Stratejik bir coğrafyaya sahip olan topraklar- ki bu durumda dünyanın merkezi kadar önemli bir konuma sahibiz-göç yolları, ipek yolu, bir krallığın üzerine bir daha bir daha kurulan krallıklar bir tarih oluşturur. Bu yüzyıllar içinde oluşur. 
Kurulan her krallık eskiyi içinde barındıran yeni bir tarzla, geleceğe kalan eserler oluşturur. 
Yüzyılları peşinden getiren bu eserler bizi konuk eder
Evet
Konuk bizlerizdir.
Ölümlü olan bizler. İnsanoğlu.
Yapılar geçici sahipleri tarafından korundukça nesilden nesile geçmişi çağrıştırır. 
Yeni medeniyetler eskiyi bu kalıcı yapılarla tanır…
Dağı taşı, tarihi eserdir memleketimin.
Yaşadığımız topraklar yaradanın bir lütfu olarak tabiri caizse kirli çıkın tarihten oluşmuş bir sandviç gibidir. 
Roma, Bizans, Osmanlı ve onlarca ara medeniyet…
İşte her ülkeye nasip olmayan bu şansı biz maalesef iyi kullanamıyoruz.
Çok tarihi esere sahibiz.
Ama… 
Restorasyon nedir bilmiyoruz.
Mimarinin mihenk taşıdır bilmiyoruz.
Bilmez miyiz yoksa önemsemez miyiz?
Alelacele bitirerek gösteriş mi yaparız?
Bol oyuncağı olan çocuk gibi değerini bilmez miyiz?
Oysa o depremlerin bile yıkamadığı eserler yıllarca, onlarca çalışanın el emeği göz nuru bazılarının uğruna canından, bazılarınınsa tekrar yapmasın diye elinden olduğu o güzelim yapılar ne muhteşemdir.
Maalesef zaman diliminin hışmına uğradı bu dönemde
Ya bir hain el karanlıkta yakıverir bir kibritle, ayakta kalanlar bizimse, restorasyon kazalarıyla bizlerden uzakta şaşkın bakarlar.
Anadoluyu gezerken yapılan restorasyonları içim acıyarak izliyorum.
Bir Silifke Kalesi, betondan bir kale görüntüsüyle Urfa Kalesi, üniversite okuduğum yıllarca yüzlerce kez baktığım canım Fındıklı’da ki camii…
En canımı acıtanı ise;
1979 yılında ilk gördüğüm ve hayran kaldığım, 2.si 2007 yılında görüşüm, restorasyon geçirdi dedikleri evrenin içimde bıraktığı kötü izlenim ve de son hali… Allahım bu bir kabus… Kabustan beter.
Ah Ağrı İshak Paşa Sarayı…
Sen ki 18 yüzyıl Osmanlı Mimarisinin en seçkin örneğiydin.
Çatını pimapenle kaplayan bir nesle düştün bu kez.
Çok yazık çok. 
Maalesef biz güzelin kıymetini bilmiyoruz.
Yedikule Surlarıyla başlayan bu izlenimim giderek büyüyen bir kınamayla devam ediyor.
Kınamayı iyi biliriz ya.
Oldu bitti maşallah kınaması kaldı inşallah!
İşte beni bu hafta dürten bu duygumun fitili bu kez;
İstanbul Şile’de “Ocaklı Ada Kalesi” olarak bilinen kale.
Bir kez görmüştüm.
İkincisini televizyonda nasip oldu.
Gülerim ağlanacak halime…
2000 yıllık Cenevizlilerden kalma bu kale…
Restore edilmiş.
Edilmez olaydı.
Sosyal medyada; “Restorasyonda Sünger Bop Kare Pantolon dönemi” dendi. 
Helal olsun!
Benzetenin görsel algısı oldukça yüksekmiş.
İki göz bir burun kare bir kafa,
Bence de Sponge Bob’un o şapşal yüzüne o kadar benzemiş ki!
Bir taslak bir karalama sanki…
Prototip olmadı tekrarı var.
Hep derim ki aslına uymayacaksanız ellemeyin.
Bırakın dağınık kalsın…
Bu ülkenin eli kalem tutan, kafası çalışan restoratörleri nerelere gizlenmiştir yaaa…
İki autocad bir 3D bilen biri mi rölöve alıp yapmıştır bunu?
Bir de savunuyorlar.
Rezilliğe bakın.
Asıl sorgulanması gerekenin onarımının bugüne kadar ihmal edildiğini savunan danışman – haklı yazık bu güne kalınca acele koltuk kaçmasın diye çıka çıka bu çıkmış Sponge Bob falan idare edin ama, olsa dükkan senin ağğğbii- eleştirilere bakın ne demiş;
“Seçilen taş kale duvarlarında kullanılan taşa görsel ve fiziksel olarak en iyi taştır.”  
Bu durumda doğal taş görünümlü seramik de kullanabilirdiniz arkadaşlar. 
“Ancak, ocaktan yeni çıkarılmış bir taşın mevcut taşlara uyum sağlaması uzun zaman gerektirecektir.”
Kardeş, oooooo…
Mevzu, malzemeye gelene kadar biçim biçim…
Kütlesel farklı düzlemler nerede, derinlikten bir haber bu hacim! Bildiğin en, boy, derinlik bir hacim olmuş bu. 
Bu canım kalenin form, biçim kavramları nerede?
Allahaşkına biz meslekdaşlarınızı yemeyin bari.
Yıllarca okuduk, öğrenci yetiştirdik.
Ayıptır yaaa…
Bizede mi loo loo lo!
Evet şak şak şak
Şile Kalesi’nin imgesinin değiştiğini söylemişsiniz.
Gerçekten de çok değişmiş.
Hatta yakına bir AVM yapın köprüyle kaleye geçiş verin. AVM’ye gelen çocuklar Sünger Bop Kalesi’nde oyun oynarken, ebeveynleri de alışveriş yapsın. Aman kare pantolon imajını, damalı taşlardan yapmayı unutmayın ha… daha gerçekçi olur.
Ohhhhhh.
Porof. Zihni Sinir Proceci arkadaşım
İrfaaaannnn…
Nerdesinnnnn????
Senin dönemin başladı gellll.