dinlenmek hakkım. İnşallah tekrar devam edeceğim ilerde.

2014 yılında Ses mühendisi Eren Çılgın ile İstanbul City projesine adım attınız ve bu projede İstanbul’un tarihi mekanlarında (Karaköy, Sultanahmet vb…) kayıtlar yaptınız. Bu proje de Doğa Seslerine ek bir proje miydi? Neden İstanbul? 

İstanbul muhteşem bir tarihtir. Ben İstanbul’da 20 yıldır yaşıyorum. Ve her karesini biliyorum desem yeridir. Çok gezdim, araştırdım, kaydettim, besteledim. İstanbul’da sadece işe gidip gelen değil, gezen, yaşayan biri olmaya çalıştım. O nedenle böyle bir albüm yaptım. Bölge bölge gezerek İstanbul’u çektik. Stüdyoda müzikler yaptım. İstanbul City farklı bir proje oldu. 

İstanbul'da keyif alınacak en beğendiğiniz yerler desem ilk aklınıza gelen 5 yeri söyler misiniz?

Tabi ki. Kadıköy - Moda, Poyrazköy, Sultanahmet , Bostancı, Aydos Ormanı.

Müzik dünyasında yaptığınız birçok işin yanı sıra bir de "Yücelen Müzik" adlı müzik yapım şirketinizde yeni seslere de destek oluyorsunuz. Biraz burada neler yapıldığından bahseder misiniz?

Aslında ilk önce kendi projelerimi yayımlamak için kurdum şirketimi. Sonrasında aranjelerini yaptığım pek çok müzisyen arkadaşım firmamdan albüm çıkarmak istediler. Müzik piyasasında en büyük sıkıntı sizi iyi anlayacak prodüktörlerin olmamasıdır. Ben elimden geldiğince müzisyen arkadaşlarıma destek olmaya çalışıyorum. Benim için büyük mutluluk. 

Emre YÜCELEN'in Youtube kanalı 140.000 abone'yi aştı...

Daha bundan bir yıl önce kurmuş olmana rağmen bugün 140.000'i geçen abonenin olduğu bir "Emre Yücelen Şan Dersi" adlı bir youtube kanalınız var bu kanalı açarken ne düşündün şu an o düşündüğünüz noktaya gelebildiniz mi?

Tamamen sürpriz. Hiç beklemiyordum. Evet, daha önce muzikdersi.com gibi büyük aboneli bir sitem olmuştu 2005 yılında. Ancak youtube.com/sesegitimi kanalımdan böylesine bir ilgi beklemiyordum. Youtube farklı bir alan. Ancak benim yaşam felsefem dolayısıyla insanların bu ortamda toplandıklarına ve kanalı sahiplendiklerine inanıyorum. O da şu : ‘Bilgi saklamak için değildir’. Bunda yıl ne öğrendiysem hep paylaştım. Sadece bu.

Uzun yıllardır müziğin içinde olmanıza rağmen ilk solo albümünüz “Kelebek”i 2010 yılında çıkarmıştınız. Neden bu kadar beklettiniz ve neden ilk Kelebek çıktı?

Beklememin çok uzun ve sıkıcı hikayeleri var. Müzik piyasasını öğrenmek maalesef bana zaman kaybı olarak yansıdı. Ama en önemlisi sonucu oldu. “Kelebek” farklı bir şarkıydı hayatımda. Hikayesi gerçek. İlk albümümdeki her şarkının bende yeri ayrıdır. Yıllar sonra bile hiç sıkılmadan ve sound’u eskimeden dinleyebilirsiniz. O derece güzel ve özel.

Geçen sene Gülben Ergen ile "Mutluluk Köyü" düetiniz olmuştu. 14 Şubat'ta bir kaç gün kala çıkan şarkı birçok sevgililerin de birbirine göndermesiyle sonuçlandı. Bu dönemde çıkmasının nedeni de Sevgililer Günü'ne denk getirmek miydi?

Şarkı bir aşk şarkısıydı. Sözleri harika. Ben de o dönemde 14 Şubat’ın çok uyumlu olduğunu düşündüm. Gerçekten harikaydı. “Mutluluk Köyü”nün müzikal hayatımda etkisi büyük oldu.

Bugüne kadar en güvendiğiniz şarkınız hangisi oldu?

Şarkılarım hayatımdan bir kesit. En güvendiğim şarkılarım benim en güvensiz zamanlarımda yazdıklarım. Şarkılarım yıllar içinde kendime güvenmemin anahtarı oldu. Bir nevi kendi ilacım. Ondan ilaçlarımı ayıramam. Hepsi bana iyi geldi.

Türkiye'de en başarılı bulduğunuz isimler kimler diye sorsam, kimleri örnek gösterirsiniz?

Fatih Erkoç, Tarkan, Erkan Oğur ilk aklıma gelenler.

Küçüklükten beri hayalinizde müzik sektörünün içinde bulunmak mı vardı?

Evet, Elif’ciğim. Tek hayalim eğitim alıp müzisyen olmak. Ve albümler yapmaktı.

Müzik hayatınıza nasıl girdi, neler yaşadınız bu noktaya gelene kadar?

Hep vardı. Hiç çıkmadı. Ben başka bir şey olamazdım. O ne istiyorsa bende onu yaptım. “Enstrüman çal” dedi, çaldım. “Öğren” dedi, öğrendim. “Okula git” dedi, gittim. “Yaz” dedi yazdım. “Söyle” dedi, söyledim. Hala da onun peşindeyim. Beni oradan oraya sürüklüyor şimdi de. Müzik bana hep daha iyi bir insan olmanın yollarını öğretti.

Şu sıralar neler yapıyorsunuz, yeni planlar var mı önümüzde?

Evet yeni bir şarkı ve yeni bir klip var. Çok yakında. Youtube kanalı için ise pek çok çalışma var. 

Herkes ülkemizde yapılan ses yarışması programlarında neden juri olmadığınızı soruyor. Ne iletirsiniz?

Evet, yarışmaların içinde bazı yanlışlar var. O nedenle çok sağlıklı değiller. Faydası olan da vardır. Ancak genel olarak başarısız olduklarını düşünüyorum.

Yaşayıp da unutamadığınız ilk aklınıza gelen hikayenizi benimle paylaşır mısınız?

Çok fazla var Elif ama en sonuncusu beni hala etkiliyor. Kanalda ses analizi yaptığım İran’ın 1 numaralı sesi Homayoun Shajarian’ın beni İran’a konserine davet etmesi. Ve o sıcak yaz gününde Saad Abad sarayında bir yaz gecesi rüyası gibi izlediğimiz muhteşem konser. Hala beni heyecanlandırıyor. Allah’a şükrediyorum. Hayal gibiydi.

İlerideki projeleriniz de düet yapmak isteseniz bir araya geleceğiniz isim kim olur?

Olabilir tabi ki. Rap yapan da olabilir, Caz yapan da. Ben her türe varım.

En ütopik hayaliniz nedir?

Hayal etmiyorum. Sadece yaşıyorum. Önüme çıkan fırsatları yaşamaktan daha güzeli yok.

İleride projelerinizi yurt dışına yöneltmeyi düşünür müsünüz?

Elbette. İran bir adımdı. Sırada başka ülkeler de var.

Dünyalar tatlısı bir kızınız var. Çocuk sahibi olmak hatta kız babası olmak nasıl bir duygu?

İnanılmaz bir deneyim. Tarif edemeyeceğim tek şey o benim için. Benzersiz ve karmaşık güzellikte diyebilirim. Her şeyim o artık.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Herkese teşekkür ederim. Gülümseyerek kalın, mutlu olduğunuz işleri yapın. Hayat harcamak için çok kısa. Sana da teşekkür ederim Elif. Çok keyifli bir sohbetti. 

Doğum Tarihi: 26-07-1976

Burcu: Aslan

En sevdiği huyu: Rahatlığım

En sevmediği huyu: Zaman zaman korkular

Uğurlu sayısı: 10

Uğurlu günü: Pazar

En sevdiği renk: Sarı

En sevdiği çizgi film: Voltran

En sevdiği söz: ‘Dünle beraber gitti cancağızım.

Ne kadar söz varsa düne ait,

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”

Mevlana

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Zeynep Aydın