Merhaba nasılsınız?
Teşekkür ederim iyiyim.
 
Yepyeni bir yıla girdik. Ülkemizin gündemindeki üzücü olaylar her ne kadar bizleri derinden yaralasa da, hepimiz güzel bir yılın umudu içindeyiz. Siz neler söyleyeceksiniz?

Ne yazık ki sevgili Elif. Herkes gibi biz de üzülüp etkileniyoruz. Yine de her şeye rağmen enerjimizi yüksek tutmaya çalışıyoruz. Çünkü işimiz bunu gerektiriyor. Elbette kolay değil ama güzel umutlar, güzel arzular ile işimizi yapmaya çalışıyoruz. "Umudu olmayan insanın hayatı da olmaz" derim ben. Benim içimde iyi hisler var. Güzel günler göreceğiz. Net'in gidişatı da çok güzel. Daha da güzel olacağına inanıyorum.
 
Net şarkısı ile güzel bir çıkış yaptınız. Bahadır Tatlıöz'de bu şarkıda sizinle düet yaparak şarkıya renk getirdi. O aranızdaki uyum herkese yansıdı olumlu tepkileri bizler gazeteci olarak duyuyoruz. Neler söyleyeceksiniz?

Şarkının müziğini ve aranjesini Cüneyt Yamaner yaptı. Beste şekillendiğinde Bahadır Tatlıöz'ü aradı ve "söz yazar mısın" dedi. Bu arada biz çok eski arkadaşlarız. Bahadır da "Tabii ki" dedi ve yazıp kendi sesiyle kaydettiği demoyu yolladı. Ve biz şarkının sözlü halini ilk ondan dinlemiş olduk. Bahadır'ın sesine de çok yakıştığını fark edince bir düet projesi olabilir mi diye konuşmaya başladık. Sonra bu fikri Bahadır ile paylaştık. O da kabul etti. Ve şarkıya gittikçe inanarak "Galiba bir hit yazdık" dedik. Bahadır da çok inandı ve sağ olsun çok sahiplendi. Single 7 Aralık'ta çıktı. Güzel bir start aldı, hala da devam ediyor. Gerek müzik televizyonları gerek radyo kanalları ve müzik listelerinde de oldukça yükseldiğini görüyoruz. Çok mutluyum. Emeğinin karşılığını alabilmek çok güzel bir duygu…

Peki klip?

Klibi Karaköy'de Fosil adlı bir mekanda Gülşen Aybaba ve Bahadır Tatlıöz ile birlikte çektik. Yaklaşık 18 saat süren çekime rağmen hiç yorulmadım. Çok güzel ve uyumlu bir ekiple vardı çünkü. Her şey tıkır tıkır olması gerektiği gibi işleyince, enerjimiz de yüksek olunca bir on saat daha giderdi diyebilirim. Klip’ in stil danışmanlığını Cihan Gözel üstlendi Açıkçası klip için 10 günlük hazırlanma süremiz vardı. Ve Cihan diğer tüm ekip gibi her şeyi o kısacık sürede hazır etti. Aksesuarları birlikte seçtik. Saç makyaj ekibini de tanıdığı için güzel bir uyumla çalıştılar. Tabii ki Gülşen ve Bahadırın eşine az rastlanır uyumları da 'NET' klip’ indeki samimiyeti yansıttığına inanıyoruz.
 

Şarkı düet olmasaydı yine istenilen beğeniyi yakalar mıydı?

Bahadırın hem söz yazarı hem de yönetmen olarak işin mutfağında da olmasından ötürü çok farklı bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum ama Bahadır'ın şarkıcı olarak da klipte yer almasının tabii ki ciddi katkısı olmuştur. Olmasaydı nasıl olurdu? Belki biraz daha yavaş ilerlerdi ama iyi şarkının önünde hiçbir şeyin durabileceğine inanmıyorum, Dolayısıyla tek başıma da söyleseydim mutlaka farkındalık yaratacak bir proje olurdu.
 
Bunun öncesinde "Yelkovan" adlı bir albümünüz var. O albümünüzden çok kısa söz eder misiniz?


2014 senesi' nin sonlarında çıkan 4 şarkılık bir EP’ di Yelkovan. Daha akustik bir havası vardı. İlk çıkış şarkımız "Kilit" ti, akabinde de "Mutlu Son" ile devam ettik. Daha çok hepimizin inandığı şarkıları bir araya getirmiştik. Belki çok fazla sektörel bir düşüncemiz yoktu, "şarkılar nereye gider, sevilir mi" diye çok fazla üstüne düşmedik. İnandığımız ve keyif alarak besteleyip, söylediğimiz şarkılardı. Bu açıdan benim için çok özeldir. Keza sektörün beni tanımasını sağladı. Sonra durduk, nefes aldık ve dedik ki "galiba yeni bir şey yapmalıyız" ve ortaya "Net" çıktı.
 
 
"Mutlu Son" şarkısında efsane oyuncu Nebahat Çehre'nin klibinizde oynadığını gördük. Bu teklifi kendisine nasıl ilettiniz?


Nebahat Çehre ile akrabalığımız var. Babamın kuzeni oluyor. Ben kendisine "Nebahat Hala" derim. Ama en nihayetinde yine de Nebahat Çehre! Kendisine böyle bir teklifi götürmek benim için hiç kolay olmadı. Öncelikle ziyaret amaçlı babamla beraber gittik. Tabi kii mevzu teklife gelince, o sıra benim elim ayağım birbirine girdi ve nasıl sorduğumu hatırlamıyorum. Ama verdiği cevabı unutmadım. "bir dakika, sen şimdi klibinde mi oynamamı istiyorsun" dedi. "Eeevet" dedim. "Eee tamam oynarım ne olacak canım" dedi. Şu an o anı yaşadım Elif. Dizlerine kapanıp çok teşekkür ettiğim anı hatırlıyorum çok mutlu olmuştum. Kendisine sizin aracılığınızla tekrardan saygılarımı iletiyorum. Klipte bizim yaşadığımız hikayeyi anlatan bir yazar olarak oynadı. Yönetmenimiz Melih Bora 'Mutlu Son' klibinde Nebahat Çehreyi çok güzel bir kurgu içinde kullandı. Şarkıyı da söylettik ona, benimle birlikte bazı sözlere eşlik etti. Ne diyebilirim ki çok şey kattı sağ olsun. O yüzden "Mutlu Son" benim için çok özel bir kliptir. Tabii ki 'Kilit' ve 'Mutlu Son' un yönetmeni dostum Melih Bora' yı da es geçmemek lazım hakkı ödenmezlerden.
  
Albümlerden önce vokalistlik yapmışsınız kimlerle çalıştınız?


İlk Ege'ye çalıştım. Sonra Bengü, Özgün. Çok kısa dönem Burcu Güneş, ve Enbe Orkestrası.
 
Bir ünlü ile aklınıza gelen ilk hikayeniz nedir diye sorsam ne anlatırsınız?


Avni Anıl' ı anlatabilirim. Hayatımın en unutulmaz anlarından birini yaşadım sayesinde. Rahmet ve saygıyla anıyorum. Berlin Türk Müziği Derneği korosuna başladığım sene 15 yaşındaydım dolayısı ile en küçük solisti bendim ve o yıl ilk solo söyleyeceğim konser kendisinin de misafir olarak bulunacağı 'Avni Anıl şarkıları' adı altındaydı. Aynı zamanda ilk sahne heyecanımı yaşayacağım konser olacaktı. Üstelik boyumdan büyük bir şarkı seçmişti benim için koro şefimiz Mustafa Sayan. Tabii o kadar küçük olup Muhayyerkürdî makamında Avni Anıl'ın "Unutulmuş ne varsa sevgiden geri kalan" şarkısını benden duyunca çok dikkatini çekti ve bana "hazır ol, konserde seninle vals yapacağız" dedi. 
İkinci bölümde şefliği o devralmıştı ve biz "Mihrabım" diyerek şarkısında dans ettik. Tam 5 sene sonra yine Avni Anıl şarkıları konserinde aynı şarkıda yine misafirdi ve beni gel işareti yaparak tekrar çağırdı. Salonda çok büyük alkış kopmuştu. Berlin Hürriyet' de baş sayfa haber olmuştuk. Hayatımın en güzel dejavusuydu. 
 
Nasıl bir çocuktunuz?


Anneannemin anneme "bugün de Nihanı getirmesen" diyecek kadar yaramaz bir çocuk (gülüyor). Ama öz güveni yüksek ne istediğini bilen ve asla yalan söyleyemeyen. Mümkün mertebe kimseden yardım almadan; kendim giyineyim, kendim yiyeyim, yani 'ben yaparım' mottosu olan bir çocuktum. O sebeple çok küçük yaşta ama severek sorumluluk almaya başladım. Bu benim tamamen doğalımda olan bir şeydi. Ve en belirgin özelliğim kimse bana istemediğim bir şeyi asla yaptıramazdı. 3 yaşlarımda şarkıcı olacağım belliydi. Babam müzisyendir ve ben ilk şarkıları babamdan dinledim. Vokal yapma tekniğini de o öğretmişti bana. Babamın Berlin'de bas çalıp şarkı söylediği bir orkestrası vardı. İlk sesini dinleyip model aldığım kişi de oydu. Annemin de sesi çok güzeldir. Anlayacağınız biz bolca çalıp söyleyen mutlu bir aileydik. Çocukluğuma dair hatırladığım, şanslıyım ki, hiç kötü bir anım yok.
 
Türkiye ile Berlin'i kıyaslayacak olursanız ne dersiniz?

Berlin daha düzenli, daha sistemli ama İstanbul göre daha durgun bir şehir! Şimdilere nazaran daha sakin bir yaşamım vardı. On yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Berlin’de büyüyüp, eğitim almama rağmen sanki olması gereken ve beni ben yapan her şeyi burada yaşamışım gibi hissediyorum. Özellikle İstanbul'un bana böyle katkısı oldu. 
 

"Ben müzik hayatını seçeceğim" dediğinizde hangi yaşlardaydınız?

Tam anlamıyla Engin Süelözgen (eskiler onu bilirler) orkestrasının solisti olduğum yıllardı. Zira profesyonelleştiğim zamandı ve git gide bu işi gelir kaynağı haline getirebileceğimi gördüm. Ama daha öncede söylediğim gibi müzisyen bir aileden gelince ve genetik bir miras varsa zaten hayat sizi bu yöne doğru götürüyor. Yüksek eğitimimi müzikten yana kullanmayıp, pedagoji okudum, zira tahsilime başladığım yıllarda zaten küçük yaşta piyano eğitimi ile başlayan, sonrasında klasik batı şan dersleriyle devam eden bir alt yapım vardı. Koro da işin sahne tarafını tatmin ediyordu. TRT' nin Avrupa ses yarışmasında 2. de olmuştum. Ki bana sorarsanız birinciliği hak etmiştim (gülüyor)
 
Neden olmadınız?

Bana söylenen benden önce defalarca üst üste katılan bir erkek yarışmacının ailesinin yaptığı kulislerden ötürü. Ben yine de sonuçtan memnundum. 1. olsaydım Ankara’daki elemelere katılıp belki de TRT sanatçısı olup başka bir müzikal kariyer çizecektim. 
Engin abinin orkestrasıyla sahne aldığım o yıllarda git gide büyüyen bir albüm yapma isteği doğdu içimde ve böylelikle 2006 Ağustos ayında radikal bir kararla İstanbul’a geldim. Kısmet dedikleri bu olsa gerek. 

Nasıl oldu o İstanbul'a geliş?

Kararını almak zor olmadı. Çok inanarak geldim.  Hedefimi koymuştum. Babamın eskiden eşlik ettiği şarkıcı Jale Öz bana "Nihancığım senin sesin çok özel, sen bu işi burada yapmalısın, hiç korkma gel biz senin yanındayız" dedi. Ve gerçekten de İstanbul'a ilk adımı attıktan sonra anladım ki ben bir daha buradan ayrılamayacağım. Çünkü birlikte çalışmak istediğim insanlar buradaydı, feyz aldığım, albümlerini takip ettiğim herkes. İlla ki bir sene kadar bir adaptasyon sürecim oldu. En nihayetinde kalabalık ve trafiği olan bir şehir. Benim için büyük bir fırsattı ve en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Şükür ki hep iyi insanlarla karşılaştım. Hep üstüne koyarak kendimi geliştirerek adım adım ilerledim. O yüzden geldiğim noktadan da çok mutluyum. Hep böyle devam edeceğini hissediyorum...
 
"Ben piyanoyu çok küçük yaşta bıraktım ve içimde ukde kaldı" diyen Bilge Nihan, "Enstrüman çok nankör bir şeydir, aynı dil gibi! Onu bıraktığınız an o sizi zaten dün bırakmıştır ve onu tekrar hatırlayıp geri kazanmanız en az 1 senenizi alır" diye uyardı. 
 
 Berlin’de kalsaydınız hayatınız nasıl olurdu?

Evet Elif, bu soruyu bende kendime soruyorum bazen. Ama sanıyorum böyle bir Bilge Nihan olamazdım. Hayatı daha geriden takip eden, belki daha küçük sahnelerde şarkı söyleyen biri olurdum. Ama mutlaka sahneye çıkardım. Belki de klasik ve caz' a odaklı bir müzikal şarkıcısı da olabilirdim. İstanbul fikrinden önce böyle bir düşüncem vardı çünkü. Kim bilir?
 
İstanbul'a gelmemin tek sebebi, daha geniş kitlelere hitap etmek istememdi.
 
 Piyasaya ilk olarak dört şarkılık bir albümle girmenize rağmen şimdi single ile döndüğünüzü görüyoruz. Bundan sonra ne olur?

Bundan sonra da bir solo single projesi üzerine yoğunlaşıyoruz. Komple bir albüm fikri ise doğru zaman geldiğinde kendiliğinden doğal olarak gelişir diye düşünüyorum.
 
Yeni albüm ne zaman gelir?
Şarkımız henüz çok taze daha yeni yeni yükseliyor ve ne kadarlık bir süre verir bize bilmiyorum. Büyük olasılıkla yaza yine daha hareketli bir şarkı ile çıkacağız. Herhalde Mart gibi tarihi belirlemiş oluruz. Bunun haricinde sahne çalışmaları tam gaz devam ediyor.
 
 
Özel günler için akustik olarak kaydettiği projelerinin olduğunu ileten Bilge Nihan, sosyal medya da bu şarkılarını kendisini takip eden sevenleri ile paylaşacağının müjdesini verdi. 
 

Yakın tarihte neler var?

Sahne çalışmalarım var. Cuma günleri Eskişehir'de bir mekanda sahne alıyorum. Ama yakın tarihte İstanbul’da da çalışmalarımız devam edecek. Sosyal medya hesaplarımdan konserlerimi paylaşıyorum takip eden severlerim oradan görebilirler.
 
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Umarım 'Net' herkese ulaşsın çok sevilsin ve paylaşılsın. Seninle bugün geçmişe gittim ve hiç bir yerde göremeyecekleri bir Bilge Nihan'ı sundum onlara. Eğer sonuna kadar okumuşlarsa şimdiden çok teşekkür ederim. Öncelikle herkese sağlıklı ve güzel bir yıl diliyorum. Tüm olumsuz olaylara rağmen güzel şeyler dilesinler. Her şeyi sevgi ile aşabileceğimize inanıyorum. Sağduyu ve sevgi ile...
 
 
Doğum Tarihi: 28.08.1981
Burcu: Aslan
Yükselen: Boğa
En sevdiği huyu: Hiç kin tutmam
En sevmediği huyu: Sabırsızım
Uğurlu sayı: 7
Uğurlu gün: Cuma
En sevdiği çizgi film: Tom ve Jerry
En sevdiği renk: Haki yeşili
En sevdiği söz: Bu dünya sahnesinde darılan değil dayanan kazanır

Röportaj: Elif Günay